Motivasyon-3

Mahmut İhsan KANMAZ
“Motivasyon, yakıt olarak amaç depolar ve vizyonla yola çıkar, hareketle de kendini ispatlar.” (Pat MESİTİ)
Selam, sevgi ve saygılarımı sunarak bir yazımda daha birlikte olmanın hazzını yaşıyorum sevgili arkadaşlarım.
Malum olduğu üzere, önceki iki yazımda motivasyon konusunu ele almış ve çeşitli uzman görüşlerini, araştırma bilgilerimle birleştirerek sizlere yansıtabilmenin gayreti içinde olmuştum.
Bugün de aynı minvalde anlatımlarımı sürdürerek, serimize bir nokta koymaya çalışacağım kısmet olursa…
“Batan bir güneş için üzülmeyin… Asıl yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin” demiş Dale Carnegie.
Çok doğrudur. Geçen günlerin ardından hayıflanmak, ah vah etmek gereksizdir. Bence önemli olan, onlardan gerekli dersleri alıp, yeni bir şevk ve heyecanla önüne bakmak olmalıdır yapılacak şey.
Çalışılmalı, mutluluğun ve kalp huzurunun peşinde olunmalıdır her daim.
“Büyük işler, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi çalışmakla başarılabilir” diye buyuran Vanvenarues’a kulak verilmelidir.
Başarıya giden yol, çalışmaktan, cesaretli olmaktan, yapabileceğine inanmaktan ve yüce Allah’ın kendisine verdiği sevgiden, iman ve inanç gücünün toplamından ibarettir aslında.
İnanmak, insanın maneviyatını sağlam tutar ve o da başarıya zemin hazırlar.
Hani Mevlana Hazretleri buyurmuştu ya Mesnevi’sinde, “Uzaklık ta nedir ki ey yar? Biz Yaradan’ı da görmeden sevmedik mi?” İşte burada saklı olan inanç halidir kastımız. Öylesine bir inanmak yani…
“İnanç görmediğinize inanmaktır…Bunun ödülü de çoğu zaman, inandığınızı görmektir” diyen bir başkası da aynı şeyi anlatmaktadır bizlere…
Bir işe girişirken kendimizi iyice motive ettik diyelim. Hazırız yani… Ancak yol arkadaşlarımız da çok önemlidir… Bize destek olacak, uyaracak ve başarıya yöneltecek kişiler olmalıdır bunlar… Yoksa bir bilgenin dediği gibi olmamalıdır durum.
“Karamsar ve kötümser insanlarla birlikteyseniz eğer, sizi aşağı çekecekler ve de hızınızı keseceklerdir. Oysa sizin başarılı ve mutlu olmanızı destekleyen insanlarla birlikte olmanız, mutluluk ve başarınızı bir adım öne taşıyacaktır…”
Bazen de yalnız yürürsünüz o yolda.
Sang H. Kim’in de işaret ettiği gibi, size yol gösterenler olacaktır, öyle yapma, şöyle yapma diyenler de bulunacaktır mutlaka.
Ama siz başarı yolunda tek başınıza kalacaksınız ve o hedefe de, sahip olduğunuz motivasyon gücüyle ulaşmaya çalışacaksınızdır.
Bazen ters köşe fikirler de olabilir. Yani gidilen yol farklıdır ama nihai hedefe ulaşma gayreti ortaktır değerli dostlarım.
Birilerinin bu mealdeki görüşleri buna belki bir örnek teşkil edebilir.
“Asla mutluluğa giden yol diye bir şey yoktur. Zira mutluluğun kendisi bir yoldur zaten…” Doğrudur bence…
Motivasyon endeksli kelamlardan en güzeli belki de şudurDr.Feldenkrais’e ait: “Her insanın amacı, imkânsızı mümkün, mümkünü kolay, kolayı da zarif ve zevkli yapmanın yollarını bulmaktır.”
Tabi imkânsızı mümkün yaparken de, her daim umutlu ve azimli olunmalıdır.
Hani eskiler derler ya, “Sağlam dur!” diye, aynen öyle işte… Kararlı ve başarıya odaklanmış bir halde olunmalıdır…
Helen Keller’in şu kelamındaki gibi olmalıdır herşey bir bakıma: “Hiçbir zaman başınızı eğmeyin… Her daim dimdik olsun alnınız. Hayatı karşınıza alın ve tam de onun gözünün bebeğine bakın…”
“Yıkılmadım ayaktayım” gibi olun yani.
Ders çalışan öğrenci, başarıya odaklanmış bir çalışan, hedefe kilitlenmiş bir atlet, rakibini yenmekten başka bir amacı olmayan güreşçi, gol atmaya ve yememeye koşullanmış veya teknik direktörce şartlandırılmış bir futbolcu gibi olunmalıdır her daim…
Burada bir motivasyondan söz edilebilir. Yani başarılı olmaya ve daha iyiye ulaşmaya gayretten bahsediyorum.
