Metin MERCİMEK
“HER ŞEYİN KENDİ GÖRÜŞÜ DOĞRULTUSUNDA YAPILMASINI İSTEYEN, HİÇBİR KUSUR, HATA VE EKSİKLİĞE İZİN VERMEYEN, GENÇLERDEKİ BİLGİ BECERİ VE DENEYİM NOKSANLIĞINI HİÇ KABUL ETMEYEN, SERT YAPILI AMİRLER, PATRONLAR, HATTA ANALAR, BABALAR BİLE VARDIR.”
Öylesine sert yapılı insanlar var ki, onlarla anlaşmak ve birlikte çalışmak hayli zordur. Onların bu yapıları nedeniyle etraflarında yaratıcı, etkin, başarılı, yenilikçi, liderlik yetenekleri olan insanları tutamazlar. Çevrelerinde onların “DOĞRU” dediği şeyleri doğru kabul eden, kendi fikirleri üzerinde hiç diretmeyen, korkak, güvensiz, kimlik ve kişiliği zayıf insanlar üretirler. Birde hiç kimsenin hatasını kabul etmezler, ama kendileri sürekli hatalar içinde yaşarlar. Hatta en büyük hatayı da kendi eş ve çocukları üzerinde yaparlar.
Geçen hafta tüm bu meziyetlere sahip olan bir arkadaşımla karşılaştım. Hal hatır sorduktan sonra bana, hala müzikle uğraşıp uğraşmadığımı sordu. Müziğe devam ettiğimi söyleyince buruk bir tavırla, “KEŞKE BENDE SENİN GİBİ BİR ENSTRÜMAN ÇALMASINI ÖĞRENSEYDİM. EŞİMİ KAYBETTİKTEN SONRA, ÇOK YALNIZ KALDIM. AYRICA TÜM YAŞAMIM BOYUNCA İŞİMDEN BAŞKA YAKIN DOSTUM OLMAMIŞTI. İNSANLARA HEP AMİRLİK YAPTIM, SÜREKLİ KUSURLARINI BULDUM. KENDİ MÜKEMMELLİK ANLAYIŞIMA UYMADIĞI İÇİN DAİMA ELEŞTİRDİM” diyerek üzüntülerini ortaya koydu. Nedense insanlarla arkadaşlık kurmayı öğrenememiş ve kendine yedirememişti.
Sözünü ettiğim bu arkadaşım, bir gün parkta küçük köpeğiyle oynaşan, koşuşan, neredeyse onunla konuşan bir hanımefendiye rastlamış ve onun yüzündeki mutluluğu çok ilgisini çekmiş. Tabi köpeğiyle ilgili kaynaşmayı seyredince… Ertesi sabah, her gün olduğundan daha erken uyanarak doğru parka gitmiş. Önce ne köpeği ne hanımefendiyi göremeyince biraz dolaştıktan sonra onlara rastladığını ve bir banko üzerine oturup seyrettiğini söyledi ve kendi hayat akışını anlatmaya başladı:
“HAYATIM BOYUNCA HİÇ BİR GÜNE BÖYLE BAŞLAYAMAMIŞ, HİÇBİR GÜNÜ BÖYLE COŞKU, SEVİNÇ VE NEŞE İÇİNDE KARŞILAYAMAMIŞTIM. SABAH ALTIDA UYANIP, YEDİDE EVDEN ÇIKAR SEKİZDE İŞTE OLURDUM. ETRAFA EMİRLER YAĞDIRIP, KIZAR, BAĞIRIR HER İŞİ EN İYİ ŞEKİLDE KUSURSUZ YAPMAYA ÇALIŞIRDIM. ŞİMDİ GÖRÜYORUM SONUÇ, GERGİN BİR YÜZ, TİTREYEN ELLER, KÜÇÜK BİR EV, YETMEYEN BİR EMEKLİ AYLIĞI VE YAPAYALNIZ BİR HAYAT OLDU. O MİNİCİK KÖPEĞİN HANIMEFENDİYE VERDİĞİ SEVİNCİ, COŞKUYU, NEŞEYİ BEN HAYATIM BOYUNCA HİÇ YAŞAYAMADIM.”
Daha sonra telefon görüşmemizde, hayvan barınağına gideceğini ve iki aylık minik bir köpeği sahipleneceğini söyledi. Bu konuda hayli bir araştırma yaptığını da sözlerine ekledi.
Unutmamamız gerekir ki, hiçbir şey, hiçbir olay, bir köpek dahi insanın karşısına tesadüfen çıkmaz. O minik köpek ve sevgi dolu hanımefendi, 40 yıllık iş yaşamı boyunca sevgiyi, şefkati, anlayışı öğrenememiş bu arkadaşıma, sevgiyi ve anlayışı öğretebilmek, hayatını güzelleştirebilmek için karşısına çıkmış olacağını düşünüyorum.
Hoşça kalın.