Nezaket & Zarafet
Mahmut İhsan KANMAZ
“Nezaket hiç’ten gelir, fakat her şeyi içine alır.”
Günaydın, iyi hafta sonları…
Bugün çok kıymetli bir mevzuyu, enine boyuna ele almanın derdinde olacağım kısmet olursa.
Nedir o mevzu?
O mevzu, incelik ve kibarlığın timsali olan davranışlar hakkında olacak.
Zarafet ve nezaketten bahsediyorum aslında.
Bir kere ikili ilişkilerde, karşı tarafa özenli saygılı ve dikkatli davranma halinin adıdır nezaket ve zarafet.
Belki de en güzel davranış halinin.
Ne diyor birileri: “Dış görünüşün neye benzerse benzesin, nezaket seni dünyanın en güzel insanı yapar.”
Öyle midir gerçekten? Kesinlikle, çünkü “Hiçbir şey, nezaket ve zarafet kadar güçlü ve bir o kadar da değerli değildir” demiş, Marquis de Sade.
Bir başkası, “Nezaket, fikir ve ahlak kültürünün simgesidir” buyurmuş.
Katılmamak ne mümkün…
***
İnsan, nezaketi sayesinde dost ve arkadaş çevresini genişletir…
Hatta çoğu zaman, nazik ve kibar olmak bulaşıcıdır bile denir…
Öyledir de. Siz hiç saygılı davrandığınız birinden, ters bir karşılık aldınız mı?
Sanmam.
Ha yok mudur öyleleri, illaki vardır ve olacaktır da…
Bu tamamıyla, bir eğitim, terbiye ve kişilik sorunudur bana göre…
Hani, “Nazik, kibar ve saygılı insan nezaketi, nezaketsizden öğrenir…” diye bir kelam vardır ya ortalık yerde.
İşte onun için diyorum bunları.
Tabi öncelikle, insanın kendine karşı saygılı ve dürüst olması gerekir…
Yoksa böyle olmayan birinden, nazik olmasını bekleyebilir miyiz?
Yorumu siz yapın.
Bir bilge buyurur ki, “Kişinin kendine karşı göstereceği saygı ve nezaket, saygıların en büyüğü ve en değerlisidir…”
Eğer ki bir toplumda saygı ve nezaket varsa, orada her türlü güzellik ve yücelik de vardır bana göre…
Bakınız bu dediğimi günlük yaşamın her alanında görebilmemiz olasıdır…
Alın, her gün cebelleştiğimiz trafik.
Öncelikle şu söylenebilir.
Sürücülerin birbirlerine ve sonra da, yayalara, çevreye, kurallara saygısı ve uyumu ölçüsünde, trafik sorunları ve trafik kazaları minimum seviyelerde olacaktır.
Soralım, neden bazı toplumlarda trafik sorunlarına daha az rastlanıyor?
Bence tek nedeni budur.
İç disiplin, kurallara uygun davranma, dikkatli sürüş ve illaki saygı…
Tabi bunlara, olmazsa olmaz eğitimi ve nezaketi de dahil edebiliriz.
Çok kıymetli şeylerden söz ediyorum.
***
“Tevazu ve nezaket içinde yürümem nedeniyledir ki, önümdeki bütün yollar
açılıyor” demiş Ludwig Von Goethe.
François Voltaire’de buyurur ki: “İyi ahlak, insanlar arasında bir nezaket alışverişidir.. Bu alışverişte yer almayan her şey değersizdir.”
İronik kelamlarda edilmiştir bazen nezakete dair… İşte bunlardan birinin sahibi ünlü yazar Mark Twain.
Şöyle der Twain bir sözünde: “Nezaket, kendimizi ne kadar çok, başkalarını ise ne kadar az düşündüğümüzü belli etmeme sanatıdır.”
Bir başka deyimde de aynı ironik anlam devam eder:
“Nezaket, düşman edinmeden, taşı gediğine koyma çabasıdır.”
