Özgecan’ımızı Öldürüp Yaktılar

Nejat TAŞKIN
Özgecan 21 yaşında Mersin Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenciydi. Hayat dolu bir insandı. Hayat bakışı insanı değerleri her şeyin üstündeydi. Okuldan çıktı, arkadaşlarıyla sarmaş dolaş yarınları güle oynaya konuştular. Artık ayrılma zamanı gelmişti ve nereden bilsin ki bu onların son ayrılışı olacaktı. Biraz daha gülümser ve biraz daha kahkaha atarak yarınlara ümitle bağlıydı. Ama olan oldu, evinin önünden geçmesi gereken bir minibüse bindi, Minibüs yol aldı. En son durakta kendisi oturuyordu. Minibüste bütün yolcular indi. Kendisi tek kaldı, belki 5, belki 10 kilometre sonra kendisi de inecekti.
Ama zalim ve katil şoför zanlısı gözüne bu kızı kestirmiş, yolunu değiştirmiş ve Özgecan yolun değiştiğini fark eder etmez şoföre seslenmişti: “Nereye gidiyoruz?” Şoför kadın düşmanı ve kadın cinayetlerinin kahramanı olma yolunda yeni bir cinayete kurban arıyordu. Sapa bir yolda durdu, kıza saldırdı. Feryatlar yükseldi, genç kız elindeki biber gazını kullanarak kendisine saldıran bu insafsız ve zalim kişiyi durdurmaya çalıştı. Artık takati tükenmişti. Bu katil vahşice cinayetini salladığı bıçaklarla sonlardı ve 21 yaşındaki Özgecan hayatının baharında yaşama veda etti.
Canavar bununla da yetinmedi, cinayeti kendisi gibi düşünen arkadaşlarına anlattı ve onlar da birlik bu genç kıza önce ellerini kesip sonra cesedine benzin dökerek yakıp bir nehir kenarına bıraktılar. Genç kızın ailesi perişandı. Jandarmaya kayıp duyurusunda bulundular ve jandarma seferber oldu. Üç günün sonunda katilleri buldular. Ama hâlâ benim içim kan ağlıyor. Gittikçe artan bu kadın cinayetlerine çözüm bulunamayacak mı?
Bu konuyu köşeme taşırken kalemim titriyor elim titriyor, geldiğimiz bu noktayı düşünmek bile istemiyorum. Bu kahrolası caniyi hukuk karşısında nasıl savunacaklar ne diyecekler? “Masumuz Sayın Hakim Bey” mi diyecekler? En az ceza almak için masum görünüşler altında boyun büküp yalvaracaklar mı? Zavallı insanlar hayat dolu bir genç kızın hayatını böyle sonlandırdığınız için ömür boyu sefalet içinde yaşayarak bağıra bağıra can vereceksiniz. O genç kızın üniversite çağında hayatını çaldınız, ailenin yaşadığı acı dramı bir düşünseniz, biraz olsun bu işlediğiniz cinayetten merhamet dileyebilseniz bile ne yazar. Sizin insana benzer bir tarafınız yok. Hayvan olamazsınız. Maksadınız nedir?
Bu ülkede Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyette kadına verdiği özgürlüğü böyle kötülemek istiyorsanız buna asla gücünüz yetmez. Onlar bizim özgür ülkemizin anneleridir. O anneye saygıyı, sevgiyi bilmeyen bu canavarların Türk olduğuna inanamıyorum. Ne olur bunlar için özel kanunlar çıkar ve bunları kafeslere koyarak üzerlerine benzin dökerek taksim veya ulus meydanında Atatürk anıtının önünde yakınız ki bu kadına yönelik cinayetler son bulsun…
Türkiye bu cinayete ağlıyor. Ne yazık ki sayın ilgili ve yetkili kurumlar hukukun derin yöneticileri bir mahkemede karar verin ve bu canilere en ağır hükümler altında inim inim inletin! Bu sesi bütün dünya duysun ve kadına yönelik cinayetler son bulsun!
Artık kelime bulmakta zorlanıyorum. Sözün kısası bu acılı aileye başsağlığı diliyor ve Sayın Mersin Belediye Başkanına bu kızımızın adını Mersin’de en büyük cadde ve meydana verilmesi ümidini teklif ederken, Özgecan’a Allah’tan binlerce rahmet diliyorum.
Seni unutmayacağız ve unutturmayacağız, diyerek ey zavallı katiller Allah cezanızı versin diyorum!…