Şeb-i Arus (Düğün Gecesi)

Metin MERCİMEK

“SÜT VE ŞEKER MİSALİ KARIŞTIN BENİMLE
SÜTÜNDE ŞEKER MİSALİ ERİT BENİ DE
AMA VUSLAT’INI GECİKTİRME NE OLUR…”
(Büyük Düşünür Hazreti MEVLANA)

Birçok yazar, şair ve bestekârlar, düşünce ve eylemlerini VUSLAT duygusu çerçevesinde ortaya koymuşlar ve eserlerini bu çizgide gerçekleştirmişlerdir. Vuslat’ın vermiş olduğu ümit dolu bekleyişler, onlara güç ve ilham vererek doyulmaz eserlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
İşte bizler de bu günkü konumuzda, Vuslat duygusundan esinlenerek yola çıkarak Büyük Düşünür Hazreti Mevlana’nın Şeb-i Arus düşüncesine varmış oluruz.
Hepimizin bildiği üzere 7 Aralık ile 17 Aralık arası Hazreti Mevlana’nın Şeb-i Arus (Hakka kavuşma) gününü ortaya koyan kutlama haftasıdır. Mevlana, önce Tanrı’yı her yerde aramaya başlar. Gün gelip de yine bu yolda devam ederken, ilahi aşkını yorumlayan ünlü rubailerinin en acılarını yazar. Bunu yazarken en önemli eseri olan MESNEVİ’yi ortaya koyar ve insanları aydınlatmayı, onlara doğru yolu göstermeyi amaçlar. Bu mesneviyi bitirdiği bir sırada çok yaşlanan Hazreti Mevlana, 1273 yılının Aralık ayının 17. günü beklediği geceye kavuşurken Hakk’ın rahmetine de kavuşmuş olur. Böylece Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) de gerçekleşmiş olur.
Aslında Mevlana’nın Vuslat’a doğru yol alması şöyle başlar:
Aşk, gerçek anlamda kendini göstermeye başlayınca, ayrılıklarda beraberinde gelir. Ayrılık duygusu devam ettiği sürece de önce özlem, daha sonra hasret kendini gösterir. Artık kavuşma duygusu vazgeçilmez bir hal alır ve ön plana çıkar. Bunun üzerine kavuşma isteği VUSLAT kendini gösterir.
Vuslat’a doğru yol almaya başlayan Hazreti Mevlana, önce Yüce Yaradan’ın sevgi seline kendini kaptırır. O coşan ve köpüren selin içinde çırpınmayı, yıpranmayı, hatta boğulmayı bile arzu eder. Yeter ki O, Yaradan’a kavuşmuş olsun.
Mevlana aslında Yaradan’a kavuşurken Allah sevgisini ön plana almış ve bu çizgide hareket etmiştir. Hatta Allah sevgisini açıklarken insan sevgisine de çok önem vermiş ve bizleri o hakikat çemberinin içine almak istemiştir. Bu konuda o kadar güzel ve anlamlı sözler ortaya koymuş ki, bu sözler günümüzde bile bizlere güzel ışık tutmuştur. Özellikle günlük yaşantımızda nasıl hareket etmemizi, birbirimize karşı nasıl davranmamız gerektiğini anlamlı sözleriyle ortaya koymuş, hem de bu sözleri tüm insanlara duyurmak ve sevdirmek için dizeler halinde yaymaya büyük çaba göstermiştir.
Hazreti Mevlana, 1273 tarih 17 Aralık Pazar günü akşam üstü güneş gözden kaybolup, Konya ufuklarını kızıla boyarken bu âlemden başka bir âleme göç etmiştir. O, ölümünü gerdek gecesi “ŞEB-İ ARUS”, “SEVGİLİYE KAVUŞMA GÜNÜ” olarak kabul etmiştir.
17 Aralık 1273 tarihi akşama doğru ŞEB-İ ARUS (DÜĞÜN GECESİ) ile Hakkın rahmetine kavuşan Büyük Düşünür Hazreti Mevlana’yı rahmetle anıyor ve hoşça kalın diyorum.