Sevgili Hıncal Uluç, Biraz da Kilis İlini Yazsan!…
Nejat TAŞKIN
Sevgili hemşerimiz elbette yalnız Türkiye çapında değil, dünya çapında tanınmış bir gazetecisin. Ama Kilis’te doğduğuna göre bazı zamanlar o doğduğun yöreyi de yazsan ne olur diye düşünmekteyim. Çünkü Kilis İli İstanbul’dan 1200 km. uzaklıkta, gözden ve gönülden ırak bir yerlerde hudut taşları üzerinde yıllardır kaderine terk edilmiş durumdadır.
Sayın Valisi, Belediye Başkanı ve iki milletvekiliyle birlikte sesini duyurmaya çalışsa da bu ses Gaziantep ilinden uzağa gitmemektedir.
15 yıl oldu il olduğumuza, değişen bir şey oldu mu dersiniz? Eğer İstanbul’da bulunan işadamlarımızın yaptıkları olmasa gözle görünür hiçbir adım atılmamıştır.
Kilis’te o saygın işadamlarımız bir büyük üniversite kurdular. Bir zamanınız olsa da orayı bir gezme imkânınız olsa. Ülkemizde eşi görülmemiştir. O üniversiteye Kilis-Vakfına bağlı 32 hemşerimiz destek verdi ve dev bir üniversite Kalleş dağlarına doğru bir eğitim abidesi olarak yansıdı. Bunların dışında 27 lise yaptı hemşerilerimiz. Ayrıca bir fen lisesi, sağlık ocakları ve camiler hep hemşerilerimizin eseri.
Hele İstanbul sur içindeki 48 yataklı İstanbul Kilis Evi, üniversite öğrencilerine Kilis’ten gelip de ev bulamayanlara karşılıksız destek vermekte, ayrıca 150 kız ve erkek öğrenciye de ayda belli miktarlarda yine karşılıksız burs verilmektedir. Tüm bunlar hemşerilerimizin desteği ile meydana gelmiştir. Bir ziyaretinizde buradaki işlemleri görecek, belki de inanamayacaksınız.
Biz devletten Kilis için ne bekliyoruz? Serbest bölge olsun. Zira hudut taşları üzerinde bir kilo çay için vatandaş lekelenmesin.
Suyumuz gelsin. Bu çok önemlidir. Son istatistiklere göre Kilis iline yağmur yağmasa 15 günlük suyu kalmıştır. İşte bunları yazın. O ses veren köşenizden sesler yükselsin de bir duyan olsun. Çünkü siz elbette yalnız Kilis İlinin değil bütün illerin temsilcisinizdir. Ama her şeye rağmen o felhanlı topraklarda doğdunuz ve ekmeğini suyunu içerek Kilis Kemaliye İlkokulunda ilk tahsilinizi tamamladınız. Bir borcunuz yok mudur? Mutlaka vardır. O halde ne olur bunları yazınız ve bu borcunuzu da ödeyiniz.
Siz fıkraları çok seversiniz o halde yazıma bir fıkra ile son vermek istiyorum:
Adam gece körkütük eve sarhoş gelir. İdrarını yapmak üzere tuvalete yönelir. Tuvaletin ışığı kendiliğinden yanar. Hoşuna gider. İşini tamamlar ve yatak odasına geçerek hanımını kutlamak ister:
– Hanım hanım der, Allah senden razı olsun tuvalete kendiliğinden yanan ışık koymuşsun, seni kutlarım.
Hanım gözlerini ufalayarak yerinden kalkar ve bağırarak, “Gözün gör olsun herif” der, yine buzdolabına mı işedin!…
Ne olur sevgili Uluç mutlaka zaman dilimleri içinde Kilis’imizi yazınız. Bağlarıyla, zeytinleriyle cömert ve mert insanlarıyla bu ilimiz daima güzeldir güzel olduğu kadarda cama yakındır. Hele bu güzellikler o sizin pırlanta kalemimizden yansırsa çok daha güzel olacaktır.
Bu yazımı Kilis’in mahalli gazetelerinde yayınlanmak üzere gönderirken size de ulaşması için gayret göstereceğim. Ulaşırsa bir ses verirsiniz mutlaka. Kilis-Vakfı Genel Sekreteri Nejat Taşkın başarılar diler… (Arşivden)