Nejat TAŞKIN Usta’ya…
Nejat TAŞKIN
Kurban olanı, Kilis için
Kalem tutan ellere…
Merhum Mazlum Kılıçkıran ölümünden birkaç ay önce benim için kaleme aldığı bu yazıyı Kent Gazetesinde yayınlatmıştır. Toprağı bol olsun bu güzel Kilislinin…
***
“Kilis’i kış bastı mı, gece gezmeleri de başlardı çocukluğumda. O güzelim ev gezmeleri bir görgü evi, bir bilgi evine gitme misaliydi. Kahveler kaynar, cevizli çaylar içilir, gerebiç, sucuk, bastık sandık sandık inerdi ortaya. Gurup halinde “peçiç” oynanır, Künefe tepsisi de ters dönerdi. Sıra bilmece-bulmaca oynamaya gelince, neşede son haddini bulurdu.
En zor bilmeceler meşgul ederdi herkesi. Bazen bilen olmazdı bilmeceleri. İşte, o zaman, bilmeceyi soran “bir memleket bağışlamadan söylemem” derdi. İstanbul bağışlanır, İzmir bağışlanırdı da bilmece soranın gönlü razı edilemezdi.
En son bilmeceyi soran “gönlünün sultan şehri Kilis’i bağışlamazsanız söylemem” derdi.
Nedense meraklı misafirler bile Kilis’i bağışlamak istemezlerdi. Ama ben öğle yapamıyorum. Daha doğrusu esirgeyemiyorum. Dilim varmıyor ki;
Kilis’i size bağışladım Nejat TAŞKIN ağabey.
Kilis için çarpan, her an Kilis’le dolan o yüce sevdalı yüreğe bağışladım…
Siz Kilis’in İsa KAYACAN’ısınız. Öyle ya, “ben Kilisliyim” demek kolay… Ama sevgi zor… Tanrının her günü, her saati ama siz gurbette değilsiniz. Çünkü Kilis sizin içinizde… Zati her yüreğin harcı da değil. Kilis’i sığdırmak…
Mazlum KILIÇKIRAN”
***
Zaman dilimleri içinde onu unutmamak için hep yazdım ve yazmaya devam edeceğim rahmet ve saygı ile anıyorum.