Dolar 32,3679
Euro 34,9608
Altın 2.325,51
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 21°C
Parçalı Bulutlu
Kilis
21°C
Parçalı Bulutlu
Per 21°C
Cum 25°C
Cts 26°C
Paz 25°C

Mevlâna’yı Anlamak…

Mevlâna’yı Anlamak…
A+
A-
22.12.2020
338
ABONE OL

Uğur KEPEKÇİ

 

Geçtiğimiz 17 Aralık 2020 tarihinde Hz. Mevlâna’nın Hakka vuslatı olan şeb-i Arus’unun 747. Yıldönümünde sevgiyle saygıyla rahmetle anıldı.

Elbette çağlara mesajlar veren böyle insan-ı kâmillerin gerçek manada anlaşılması ve istifade edilmesi lazımdır.

Geçmişte yaşayan Hazreti Mevlâna gibi Yunus Emre gibi Hacı Bektaş-ı Veli gibi Abdulkadir Geylani gibi kendi çağının kâmillerinin verdiği mesajları algılamaya çalışmanın yanında asıl görevimiz, çağın kâmil insanının çağa vermek istediği ilahi mesajları okumaya çalışmak olmalıdır.

Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.a.) son peygamber olduğu için Onun ahirete göçü ile başlayan yeni süreçte uyarıcılık görevi Ehl-i Beyt’e, dolayısıyla velayet makamı sahibi zevata verilmiştir. Bu gerçeği kabul noktasında çok önemli sorunlar yaşanmamakta, asıl sorunun kaynağı, kimlerin Ehl-i Beyt’in ve velayet yolunun devamı ya da yaşanan çağın kâmilleri arasında yer aldığıdır.

Bu konuda gerçeğin tespitinde, ilim ölçüsünden çok hamaset duygusu öne çıkmakta, o yüce makama layık olan da olmayan da bu görevle taltif edilmektedir. İyi ile kötünün, sapla samanın, gerçekle sahtenin biri birine karıştığı bir hâl yaşanmaktadır.

Çağın kâmilini ararken dikkat edilecek en önemli ölçü; yaşanılan çağın problemlerine mutlaka çözüm önerileri sunmalı, hayat ölçüleri, fikirleri, doğruluk ve duruşları inancıyla ve taşıdığı sorumlulukla bağdaşmalıdır.

İnsan-ı kâmiller kıyamete kadar her çağda yaşayacak, her çağa o çağın kâmili olarak mesajlar verecek, çözümler sunacaktır. Geçmiş çağlarda bu görevi üslenenler; Hacı Bektaş-i Veli olmuş, Hacı Bayram-ı Veli olmuş, Abdulkadir Geylani olmuş, Akşemseddin olmuş, Yunus Emre olmuş, Mevlâna olmuş, bu süreç kıyamete kadar da devam edecek bir süreçtir. Her çağa yeni şeyler söyleyecek o çağın kâmillerinin olacağını Hz. Mevlâna şu mesajı ile anlatmaya çalışmıştı:

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi, Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, Dünle beraber gitti cancağazım; Ne kadar söz varsa düne ait, Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Hz. Mevlâna

Hz. Mevlâna, her çağa yeni şeyler söyleyecek, çağın Mevlanalarına olan ihtiyacı bir başka ifadesinde de şu şekilde dile getirmektedir:

“Zamanın kutbu olan insan-ı kâmilin kelamına karşı nakil ilmi, su varken teyemmüm etmek gibi bil. Allah Allah! Allah velileri ile diz dize oturmak lazımdır. Çünkü o yakınlığın büyük tesiri vardır.” (Kur’an Tefsiri Açısından Mesnevi, Dr. Hüseyin Güllüce, s. 72)

Yukarıdaki bilgiler ışığında etrafımıza baktığımızda çağın her probleminde çözüm sunan, Ehl-i Beyt kıyamına eş bir duruş sergileyen, çağın bütün şer odaklarına karşı mücadele eden, ayrılıkları birliğe, kavgaları barışa dönüştürmeye çalışan, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ı görmekteyiz. Çünkü O, diğerlerinden farklı ve yeni şeyler söylemektedir.

Ekonomide kapitalizm ve diğer sömürü düzenlerine karşı bir duruş sergileyerek; açlığa, yokluğa, işsizliğe, fakirliğe; “Milli Ekonomi Modeliyle” çözüm sunmaktadır.

Sosyal problemlere “Sosyal Devlet Milli Devlet” projesiyle çözüm sunmaktadır.

Dini, milli ve kültürel haçlı istilasına, Deccal fitnesi Dinlerarası diyalog sapkınlığı karşısında Ehl-i Beyt projesini sunmaktadır.

Bu kadar çözüm önerisi sunan Prof. Dr. Haydar Baş’a çağın Mevlana’sı demekten başka yol göremiyorum. Evet, şimdi o ceset olarak aramızdan ayrıldı ama onun yaktığı meşale bıraktığı fikirler ve şaheserlerle karanlıkları aydınlatmaya devam ediyor.

Şimdi milletimize düşen görev; çağın Mevlâna’sının görüş ve önerilerine kulak vererek kurtuluşa ermektir. Aksi takdirde yaşanan sıkıntılardan kurtulmanın imkânı da görünmüyor. Tercih sizin.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.