“Balmumu için sıcaklık neyse, insan için de nezaket odur….” diye buyurmuş Arthur Schopenhauer.
“Nezaket akıllılık, nezaketsizlik ise aptallıktır” demiş bir diğeri.
***
Sizce, haklı olmak mı, yoksa nezaket sahibi olmak mı daha önemlidir? Gerçi yanıt bellidir.. Büyük şair Can Yücel de bunu doğrular zaten.
“Kibar olmak, haklı olmaktan çok daha önemlidir” der.
Başkaları da destekler bunu.
“Haklı olmakla, nazik olmak arasında bir seçim yapmanız gerektiğinde, mutlaka nezaket seçilmelidir” derler.
Nezakete yakın bir anlamı olan zarafet de öyle.
İncelik göstermek, nazik davranmak gibi bir manası vardır zarafetin.
Kadınlara gösterilen kibarlık, zarafetin en önemli göstergesidir bu anlamda.
Söylemle, hareketle ve tavırla sergilenen bu ilgi ve alaka davranışları, zarafetin de olmazsa olmazıdır.
Bir tatlı söz, dünyalara bedeldir denir ya, işte o anlayış, zarafet için de geçerlidir.
Tek bir gül, bir tek çiçek dahi bir kadının kalbini fetheden zarif bir davranıştır.
Zaten her tür iltifata layık bir kadın, bu nedenle de, zarafetin simgesi sayılmıştır dünyanın her yerinde.
Haklı bir ünvan bana göre.
***
Şu saptama çok önemlidir.
Günlük hayatta kullandığımız bazı ifadeler ve sözcüklerin sıklığı, aslında bizim ne ölçüde kibar ve nazik biri olduğumuzun da bir yansımasıdır aynı zamanda.
Sözgelimi, şimdi sıralayacağım bazı nezaket ve zarafet deyimlerini, lütfen herkes kendi üzerinde bir test etsin.
Bakalım ne kadar nezaket sahibiyiz veya değiliz.
Acaba günlük sosyal ilişkilerde ne kadar çok tüketiyoruz bunları.
Buyurunuz:
– İyi akşamlar.
– Günaydın.
– Sabahlarınız hayrola.
– Sıhhatler olsun.
– Mutluluklar dilerim.
– Çok üzgünüm.
– Özür dilerim, bağışlayın.
– Lütfen.
– Rica ederim.
– Geçmiş olsun.
– Sağlığınıza duacıyım.
– Memnuniyetle.
– Tabi ki buyurun.
– Çok teşekkür ederim.
– Kusura bakmayın n’olur.
– Çok memnun oldum.
– Kutlarım, tebrik ederim.
– Nasılsınız, iyi misiniz?
– Tekrar görüşmek ümidiyle…
– Saygı duyarım…
gibi, sayılarını daha da çoğaltabileceğimiz nezaket sözcükleri, basit gibi görünse de, aslında bunlar çok önemli özellik ve davranışlardır…
Belki farkında olmadan hepimiz bu ifadeleri gün içinde muhataplarımıza illaki söylemekteyiz.
Bütün bunlar, bizim ne denli kibar, nazik ve ince ruhlu biri olduğumuzun da ispatlarıdır bir bakıma.
Tıpkı, “Nezaket, insanlığın çiçeğidir” kelamının mealinde olduğu gibi…
***
Çinli büyük filozof Konfüçyüs de, ideal insanın güzel bir tanımını vermiş.
“İdeal insan, özel hayatında ciddi, kendinden büyüklere saygılı ve nazik, halkla ilişkilerinde ise, iyilik dolu ve adildir.”
Bir başka Çin’li düşünür Lao Tzu da şöyle özetler, örnek bir insanın sahip olabileceği özellikleri: “Gerçekten önem verdiğim üç hazinem vardır benim.