Tabi arzu ve istek faktörünü de göz ardı etmeden… Ne diyordu Mario Andretti?: “Arzu, motivasyon için kilit noktadır… Buna ilaveten, kararlılığın ve hedefini sürekli olarak kovalamaya olan inancın ve bağlılığın da, sana aradığın ve peşinde olduğun başarıyı yakalamanda imkân tanıyacaktır, bu kesin…”
Başarıya giden yol dikenlidir bazen, canını acıtır insanın. Ama vazgeçmemek gerekir hedeften. Bir daha, bir daha denemek lazımdır bazen… “Belki” demenin erdemine sahip olmaktır aslolan…
Tıpkı, “Suç ve Ceza” gibi, “Karamazov Kardeşler” gibi ölümsüz klasik eserlerin sahibi, Dostoyevski’nin işaret ettiği şekilde: “Amacına ulaşmak için, hiçbir şeyi küçümseme. Tam ulaşamazsan bile yeniden dene; belki başarırsın. Çünkü hepimizin güvenini bağladığımız şu, “belki” ifadesi, hiç te azımsanmayacak bir umuttur anlayana.”
N.Pereschkian adlı bir bilge de der ki: “Daha önce hiç sahip olmadığın bir şeye sahip olmak istiyorsan, daha önce hiç yapmadığın bir şey yapmalısın…”
Hep cesaret, hep cesaret deyip durduk sevgili arkadaşlarım…
Gerçektende önemli bir şeydir cesaret denilen şey… Başarıyı getirendir, azmi ve çabayı destekleyendir, sonunda mutluluğa da ulaştırandır o… Zaten bir değerli kişi söylemişti sanırım: “Her büyük başarı ve kazanılan zaferin gerisinde mutlak bir cesaret faktörü vardır.” Bence çok doğru bir kelamdır bu.
Düşünün lütfen, bir spor olayında ki cesaretin rolünü. Cesaret olmadan, bir güreşçi mindere çıkar mı? Maç öncesi uzman koçlar tarafından (coach) o sporcuya, cesaret konusunda telkinde bulunulur. Adeta kazanmaya inandırılır ve şartlandırılır. “Sen çok güçlüsün, kesin kazanırsın, yeterki azmini ve cesaretini yitirme” şeklindeki sözlerle inanç pompalanır…
Aynı şey, öğrenciler için de geçerlidir. Sınav öncesi, “Ben ne yapacağım, kesin kazanamam” diyen bir öğrencinin bence evvelemirde bir cesaret dopingine ihtiyacı vardır, aynı az önceki güreş örneğinde olduğu gibi…
Rehber öğretmenler, her çocuğun ilgi ve kapasitesi oranında, onunla konuşarak, yüreklendirerek ve “Sen yaparsın” denilerek, ona cesaret ve başarma isteği enjekte eder.
İşte bütün bu dediklerimizin ışığında, Anais Nin adlı bir uzman kişi şunları demiştir: “Hayat, insanın cesaretine göre büyür veya küçülür.”
Güreşçiye göre rakip mağlup edilir, öğrenciye göre de, derslerde ya da sınavlarda başarılı olunur ve istenilen yere gidilir, kazanılır.
Motivasyon mevzusuna güzel bir örnek söz de, bir dönemin ünlü sinema oyuncusu, Bruce Lee tarafından denilmiş: “Ölümsüzlüğün anahtarı, ilk önce hatırlanmaya değer bir hayat yaşamaktır.”
Bu da ancak, başarılı, yararlı ve kişiye yaşama arzusu kazandırıcı bir ömür sonunda mümkün olacaktır belki de…
Unutmayalım ki, şu an işimize yarayan birçok şeyin mucitleri, icatlarını hep ilerleyen yaşlarında gerçekleştirmişlerdir.
Onu da sanırım, cesarete, çalışmanın ve üretmenin erdemine, yaşama hevesine ve insanlığa bir eser bırakabilmenin çabasına istinaden yapmışlardır.
Evet, motivasyon konulu üçüncü seri yazımızın da sonuna yaklaşırken, izninizle konuyla ilgili birkaç özlü ve değerli sözleri, bir demet çiçek halinde sunmak isterim sizlere… İnşallah beğenirsiniz…
– Uçurtmalar rüzgâr gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselirler…
– Bir işi doğru yapmak, yanlış yapıldığını açıklamaktan daha az zaman alır… (Henry WODSWORTH)
– Eğer irade gücünüzün pek olmadığını düşünüyorsanız, kendi başarınızı küçümsüyorsunuz demektir.
– Başarının anahtarı, bir şeyi yapma, ama hemen yapma arzusu duyulmasındandır.
– İnsanlar hedeflerinden daha büyük olmalıdırlar. (MONTAIGNE)
– Konu, işlerin yürütülmesine gelince, motivasyon her şeydir. (LACOCCA)
– İnsana olanlar değil, asıl o insanın içinde olanlar önemlidir. (Louis MANN)
– Geçmişte kim olduğunu bilmek istiyorsan, şu an kim olduğuna bak… Kim olacağını bilmek istiyorsan da, ne yaptığına iyi bak… (Bir Çin Atasözü)
Tekrar birlikte oluncaya kadar, her şey istediğiniz gibi olsun. Sağlık ve güzellik, hep sizlerle olsun sevgili arkadaşlarım ve değerli dostlarım. Hoşça kalın.