Sakıp Sabancı Müzesi
Metin MERCİMEK
“MÜZELER BİLGİNİN TAPINAKLARIDIR. KARANLIĞI AYDINLATAN, YAŞAMDAKİ SONSUZ ÇEŞİTLİLİĞİN KANITI OLAN BİR IŞIK KAYNAĞIDIR.”
(Eva STACHNIAK)
Müzeler, ortak mirasımızın daha iyi anlaşılmasını teşvik eden mekânlardır. Aynı zamanda müzeler, gelecek nesillerin geçmişlerini anlamalarına ve onlardan öncekilerin başarılarını fark etmelerine yardımcı olur.
Çok eğitici yönü olan müzelerin, çeşitleri de vardır. Bunlar sanat müzeleri, eserleri ve ilgili materyalleri ve de konuları sergiler. Sanat müzeleri, hem sanatı toplamakta ve sergilemekte hem de genel halkla potansiyel olarak çok çeşitli sanat paylaşmaktadır. Tüm sanat müzelerinde mevcut eserlerin, öncelikle eğitici ve düşündürücü ve bunun yanı sıra bir de eğlenceli olmalıdır.
Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul’da Boğaziçi’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olan Emirgan’da bulunmaktadır. Aslında müzenin ana binası bir villadır. 1925 yılında Mısır Hidiv ailesinden Prens Mehmed Ali Hasan tarafından İtalyan asıllı mimar Edoardo De Nari’ye yaptırılmış ve Hidiv ailesinin değişik mensupları tarafından uzun yıllar yazlık konut olarak kullanılmıştır.
1951 yılında Sanayici Hacı Ömer Sabancı tarafından Hidiv ailesinden satın alınan Köşk, aynı yıl Fransız heykeltraş Lous Doumas’ın 1864 yapımı at heykelinin köşkün bahçesine konulmasından ötürü “Atlı Köşk” olarak anılmaya başlanmıştır. Atlı Köşk’ün arazisi içindeki ikinci at heykeli ise, 1204 yılında 4,ncü Haçlı Seferi sırasında Haçlı kuvvetlerince yağmalanan İstanbul Sultanahmet meydanından alınarak Venedik San Marco kilisesi önüne yerleştirilen 4 attan birisinin dökümüdür.
1966 yılında Hacı Ömer Sabancı’nın vefatından sonra aile büyüğü olan Sakıp Sabancı tarafından sürekli konut olarak kullanılmaya başlanan Atlı Köşk, uzun yıllar Sakıp Sabancı’nın zengin hat ve resim koleksiyonunu barındırmış, 1998 yılında da Sabancı ailesi tarafından içindeki koleksiyon ve eşyalar ile müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi’ne bağışlanmıştır.
Daha sonra modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan Müze’nin sergileme alanları 2005 yılındaki düzenleme ile genişletilerek teknik düzeyde uluslararası standartlara kavuşmuştur. Bugün Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi zengin koleksiyonu, kabul ettiği kapsamlı uluslararası geçici sergileri, konservasyon birimleri, örnek eğitim programları, yapılan çeşitli konser, konferans ve seminerleriyle çok yönlü bir müzecilik ortamı sunmaktadır.
İstanbul’un kültürel değerini ortaya koyan Sakıp Sabancı Müzesi’nde, hat sanatından tutun el yazması dokümanlara kadar çok güzel eserler mevcuttur. İstanbul’a gelenler, mutlaka Sakıp Sabancı Müzesi’ni ziyaret etmelidir. Özellikle Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yapılan tablolarından oluşan zengin koleksiyonları herkesin görmelerini tavsiye ediyorum.
Hoşça kalın.