Organ Bağışında Kilis “Sıfır” Çeken İller Arasında

Öncelikle, bugünkü yazıma böyle bir başlık attığım için bir Kilisli olarak utandığımı belirtmek istiyorum. Zira geçtiğimiz yıl içerisinde yazdığım bir yazıda, “Organ Bağışında Yarışalım” diyerek organ bağışı konusuna dikkat çekmiş ve organ bağışının, tek bizim yaşamımızda değil, herkesin yaşamında ne kadar önemli olduğunu vurgulamış idim.
Ne yazıktır ki, konuyu bu denli önemsememize rağmen yine de Kilis’in Iğdır ve Muş illeri gibi hiçbir organ bağışı yapmamış iller arasında oluşu ile ilgili akıllara ziyan bir şaşkınlık yaşadım.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı, Organ Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın bu yılki açıkladığı verilerde, 81 ilimiz içinde sadece bu 3 ilimizde hiçbir kimsenin organ bağışı yapmamış olduğunu deşifre etmesi karşısında, Kilis’imiz adına anlatılmaz üzüntü ve utanç duyduğumu itiraf etmeliyim. Kaldı ki, pek çok konuda duyarlılıkları ile övündüğümüz Kilislilerin böylesi son derece önemli bir konuda gösterdikleri duyarsızlığa da bir anlam veremedim desem yeridir.
Kısaca, organ bağışının neden bu kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlamak gerekirse; öncelikli olarak unutulmamalıdır ki, gün gelir bir gün ya biz, ya bir yakınımız, ya da bir sevdiğimizin bu bağışlara ihtiyaç duyabileceğidir. Tanrım kimseye böyle bir ihtiyacı elbette ki reva görmesin ama hayatın içinde de ne yazık ki bu tür gerçeklerin varlığını da göz ardı edemiyoruz.
Bilineceği üzere organ bağışı, öldükten bir süre sonra organlarımızın bir veya birkaçının ihtiyacı olanlara nakil edilmesine izin verilmesidir. Daha kısa bir tarifle, organlarımızın bir başka bedende yaşamasıdır da diyebiliriz.
Hangi organların bağışlanabilir olduğuna gelince: Kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, pankreas, kalp kapağı, göz kornea tabakası, kas ve kemik iliği ile doku nakilleri olarak sıralayabiliriz. Kimi halk arasında bu nakillerin dinimizce caiz olmadığı konusunda tereddütleri olduğuna dair duyumlar da almıyor değiliz. Ancak bunların hepsi bir dedikodudan ibaret olup, bu tereddüdü gidermenin en kolay yolu, il ve ilçelerdeki müftü veya din görevlilerinden yardım almaktır. Gidildiğinde organ bağışlarının Tanrı katında ne kadar makbul bir davranış olduğu görülecek ve öğrenilecektir.
Özel bir sağlık sektöründe görev yapmam nedeniyle, bu nevi nakillere ihtiyacı olan hasta yakınlarının çırpınışlarını zaman zaman yaşayan biri olarak, bir kez daha hem Kilisli hemşehrilerime ve hem de kamuoyuna seslenerek, “Organ Bağışında Yarışalım!” diyorum. Her nerede olursak olalım en yakın bir sağlık müdürlüğüne, hastanelere, hatta emniyet müdürlüklerine, organ nakil merkezleri başta olmak üzere, ilgili vakıf ve derneklere bile müracaat ederek, bir hayata can verelim.
Gerçek manada bu duyarlılığı gösterecek herkese şimdiden şükranlarımı sunmayı bir görev sayıyorum. Son olarak bir hususu da belirtmeden geçemeyeceğim: Bu konuda sadece insanlarımızın duyarlılığı yetmemektedir. Mülki İdare Amirlerimiz başta olmak üzere tüm kamu kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerimiz de bu konuda çeşitli etkinlik, konferans ve sempozyumlar düzenlemeli, ya da düzenlemelere katkı vermelidir. Böylelikle son derece hayati ve önemli bu konuyu her zaman gündemde tutmuş olacağımız unutulmamalıdır.
Değerli okurlarım, bu çağrı mahiyetindeki yazım, salt Kilisli hemşehrilerimle sınırlı olmayıp, Iğdır ve Muş’ta yaşayanlarla da ilgilidir. Eğer organ bağış sıralamasına sizlerde ilgililerin tabiri ile “sıfır” çeken bir il olmak istemiyor iseniz, hep beraber organ bağışına koşmalısınız. Unutmayın bir bağış, yeni bir hayat demektir.
Yeni bir günde yeni gündemlerde buluşmak üzere, esen kalın.