Özgecan Aslan Vahşeti
Mehmet YALVAÇ
Yazılı basın ve televizyon haberlerinden öğrendiğimiz kadarıyla üniversite öğrencisi Özgecan Aslan Mersin’deki evine gitmek için arkadaşıyla Suphi A.’nın kullandığı minibüse binmişler. Tarsus’ta oturan arkadaşı inince Özge can minibüste tek yolcu kalmış. Cani, Mersin’e D-400 karayolundan gitmesi gerekirken yol güzergahını değiştirerek Tarsus-Mersin otoyoluna sapmış. Durumdan şüphelenen Özgecan minibüs şoförüyle yolu değiştirmesi nedeniyle uyararak tartışmış. Bunun üzerine minibüsü durduran şoför Suphi A.’nın tecavüze kalkışması üzerine Özgecan çantasında taşıdığı biber gazını sıkmaya çalışarak kendisini korumaya çalışmış. Boğuşma sırasında genç kız, saldırganın yüzüne tırnaklarını geçirerek direnmiş, Bunun üzerine cani defalarca bıçakladığı Özgecan’ı başına levyeyle (demir) vurarak öldürmüş. Olayın ardından Özgecan’ın cesediyle Tarsus’a dönen cani, babası Necmettin A. (50) ve arkadaşı Fatih G.’den (20) yardım istemiş. Üçlü yanlarına bir bidon benzin alarak geldikleri Cin deresi denilen yerde Özgecan’ı yakmışlardır.
Türkiye bu vahşi cinayet nedeniyle Özgecan’a ağladı. Ülkemizin çeşitli şehirlerinde düzenlenen protesto yürüyüşlerinde kara elbiseler giyerek yas tuttu. İnsan olan herkes, bu olaydan büyük üzüntü duydu.
Okulundan evine dönen bir genç kızın suçu toplu taşıma aracı olan minibüse binmek midir?
Özgecan, namusunu korumak için bütün gücüyle karşı koymasına rağmen canını koruyamamış, hunharca öldürülmüştür. Caninin babası ve arkadaşıyla birlikte yakılmıştır. Delilleri yok etmek için elleri de kesilmiştir.
Cani Suphi’nin eşi olay akşamı eve geldi. Elini, yüzünü yıkayarak elbiselerini değiştirmiş ve evden ayrılmış. Eşinin yüzündeki kan izleri nedir diye sorması üzerine biriyle kavga ettiğini söylemiştir.
Kan hiçbir zaman kaybolmaz. Yüce Allah her şeyi görür ve bilirse, devletinde eli kolu uzundur. Suç işleyeni bulur ve yakalar. Adalete teslim eder.
Caninin babası olayı duyar duymaz yapacağı ilk iş benzin alıp olayı yok etme yerine, yaralıyı en yakın hastaneye götürmek, cani oğlunu da devletin adaletine teslim etmek olmalıydı. Baba normal olanı yapmamış, işlenen suça yeni fiiller katarak ortak olmuştur. Böyle bir baba olamaz. Bu davranış onun da oğlu gibi cani ruhlu olduğunu açık olarak ortaya koymaktadır.
Caninin arkadaşı Fatih G. de (20), katilin babası gibi hareket etmiştir. Genç bir insan olarak, bu cesedi yakma suçuna ortak olma yerine devletin adaletinden kaçınılmaz, yakmayalım, hastaneye götürelim demeliydi. Arkadaşı caniyi de adalete teslim olması için ikna etmeliydi. Maalesef o da suça suç katma olayına katılmıştır.
İnsanların aklını başına almaları gerekir. Durum ne oldu? Arkadaşı caniyi kurtarma yerine kendisi de cani oldu. Bunlar elbette cezalarını çekecekler. Öte dünyada da cehennemde yanacaklardır.
Özgecan’ın anne ve babasının üzüntü feryatları hepimizin yüreklerini dağlamıştır. Yine anne ve babanın akla, mantığa ve inancımıza uygun konuşmaları herkese ders olmalıdır. İnsan olan herkes bu vahşetten büyük üzüntü duymuştur. Allah hiçbir anne ve babaya böyle üzüntüler göstermesin.
Caninin annesi ve amcası ayrı ayrı baba ve oğlu hakkındaki olumsuzluklarını anlatarak Özgecan için üzüntülerini belirtmişlerdir.
Olayla ilgili bazı olumsuz açıklamalarda bulunanlar da olmuştur. Sayın Bakanımız, “Benim kızıma yapılsaydı tabancamı alır onu öldürürüm demek doğru değildir” demiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanının konuşmalarına benzer açıklamalar yapması gerekirdi. Kadınlara ve çocuklara uygulanan bu tür olayları önlemek için alınacak tedbirlerle ilgili açıklamalar yapmaları gerekirdi. Düşünceleriniz Hamurabi Kanunlarında vardı. Aynı şey kabile dönemi yaşam şekillerinde uygulanıyordu.
Özgecan’ın ismini bir tesise vermek veya “seferberlik başlattık” demek çözüm değildir. Bu tür olaylar Özgecan’la başlamış ve bitecek değildir. Her gün yeni bir cinayet olayı duymaktayız.
Bakınız geçmişle ilgili genç kızlarımıza yönelik birkaç örnek vereceğim;
– İstanbul Üniversitesi’nde görev yaptığım (1977-1984) yıllarında ilkokul öğretmeni bir kız öğrencim odama gelerek, “Saraçhane’den fakülteye gelinceye kadar bir serseri peşimden gelerek beni devamlı taciz etti. Fakülteye girerek kurtuldum” demişti. Genç bir bayan veya kızın yalnız başına yolda yürümesinin çok zor olduğunu anlatmıştı.
