Prof. Dr. Faruk Timurtaş’ın Gözüyle Atatürk
“ÜLKEMİZ İÇİNDE UYGAR DÜŞÜNCELERİN, ÇAĞDAŞ İLERLEMELERİN BİR AN YİTİRMEKSİZİN YAYILMASI VE GELİŞMESİ GEREKİR. BUNUN İÇİN BÜTÜN BİLİM VE FEN ADAMLARININ BU KONUDA ÇALIŞMAYI BİR NAMUS BORCU BİLMESİ GEREKİR.” (Mustafa Kemal Atatürk)
Öğrencilik yıllarımda Prof. Dr. Faruk Timurtaş’ın yanına sık sık gider, onun bilgi ve görüşlerinden çok faydalanırdım. Kilis’in tanınmış ilim adamlarını onun sayesinde tanıdım ve ayrıntılı bilgileri kendisinden aldım. Özellikle Kilis’in mantıkçılarını, mutasavvıflarını Faruk Timurtaş Hocamın sayesinde öğrenme fırsatını buldum.
Faruk Timurtaş’ın Atatürk’le ilgili görüş ve düşüncelerine geçmeden önce, O’nun öz geçmişini kısa da olsa sizlere aktarmak istiyorum.
1925 yılında Kilis’te doğan Faruk Timurtaş, Kilis Tarihi yazarı Kadri Timurtaş’ın oğludur. İlk ve Ortaokulu Kilis’te bitirdikten sonra, önce İstanbul Kabataş Lisesi’ni, daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Bitirdiği bu bölüme asistan olarak girdi. Doktorasını Eski Türk Edebiyatı üzerinde yoğunlaştıran Hocamız, “OSMANLI GRAMER” adlı takdim teziyle profesörlüğe yükseldi.
Ayrıca Faruk Timurtaş, Türk Kültür Derneği Başkanlığı, Türkiye Muallimler Birliği Başkanlığı ve Kilis Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı yaptı. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nün Kurucu Üyeleri arasında da yer almıştır.
Şimdi Faruk Timurtaş’ın Atatürk hakkındaki gözlemlerini dile getirirken, Osmanlı Devleti’nin kurulduğu yıllardan başlayarak Kurtuluş Savaşı’na kadar olan zamanı ele almış ve bu görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir:
“20. yüzyıl Osmanlı toplumu bir arayış içindedir. Reform istekleri su yüzüne çıkmaktadır. Ama yöntem belirmemiştir. Özgür bilim geçiş düşüncesi sancılıdır, acılıdır ve çok yavaştır. Osmanlı aydını yapılan işlere rağmen, henüz yolunu tam anlamıyla çizebilmiş değildir.
İşte bu sırada Atatürk ortaya çıkıyor. Türk Ulusu üstün yeteneği, zekâsını, becerisini onun önderliğindeki Kurtuluş Savaşı ile gösteriyor. Kuruluştan sonra geriye dönmek, tereddütlü Osmanlı kafasına güvenmemek gerekir. Neye güvenilecektir? Akıl ve bilime. Atatürk’ün Türk Ulusu’na en büyük hizmeti, özgür bilim düşüncesine anlamayı ve yaymayı, inkılâbına temel yapmış olmasıdır. Bugün büyük zenginliklerine rağmen, pek çok komşu ülke bizden bilgin ve uzman bizden ithal ediyorsa, bunun tek sebebi Atatürk’ün açtığı ışıklı bilim yolunda yürünmesidir.”
Anlaşıldığı üzere Faruk Timurtaş, Atatürk’ün Türk Ulusuna en büyük hizmetinin “BİLİM DÜŞÜNCESİNE ANLAMAYI ve YAYMA PRENSİBİNİ” temel bir unsur olarak tanımlamıştır. O nedenle Faruk Timurtaş’ın “TEKRAR YIKILIŞIN EŞİĞİNE DÖNMEMEK İÇİN, ÖZGÜR BİLİMSEL DÜŞÜNCEYE SIKI SIKIYA SARILALIM” önem arz eden sözlerini unutmamamız gerekir.
Hoşça kalın.