Birincisi yüreğimin sevgiyle dolu olması İkincisi tevazuya ve hoşgörüye önem vermem. Üçüncüsü de saygı ve nezaketi baş tacı etmem.”
***
“Bazı şeyler incelikten, bazı şeyler de kabalıktan ötürü kırılır” buyurmuş Mevlana Hazretleri.
Anlam çok derin ve gizemli.
Bir edebiyat adamı da, cömertçe sunulan incelik ve nezakete gönderme yaparak, şunları söyler: “Ummadığın yerden gelir iyilik ve rahmet. Ve bu haller, insanın ruhunu sarıp sarmalar. Yeter ki gönüllerde sevgi çiçekleri açmış olsun.”
Diliyor ve umuyorum.
***
Söz ağızdan çıkmadan önce, şu üç kapıdan geçmelidir denir:
“Bu üç kapı şunlardır: Dürüstlük, gereklilik ve nezaket.”
Nezakete dair edilmiş en güzel sözlerden biri de, Frederic Amiel adlı bir bilgeye aittir sevgili arkadaşlarım.
“Her zaman en az katlanabileceğim şey, ulviyetin değersizleştirilmesi ve de nezaket duygusunun kaybedilmesidir.”
Ben şahsen, nezaket ve zarafet duygusunun Allah vergisi olduğunu ve her bünyede olmayacağını düşünürüm.
Gerçi sonradan kazanımlar için bir diyeceğim yoktur ama istem dışı olarak, birilerine zarif olmak ve nezaket sahibi olmak özelliğinin enjekte edilmesi biraz zor gibidir.
Mesela mevzu için, derler ki, “Nezaket, parayla satın alınamaz. Ama o her şeyi satın alabilir.”
Ünlü yazarlardan biri, nazik ve kibar olmanın bir başka formülünü veriyor sanki bizlere.
“Nazik bir adam, devamlı anlatılan bir hikâyeyi, her zaman ilk defa duymuş
gibi yapan kişidir.”
Bir tasavvuf ehli şöyle buyurur: “Etrafındakilere yumuşak davranmayan bir kimse, bütün hayırlardan ve sevaplardan mahrum kalmış olur.”
Nezakete farklı anlamlar yükleyen bir gönül insanı da şu kelamı eder:
“Nezaket aynı zamanda, cömertlik ve sevginin bir diğer adıdır.”
Atinalı büyük düşünür Eflatun, ya da diğer adıyla Platon’da demiştir ki: “Anne ve babalar, çocuklarının zengin olmalarını değil de, saygılı ve nezaketli olmalarını istesinler.” Çok çok doğru…
***
Evet, nezaketi ve zarafeti ele almaya çalıştığım bugünkü yazımı, konu üzerine edilmiş bir kaç güzel sözü arka arkaya vererek noktalamak istiyorum. Ayrıca, mevzuya dair varsa sizin de diyecekleriniz, yazın lütfen.
Yazın ki, bu güzel duyguların önem ve değeri iyice pekişmiş olsun.
– Zihnin nezaketi, ince şeyler düşünmektir.
– Birinin, bir diğerine karşı en büyük üstünlüğü, nezaket konusunda ondan daha baskın çıkmasıdır.
– Sevgi ve saygı, yapışık ikiz gibidir.
Ayrılırlarsa ikisi de ölür.
– İnsanın kendi isteğiyle sevilmesi kolay değildir.
Ama yaptıklarıyla çevresinde saygınlık uyandırması daha kolaydır.
Ve son söz:
– Nezaket, ister iskarpin giysin, ister çarık, bastığı yerde güzel bir iz bırakır.
***
Tekrar birlikte oluncaya kadar, gönlünüzden yaşam sevinci, bünyenizden sağlık ve afiyet ile yüreğinizden sevgi, hiç eksik olmaz inşallah.
Hoşça kalın değerli arkadaşlarım.
Sürç-ü lisan olduysa affola.
Her daim sevgilerimle…