– Malatya İnönü Üniversitesi’nde görev yaptığım yıllarda (1984-2010) öğrenciler şehirden kampüse gelirken sıkışıklıktan yararlanarak taciz ediliyorlardı. Bir öğrencimiz tacizcinin gözüne bakmasına rağmen tacizci hareketine devam ediyor. Tacize uğrayan kız öğrencimiz kızararak terliyor fakat adı çıkar diye sesini çıkaramıyor. Erkek öğrencimiz tacizciye bir yumruk atarak şoföre otobüsü jandarma karakoluna gitmesini istiyor. Jandarma gerekli tedbirleri alarak o tip ahlaksız insanların otobüslere binmelerine engel olmuştu. Daha doğrusu o serseriler otobüslere binmeye cesaret edememişlerdi.
– Gece geç saatlerde beş genç, “evde arama yapacağız” diye güvenlik güçlerinin adını kullanarak lisede okuyan iki kız kardeşin evine girerek kızları taciz etmişlerdi. Olay resmiyete intikal edince güvenlik güçlerimiz çok kısa sürede suçluları yakalayıp adalete teslim etti. Biz de disiplin soruşturmasını yapmıştık. İki yönlü gerekli cezaları almışlardı.
– Kız öğrencimiz fabrikaya staj yapmaya giderken minibüste yalnız kalıyor. Şoför öğrencimizi taciz ediyor. Ben olaydan 10-15 gün sonra haberdar oldum. Öğrencimizle yaptığım görüşmede dolmuşun plakasını almadığını söyleyerek şikâyetçi olmadığını söyledi. Biz minibüsçüler derneği başkanını arayarak olayı anlattık. Belediye otobüs işletmesi müdürlüğüne giderek ilave iki sefer istedik. Öğrencilerimizin tümüyle görüşerek minibüse binmemelerini tavsiye ettik.
Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. “Tek çare idam gelsin” fikri doğru değildir. HİÇBİR ZAMAN CEZALARI ARTTIRMAK SUÇLARI AZALTMAZ. Önemli olan suçların meydana geliş nedenlerini araştırmak gerekir. Bunlar; biyolojik, psikolojik, sosyolojik vb. gibi nedenleri sayabiliriz. Bunlar yapılmış mıdır? Hayır. Bu ve benzeri suçlara idamın dışında cezalar verilmelidir. Bu tür suçlaraceza verilirken hafifletici nedenler dikkate alınmamalıdır. Eskiden öğrenciler için af yasası çıkarılırken yüz kızartıcı ve devleti yıkmaya yönelik cezalar af kapsamı dışında kalırdı. Sonradan çıkarılan af yasaları her ne sebeple olursa olsun aftan yararlanırlar diye çıkarıldı. Af yasalarını siyasi oy açısından düşünmemek gerekir.
Bir insan okumakla adam olamıyor. Her kesimden kadına yanlış bakış açısı olanlar vardır. Bir akademisyen öğrencisine art niyetle bakabilir mi? Evet, bakanları da gördük. Teferruata da girmek istemiyorum.
– Kadın ve erkeği ayrı yerlerde tutmak çözüm yolu değildir.
– Kadın veya genç kızın kılık kıyafetini gerekçe göstermek doğru değildir.
– İdam etmek çözüm değildir.
– Sözde sanatçı olan bir zat; Survivor’da bikinili ve şortlu insanlarla yarışacaksın, vahşi cinayeti mini eteğe bağlayacaksın, hiç doğru değildir.
– Hangi dinde masum bir genç hunharca öldürülüp yakılıyor. Allah’ın verdiği canı kim alacak. Allah mı? Yoksa düşüncenize göre caniler mi? Elbette Allah alacaktır. Başı ve eteği uzun olanları öldürenler niçin öldürüyor? Yazıklar olsun böyle düşünceleri savunanlara! Hakkınızda basında yazılanları hak ettiniz mi? Bize göre doğrudur.
– Bir insan annesine, kız kardeşine, teyzesine, halasına, varsa eşine ve çocuklarına yapılmasını istemediği bir hareketi başka insanlara nasıl reva görür? Yukarıda verdiğim örneklerin hiçbirinde mini etek giyinme yoktur.
Yazımı daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu konularda yazılacak ve söylenecek şeyler çoktur.
Devletimizin kadın ve çocuklara şiddet konusunda gerekli tedbirleri ve yasal düzenlemeleri en kısa zamanda yapması gerekir.
Toplu taşıma aracı kullanacakların gerek güvenlik, gerekse ruhsal yönden incelenmesi gerekir. Bu araçların yol güzergâhları kontrol edilmeli. Araç içi ve dışı kamera konmalı. Sürücüler kısa bir eğitimden geçirilmelidir. Bu ve benzeri tedbirler arttırılabilir.
Bize göre idam tek çözüm değildir. Sosyal olaylar tek nedene dayandırılamaz. Farz edelim ki idam geri getirildi. Geçmiş olaylara nasıl uygulayacaksınız? Suçlu fiili işlediği andaki yürürlükteki kanunlara göre yargılanır.
Biz, suçsuz, masum bu genç kızımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Mezarı nur, mekânı cennet olsun. Allah ana, baba ve yakınlarına sabırlar versin. Milletimizin büyük üzüntüsüne vesile olan bu tür cinayetler olmasın. Allah bu tür cani ruhlu insanlardan tüm milletimizi korusun.