Anadolu’nun en büyük höyüklerinden biri olan Oylum Höyük, aynı zamanda bir kraliyet merkezi olarak değerlendirildi.
Cumhuriyet Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Atilla Engin, “Bu yılki çalışmalarımızda, Oylum höyüğün krallık merkezi olduğu öngörümüzün doğruluğunu güçlendiren önemli bulgulara ulaştık” dedi.
Kazı Başkanı Doç. Dr. Atilla Engin, “Kalkolitik Çağ-Tunç Çağı katmanında yangın geçirmiş kerpiç duvarlı yapılar bulunmuştur. Bu katmanda belden yukarısı tahrip olmuş Akdeniz ırkından bir erkek cesedi bulunmuştur. Ceset, dizleri karnına kıvrılmış olarak (hocker) görülmektedir. Ayrıca üç bebek cesedi daha bulunmuştur. Geç Uruk Dönemi katmanında ölülerin evlerin tabanına gömüldüğü görülmektedir
Höyüğün Kalkolitik Çağ yerleşimlerinde yerleşmede ağırlıklı olarak tahılla beslenildiği, buna ek olarak bakla, mercimek, incir, üzüm ve çeşitli sebzelerin tüketildiği saptanmıştır” dedi.
Helenistik Dönem yapı katındaki kazılarda büyük taş bloklarla yapılmış büyük bir yapı ve civarında gümüş, bakır ve tunç sikkeler bulunduğunu ifade eden Engin, şöyle devam etti:
“Yapıda bulunan seramikler MÖ 1. bine tarihlenmektedir. Kireç taşından yapılma silindirik bir mühür üzerinde kabartma olarak, topluklarına kadar uzanan bir elbise giymiş bir erkeğin, tanımlanamayan iki ayaklı bir yaratığa ok atmak üzere olduğu resmedilmiştir. Bu tarz mühür işlemeleri Yeni Asur mühür işlemelerinden bilinmektedir.
Kuzey yükseltisinde 2007-2009 yıllarında yapılan çalışmalarda adak eşyaları bulunmuştur. Orta Tunç Çağı II’ye tarihlenen yapıdaki adak buluntuları bakır bir balta ile tunç tanrı ve yine tunçta bir tanrı çifti heykelcikleridir. Tüm bu eşyalar yapının temel ve tabanı altına yerleştirilmiştir. Muhtemelen yapının tanrılar tarafından esirgenmesi sağlanmak istenmiştir.”