Öndeş’ten Uluç’un Kilis ile ilgili yazıları hakkında basın açıklaması
Kilis Ticaret ve Sanayi Odası (KİTSO) Başkanı Mehmet Erdal Öndeş, geçtiğimiz günlerde Kilis’e gelerek bu izlenimlerini köşesine yansıtarak eleştirilerde bulunan Gazeteci-yazar Hıncal Uluç’un yazılarıyla ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Öndeş açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Son günlerde Hıncal Uluç’un Kilis’e hakaretleri konuşuluyor. Hıncal Uluç çocukluk yaşlarında ayrıldığı Kilis’e 63 yıl sonra gelmiş ve gördüğü Kilis’i beğenmemiştir. Eleştirisinin ana teması şehircilik ve mimariden yoksun çirkin yapılaşmadır.
Eleştirisine saygı duyarız. Herkes her gittiği yeri beğenmeyebilir ve eleştirebilir. Kişilerin gezip gördüğü şehri beğenip beğenmemesi aslında o kişinin o şehirde ne aradığına bağlıdır biraz… Anlaşılan Hıncal Uluç Kilis’te aradığını bulamamıştır. Hele bir de kılavuzları karga olunca…
Eleştirilerine eyvallah ama “Kilis’in il oluşu, Gaziantep’in kurtuluşu” gibi Kilis’in il olmasını hala hazmedemeyen coğrafi bölgecilik yapacak kadar bağnaz bazı kişilerin ağzı ile hakaretlerine gelince, bunu hiçbir Kilisli kabul etmez.
Anlaşılan Hıncal Bey rakı sofralarında hazımsız beylerin sohbetlerine Kilis’i meze yapmış onlar söylemiş kendisi de o çirkin ve meşhur kahkahasını patlatmıştır. Kilis’i ve Kilisliyi küçültmeyi hedef alan bu sözlere “Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye” diyememiştir. Üstelik bunları kaynak göstererek Kilis’e hakaret etmektedir.
“Ben orada yaşamak zorunda olsam Antep’e taşınırdım” diye tavsiyede bulunurken “Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatanım demiş” sözünü unutmuştur.
Bir şehirde doğup büyüyenler için o şehri güzel yapan şeyin sadece mimari yapılar değil, insanların akrabaları, dostları, arkadaşları ve anıları olduğunu unutmuştur. Sözlerinden anlaşılıyor ki 63 yıl önce çıktığı Kilis’te akrabası, dostu ve arkadaşı kalmadığı gibi geçen yıllar anılarını da zayıflatmıştır. Bu yüzden nerede yaşarsa yaşasın onun için tabi ki fark etmeyecektir.
Hıncal Bey eleştirisinde inceden inceye Kilis-Antep çekişmesini ima etmeye ve ateşlemeye çalışırken bunun çok anlamsız ve ehven bir şey olduğunu, bu iki kardeş şehrin sorumlu insanlarının el ele vererek Kilis’te Ülkemizin en büyük Organize Sanayi Bölgesini kurma çalışmalarında bulunduklarını da unutmuştur.
Hıncal Beyin Kilis’te kaldığı kısa süre içerisinde neler yaşadığı, nereleri gördüğü, neden bu kadar hınçla dolduğu hususunu bilmiyoruz.
Gerçek şu ki Hıncal Bey Kilis’in çirkin yapılaşmasını görmüş, ama çok az şehre nasip olan “Tarihi Şehir” olma özelliğini görememiştir.
Üzerimizdeki pejmürde elbiseyi gündeme getirmiş ama Kilis’in sıcak yüzünü ve Kilislinin sıcacık yüreğini gündeme taşıyamamıştır.
Geçmişte eğitime önem veren bir şehirden bahsederken, Kilis’in yıllardır üst üste üniversite imtihanlarında birinci olduğundan bihaber kalarak en büyük haksızlığı, bileğinin gücü ile bu başarıyı yakalayan Kilisli çocuklarımıza ve onlara emek veren eğitim camiasına yapmıştır.
Hemen yanı başımızda dünyanın en acımasız diktatörünün zulmünden kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilere kucak açan Kilis’i görmemiş, Dünyanın takdirle karşıladığı muhacir-ensar benzetmesi yapılan yardımlaşma ve merhamet duyguları yüreğini yumuşatamamıştır.
Geri kalmışlıktan bahsederken, tarihi ve coğrafi şartların sınırda ücra bir köşeye sıkıştırdığı Kilis’in sınırına döşenen mayınlardan ve mayınlarda parçalanan insanlardan bahsetmeyi aklına bile getirmemiştir.
Nafakasını çıkartmak için sınırda kör kurşunlara can veren bıyığı yeni terlemiş şığvaları sessiz sedasız toprağa verip de devletine baş kaldırmayı aklından bile geçirmeyen Kilisliden hiç bahsetmemiştir.
Bir adım ötesi Suriye olan sınır çizgisinin bu tarafında “Allah Devlete zeval vermesin” deyip başını yukarı kaldırdığında tepesinde dalgalanan bayrağa bakıp şükreden Kilislileri hiç anlayamamıştır.
Nasıl anlasın ki, 63 yıl hiç gelmediği bir şehri…
Nasıl anlasın ki, defalarca Gaziantep’e gelip de 30 dakikalık mesafedeki Kilis’e uğramayan, Musabeyli’ye kadar gelip de Kilis’i teğet geçen bir kişi..
Hıncal Bey unutmasın ki; Şehirleri şehir yapan sadece yapılaşma değil, esas olan onun tarihi kişiliği, kültürü, folkloru, ağzı, onu seven sevdalılarının olmasıdır. Diğer taraf üzerindeki elbisedir. Hıncal Bey üzülmesin, çok övdüğü efsane başkan (!) Celal Doğan gibi biri çıkar 10 yılda Kilis’e imzasını atar, elbisesini değiştirir. Yeter ki tapusu bizde olsun…
Bir sözümüz de Kilis Belediyesinin değerli yöneticilerine…
Cadde ve sokaklara isim verilirken ismi verilen kişinin Kilis’e ve Ülkemize hizmeti herkes tarafından tartışmasız kabul edilmeli ve takdir görmelidir. Eğer bu takdire şayan kişiler bulunamıyorsa cadde ve sokaklarımıza onun bunun ismi yerine numara verilmesi daha hayırlıdır…
63 yıl Kilis’e gelmemiş, Kilis’e hiçbir hizmeti olmayan, entel (!) bir yazarın isminin Kilis’te bir caddeye verilmesi onun için de bir anlam ifade etmemiş zaten…
Dolayısıyla Hıncal Uluç adına açılan caddenin isminin Belediyemizce değiştirilmesi uygun olacaktır…
Hıncal Uluç Bey gibi entel (!) bir yazarın isminin örnek gösterdiği şehirlerde daha görkemli caddelere yazılması bizce daha yakışık alacaktır. (!)