Şairlerimizin Mezar Yazıtları

Metin MERCİMEK

"BAZI BİLİM ADAMLARINA GÖRE, ‘ÖLÜMÜ BEKLEMEK YAŞAMANIN TA KENDİSİDİR’ DENİLMEKTEDİR."
Mezar taşları üzerindeki yazıtlar oldum olası ilgimi çok çekmiştir. Genelde ölen kişinin yakınları, sevdikleri, onun hayattayken hobileri, başarıları mezar taşı üzerine ve her ziyarette yapıp ettikleri anılır. Ayrıca ölen kişilerin kendileri tarafından kaleme aldıkları mezar yazıtları vardır. Bunlar hayattayken, acılarını, özlemlerini içine gömen ve hep ölümü düşünen duygusal ve şair ağırlıklı kişilerdir. Bazıları öleceğini tahmin ederek mezar taşı yazıtını hazırlamış, bazıları da umduğu bir tarihten çok sonraya kadar yaşamıştır. Şimdi bu şairlerimizin mezar taşlarına yazdırdıkları kendi yazıtlarını tek tek görelim. 
Acılarını, özlemlerini içine gömen Kilis'in divan şairi Hacı Fazıl Efendi, bir gazelinin sonunda duygularını şu şekilde dile getirmiştir:

"ÖLÜRSEM FAZILA BU ATEŞ-İ HASRET DERUNUNDA
OLUR TA HASREDEN HAK-İ MEZARIMDAM AYAN ATEŞ"

Hep ölümü düşünen Ahmet Agah Bey, öleceği tarihe kadar yaşayacağını tahmin ederek kendi baş taşı olan aşağıdaki yazıtı hazırlamış, ancak öleceğini umduğu tarihten daha çok yaşamıştır:

"BU DÜNYANIN HAYATI BİR OYUNCAKTAN İBARETTİR
ÇOCUKLAR OYNASIN ANLARA TERKEDELİM BU DEVRANI..."

Kilis'in divan şairlerinden Muharrem Kemal de şairimiz Ahmet Agah Bey gibi hicri 1354 yılında öleceğini tahmin ederek kendi mezar taşı için bir gazeli yazmış, ancak O hicri 1357 yılına kadar yaşamıştır. Şimdi O'nun mezar yazıtını görelim:

"BİN-ÜÇ-YÜZ-ELLİ-DÖRT HİCRİDE DÜNYADAN DA EL ETEK, ÇEKTİM
BUDUR ZANNIM EDE RABBİM BU ABBİ GERKE-İ RAHMET..."

Ahmet Muhtar Yavaşca, 1939 yılında ameliyat için götürüldüğü Halep Fransız Hastanesinde ölmüş ve cenazesi Kilis'e getirilerek Körü mezarlığına gömülmüştür. Mezar taşına kendisinin daha önce yazmış olduğu aşağıdaki beyti yazılmıştır:

"HAYATIMDA KALEMDEN AKTI BU TARİH-İ CEVHERDAR
BENİ AFFINLA MAĞRUR EYLE YARABB YEVM-İ UKBADE..."

Kilisli divan şairimiz Cezzarınoğlu Hacı Ahmet'in kızı için mezar taşına yazdığı yazıt:

"GÜL, GÜL-Ü GÜLAB EKŞİ DÖKTÜ GÜLŞENE 
ELBET AĞLAR BU MATEMGAHİDE HANDAN OLUN..."

Kilis'in direnişinde "MÜŞTAKİ HÜRRİYET" kod adıyla Fransız komutanına kafa tutan şairimiz Ahmet Rami Atan, kendi mezar taşına şu beyti yazmıştır:

"RAMİ, RAM OLDU HUDA'NIN EMRİNE
SEN DE GEL, BİR FATİHA VER KABRİNE..."

Kelleci Mecit diye bilinen Mecit Dilmen'in oğlu Sait Dilmen de, çok sevdiği Kilis'teki mezar taşında kendisine ait şu parçası yazılıdır:

"SALAH-U SAY EDİP DİLMEN GÖNEL SIDK İLE ALLAH'A,
VEFA YOKTUR BU FANİDE NE İZZE, NE DAHİ CAHE
UZAKLAŞ MASEVADAN RAPT EDİP KALBİN ULU ŞAHE..."

Çok güçlü bir hafıza ve parlak zekâya sahip olan ve Kilis'in yetiştirdiği büyük şair Hafız Kamil'in kendisi için yazdığı bir mezar yazıtı:

"ON KIRATLE KUR'AN OKURKEN DİLİ
YOCUDAN BEKLİYOR ŞİMDİ FATİHE ,
GEL DE İBRET AL BOŞ GEÇME KÂMİLİ
KÜLLİ MEN AYETİ BÜYÜK NASİHE."

Şimdi gelelim Kilis’imizin şair ve araştırmacı Hocam Avni Keçik'in kendisi için yazdığı mezar taşı yazıtına:

"BU SERİNLİK, BU ESİNTİ
HER ŞEY BÖYLE NE RAHAT
YENİ DOĞMUŞ GİBİYİM
AN BU AN SAAT BU SAAT."

İşte, her zaman bir ayrıcalık göstererek kendi mezar taşı için yazıtları ortaya koyan değerli şairlerimiz, ölmeden önceki duygularının öldükten sonra da devam etmesini ve de bir fatiha ile anılmalarını istemişlerdir. Bu anlamlı duygularından dolayı şairlerimizi rahmetle anıyor ve Kilis şairlerimizin bir başka güzelliğinde yeniden buluşmak dileğiyle...
Hoşça kalın.