Sayın Baykal Otobüslerdeydi
Nejat TAŞKIN
CHP Başkanlığına yeniden seçilen Sayın Deniz Baykal’ı ekranlarda izliyorum.
Sabahın altısında uyanmış, İstanbul sokaklarında otobüse, banliyö trenlerine binerek halkın yanında olmanın mutluluğunu yaşamaya çalışıyor. Belki de yıllardır ilk defa indiği halkın arasında gördüğü bu manzaralarla şaşırıp kalıyor. Hâlbuki büyük şehirlerdeki halk bunu yıllardır çekiyor. Kendisi iktidarda bulunduğu sıralarda da halk aynen bu trenlere ve otobüslere pestil gibi bindirilirdi. Bugün de değişen hiçbir şey yok, aynen aynı. Çile devam ediyor. O halde kendileri iktidarda oldukları dönemde sarılmayan bu yaralar şimdi muhalefette meclis dışında bulundukları bir sırada nasıl sarılacaklar?
Aşağı-yukarı 40 seneye yakındır bu İstanbul’da yaşarım. Şu on yıldır halkın çektiği çileyi düzeltecek tek bir yetkiliye rastlayamadım. Bilhassa sabahın köründe yollara düşen o benim işçim ve benim köylüm naraları atan politikacıların hiçbir çözüm üretemediklerini gördüm. Kırkın üzerinde milletvekili olan şu koca İstanbul’da ben Pendik-Taksim arası 36 kilometre olan yolu üç saatte balık istifi gibi gidip gelen otobüslerle alıyorsam elbet bunun bir sebebi vardır diyorum. Ama hiç kimse ama hemen hiç kimse bu konulara sayın milletvekillerim dâhil olmak üzere eğilmiyorlar. Zaman zaman basın konunun üzerine gidiyorsa da bir müddet sonra oda usanıp başka olaylara haklı olarak yön alıyorlar. Hâlbuki şimdi bir politikacı konumunda olan ve yıllardır halkın çektiği bu çileyle baş başa bulunan Sayın Baykal atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra halkın arasına iniyor ve diyor ki: “Çok fena şartlarda yolculuk yapıyorsunuz. Üzülüyorum.” Üzülmekle ve gördüm demekle neticeye gidilmeyeceğini o da biliyor. Şu insanların çilesine bir çözüm üretmek pek mi zor? Hâlâ otuz yıl evvelki saatlerde kalkan otobüs ve trenlerle bir türlü saatinde gelmeyen bu ulaşım araçlarıyla hâlâ artan nüfus karşısında yıllardır evvelin otobüs filolarıyla ulaşmaya çalışırken, ezilen halkla alay edercesine böyle ara sıra onların arasına inip üzüntülerini bildirin politikacılar karşınızda daha çok kahroluyoruz. Çünkü onlar bizim bu çektiklerimizi yıllardır biliyorlar. Bu çektiklerimiz yılların içinden geliyor. Bir değil on Boğaz Köprüsü olsa bile bağlantı yollarının olmadığı bir yerde sonuç yine bu olacaktır. Toplu ulaşım araçlarının çoğaltılması ve o her araçta bir kişinin kurularak yol alması zihniyetinin değiştirilmesi yapılmadığı sürece elli tane Deniz Baykal halkın arasına inse bile değişen hiçbir şey olamayacağı kanaatini taşımaktayız. Şayet bir gün tüm bakanlar kurulu üyeleri başbakanları başlarında Pendik ten banliyö trenine veya otobüsüne binerler de halkla bir arada olursa belki ertesi gün bir çözüm bulabilirler. Onun dışında çözüm bulacaklarını zannetmiyorum…
BU YAZIYI YILLAR EVVEL YAZMIŞTIM. ONUN GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE MECLİS BAŞKANI OLMASINI ÇOK İSTEDİM. DEĞERLİ BİR SİYASETÇİYDİ. BU DÖNEMDE UZLAŞMA ÇİZGİSİ ÇİZERDİ MUTLAKA.
AMA NE YAZIK Kİ MHP LİDERİ DEVLET BAHÇELİ YİNE SON KOZUNU OYNAYARAK ESTİ, GÜRLEDİ VE TOPU AKP’YE ATARAK YENİ BİR SAHADA GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI. NE DİYELİM HELAL OLSUN, SAĞLIK OLSUN DİYEREK SAYIN DENİZ BAYKAL’A GEÇMİŞ OLSUN DEYİP BU YAZIYA NOKTAYI KOYALIM.