Şaşkın Karagül (Sarıgül) Kocaman Aziz Başkan… (Şakacı Kız)
Sabahattin YARAR
Bu yaşıma kadar, ihtilaller dâhil, sayısız seçimler gördüm. Zaman zaman, içinde de bulunduğumuz çalışmalarla birazcık olsun siyaset ortamı buldum. Öncelikle şunu belirtmek gereğini duyuyorum. İstisnalar hariç, politikacılara ve uygulanan politikaya hiç ısınamadım.
Bulunduğu ortamda kendini Kaf dağında görenler, partisinin vazgeçilmezi sananlar, mevki ve makam hırsı ile dolu olanlar, ülke ve kent çıkarlarını hiçe sayabilmektedirler. Bu ülkemizde hemen her siyasi kuruluşun bazı mensuplarının vazgeçilmez tutkularını oluşturmaktadır. Demir yumruk ile yönetilseler bile, istifa, serzeniş ve şikâyetler eksik olmamaktadır.
Yeni bir seçim döneminde aynı sahneleri gördüğümüzün herkes farkında sanırım. Siyasi Partilerin, bir yönetim ve karar alma, kararlara uyma, uygulama, iktidar veya başarılı olmak için yasalar çerçevesinde çalışmaları vardır. Üyelerinin ve elemanlarının bu kriterlere uymak gibi de geleneksel bir uygulaması vardır. Tek elden yönetilseler bile…
Benim her zaman tenkit ettiğim ve değiştirilmesini salık verdiğim, SEÇİM ve SİYASİ PARTİLER YASALARI’na göre belirlenen adaylar güncel konum bugün. Yandaşı olduğum CHP’nin (zaman zaman diğer partiler de oyumu almıştır), içinde bulunduğu ortamın sadece bir iki örnek ile değerlendirmesini yapmak gereğini duydum. Gördüm ki; kişisel çıkar ve ihtiraslar öne çıkmakta, parti-purtu, millet, memleket vız gelip tırıs gitmektedir.
CHP’de ve diğer partilerde örnekleri çokça bulunan olumsuz eylemler, şunu ortaya koyuyor: Sadece ben varım, ben yaparım, ben başarırım, benim hakkım vs. Sanki babasının tapulu mülkü imiş gibi, dört elle sarılarak belediye başkanı olmak dileklerini istifa, tehdit ve korkutmalarla elde etmeye çalışmaktadırlar. Parti yönetimi belki yanlış tercihler de yapmış olabilir. Tenkit edilir, uyarılır, nedenleri ortaya konulur. Ama özellikle istifa, başka partilere geçme, aleyhte çalışma yakışık almayan davranışları içerir.
Son günlerde bu davranış şeklinin en güncel olanını CHP’li Mustafa SARIGÜL oluşturmaktadır. Belki çalışkan, verimli, yararlı bir başkan olabilecek erdemlere sahiptir. Ama kendisini bizden daha iyi tanıyan bir parti örgütü vardır. Aday gösterilmemesi, gerçek bir siyasetçinin yapmaması gerekenleri yapmasını geçerli kılmaz. Parti değiştirmesi, illa da aday olması bir kin ve çıkar göstergesidir. İddialı bir seçim sürecinde oy parçalaması hiç de olumlu değildir. Seçmenlerin bu davranışı, oy vermeyerek değerlendireceği inancındayım. Böylece benim gözümde SARIGÜL olmaktan çıkıp, KARAGÜL olmuştur.
Bunun yerine; İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Aziz KOCAOĞLU gibi davranmasını, inandığı parti ve ilkeleri sahiplenmesini beklerdim. Kocaoğlu da aday olmuş ama başkası aday gösterilmiştir. Kocaoğlu partisini ve adaylarını sonuna dek destekleyeceğini açıklayarak, KOCAMAN bir başkan olduğunu kanıtlamıştır.
İstanbul gibi bir metropolün CHP İl Başkanı olarak seçilmesinden memnuniyet duyduğum Canan KAFTANCIOĞLU’nun, bu ortamda istifa silahını çekip, yeniden beline koymasını da anlayamadım. İlkesel bir duruş nedeniyle istifa ettiğini açıklayan Başkanın ilkelerine ne oldu da istifadan vazgeçti acaba… Şakanın zamanı değil, değil mi?
Hemen her seçimdeki görüntülerin sona erdiği, kişisel çıkarlardan çok ülke ve memleket çıkarlarının gözetildiği demokratik seçimlerde görüşmek üzere… İnşallah…
Yeniden buluşalım…