Selahattin Pınar ve Afife Jale Aşkı

Metin MERCİMEK

“NEREDEN SEVDİM O ZALİM KADINI
BANA ZEHRETTİ HAYATIN TADINI
SÖYLEMEM SORMAYIN ASLA ADINI
BANA ZEHRETTİ HAYATIN TADINI.”
(Selahattin PINAR)

Değerli bestekâr Selahattin Pınar ve tiyatro sanatçısı Afife Jale’nin büyük aşkına geçmeden önce, duygu dolu şarkıların sahibi Selahattin Pınar ve sahneye çıkan ilk Türk kadını Afife Jale’yi yakından tanıyalım.
Selahattin Pınar, eski milletvekili ve hâkim olarak görev yapan Sadık Bey ve İsmet Hanım’ın oğlu olarak 1902 yılında İstanbul’da dünyaya gelir. İlk müzik bilgilerini annesi İsmet hanımdan almış ve 12 yaşında iken uç çalmaya başlamış. Babasının tüm ısrarlarına rağmen, o yıllarda önde gelen okullardan biri olan İtalyan Ticaret Mektebi’ni yarıda bırakarak zamanının tümünü müziğe adamış. En sonunda da, kendisi gibi hukukçu olmasını isteyen babasının baskılarına dayanamayıp evden ayrılmıştır.
Daha sonra “Darül-Feyz-i Musiki Cemiyeti” (Üsküdar Musiki Cemiyeti)’nin kurucuları arasında yer alan Selahattin Pınar, Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet yıllarının en özel bestekârlarından biridir. En çok Hacı Arif Bey’den etkilenen Selahattin Pınar’ın en sevdiği makamlar Hüzzam, Hicaz ve Kürdilihicazkâr olmuştur.
Afife Jale ise, Kadıköy’deki Apollon Sinemasında (şimdiki Rexx Sineması), 1919 yılının 22 Nisan gecesi, Hüseyin Suat’ın “Yamalar” adlı oyununda Emel rolünü “Jale” takma adıyla oynayarak sahneye çıkan ilk Türk kadınıdır. Gerek oyunu, gerek sahne cesareti ile bir ayrıcalık yaratan Afife Jale, Türk kadınları için ne kadar özel bir yere sahip olduğu görülmektedir.
Şimdi gelelim Selahattin Pınar ile Afife Jale’nin büyük aşk hikâyesine. İlk tanışmaları 1929 yılında başlamış. Kadıköy Kuşdili Çayırı’nda Hafız Burhan’ın verdiği konserde birlikte olmuşlar. Hatta bu ilk tanışmayı anlatan ve hepimizin çok yakından bildiği “Bir Bahar Akşam Rastladım Size” adlı bir de beste yapmış. Daha sonra 1933 yılında Afife Jale ile evlenen Selahattin Pınar, evliliklerini 1939 yılına kadar sürdürmüş ve sonra ayrılmışlardır.
Çok büyük bir aşkı yaşayan ve bu aşkın vermiş olduğu ilhamla muhteşem eserler meydana getiren Selahattin Pınar, Afife Jale’ye aşık olmuş,  Afife Jale’de onu çok sevmiştir. Ancak Afife Jale’nin tiyatronun kadınlara yasak olduğu günlerde yaşadığı sorunlar nedeniyle müptelası olduğu uyuşturucuyu bırakamaması ve bu durumun artarak ilişkilerini bir çıkmaza sürüklemesi, evliliklerinin sonunu getirmiş. Hatta Afife Jale’nin, içinde bulunduğu uyuşturucu çıkmazının Selahattin Pınar’a da zarar vermeye başladığını görüp ayrılmak istediğini, “Terk et beni, yoksa sen de mahvolacaksın”, “Bırak beni gideyim” diye yalvardığı bile olmuştur.
İşte Selahattin Pınar, bu ruh haliyle “Anladım sevmeyeceksin sen beni nazlı çiçek” şarkısını besteler. Bu büyük aşkın sonuna gelindiğinde ise, Selahattin Pınar yaşadığı aşk acısını “Nereden Sevdim O Zalim Kadını” Kürdilihicazkâr makamında besteleyerek, acı dolu aşkını ifade eder. Bu muhteşem şarkı günümüzde bile sevenlerin bir nevi sembolü haline gelmiş ve gizli kalan aşkını açıklamayanlar, bu şarkıyla teselli olmaya çalışmışlardır.
Hoşça kalın.