Sanat
Metin MERCİMEK
“SANATSIZ KALAN BİR MİLLETİN HAYAT DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞ DEMEKTİR.”
(Mustafa Kemal ATATÜRK)
Sanat üzerine o kadar anlamlı yorumlar yapılmış ki, sadece bir kaçına değinmek istiyorum.
Sanat insanı disipline eden, görüş açısını genişleten, tüm varlıklara karşı daha sabırlı, hoşgörülü yaklaşmayı öğreten bir duygusallıktır.
Yine sanat, hayalimizde ve gerçekte var olan bir güzelliğin, duygunun, zekânın otoritesi altında ve beş duygunun hünerli bir şekilde kullanılarak işlenmesi ifadesidir.
Başka bir açıdan baktığımızda sanat, bütün çirkinlikleri güzelleştiren, güzel görmeyi ve algılamayı sağlayan, evrensel bir duygudur.
Diğer taraftan sanat, özde kendi davranış ve düşüncelerimizi, gözlemlerimizi sentezleme olayıdır. Bu bağlamda sanat, ruhumuzda kopan fırtınaları, özlemleri, duygu ve düşünceleri, isyanları, boyun eğişleri çeşitli şekillerde aktarmaktır. Bu aktarış bazen bir şiire, bazen resme, bazen de heykele kısacası, bir anda doyulmaz bir kompozisyona dönüşebilir. Böylece ortaya çıkan bu görüntü, resim, müzik, edebiyat, süsleme, tiyatro sanatları gibi ait disiplinlerin nasıl ortaya çıktığı kolayca anlaşılır.
Dikkat edersek yaradılışımızda, güzele doğru muhtaç olma olgusu, yapıcı kudretin veya kabiliyetin belki de en önemli kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda gözlemleyebildiğimiz her objeyi derinlemesine inceleme, akıl süzgecinden geçirerek algılama ve yine bir biçimde güzelleştirmek suretiyle dışa yansıtmaktır. Böylece sanat, duygusal hayatımızın ahengini oluşturan içgüdüsel bir fonksiyon gibi ortaya çıkar. Sanat, önce insanın kendisiyle barışık olmasını, sonra çevresine karşı olan sorumlulukları, yaratılan her şeyi daha farklı gözlerle görüp inceleyip, detaylarını inceleyerek bilinçli bir şekilde yerine getirilmesini sağlar.
Öykü yarışmalarından başlayarak, şiir dinleti seminerlerine kadar, türkü gecelerini izlemek, sinema gösterilerine katılmak, resim ve el sanatı sergilerinde bulunmak, tiyatroları takip etmek gibi sanatsal faaliyetler, hem yaşamımıza renk katar, hem de farkındalık gücümüzü arttırır.
Bilinmelidir ki, sanat eseri kültür eseridir. Her konuda topluma destek sağlayan Milli Eğitimin amacı, sanatçı yetiştirmek değil, her vatandaşı sanatçı, her sanatçıyı vatandaş yapmak olmalıdır. Çünkü yetişen gençliğin dünya görüşünü genişleten, eğitim ve toplum hayatında bir özgürlük ve hoşgörü havası yaratabilen eğitim kurumları, sanatçı ortamını da hazırlamış olurlar.
İşte insanda farkındalık oluşmasına ve çevresine olumlu katkılar yapmasına vesile olan sanatın, bununla yeterli kalmayıp kişisel, yöresel ve evrensel değerlere katkıda bulunduğunu da unutmamamız gerekir.
Hoşça kalın.