Metin MERCİMEK
“KENDİMİZİ OLDUĞUMUZ GİBİ KABUL EDİP SEVEREK VE DE SEVDİKLERİMİZİN HAYATIMIZDAKİ VARLIĞINA ŞÜKREDEREK HAYATIN TÜM ZORLUKLARINI MUTLAKA AŞARIZ.”
Çevremize bir göz attığımız zaman, kendi iç huzurunu sağlayamamış, mutsuz ve agresif insanlarla bir arada olmak istemeyiz. Daha çok hayata pozitif bakan, dertlerimize dertlenerek değil de ışık tutarak yaklaşan, özellikle kendiyle ve dünyayla barışık olanlarla daha çok vakit geçirmek isteriz.
Sevmek konusunda ilk hedefimiz kendimizi sevmek olacaktır. Dini kitaplara, kadim öğretilere ya da modern çağ söylemlerine baktığımızda, “İYİLİK” ekseninde bir yol isteyenler için çizilen resim aslında çok da farklı değildir. Kendini sevmek, kendi dışındakilere de asgari düzeyde saygı duymayı gösterir. Yani çocuğa, yaşlıya, ağaca, suya, üzerinde yaşadığımız toprağa, yaptığımız işlere ve her şeye sevgi ile bakmamızı sağlar.
Aslında iç sesimiz bize ihtiyacımız olan her şeyi söylüyor. Yeter ki o sesi dinlemeyi bilelim. Hani bazen hepimizde olur ya. Bir karar arifesinde, bir seçim yapmamız gerekir. Ama korkular, kaygılar, bizim için hayırlı olanı görmemize engel olur. Hatta kaç kişiye fikrimizi sorarız; öyle mi yapayım, yoksa böyle mi yapayım diye… Sorduğumuz herkes kendi deneyimlerinden yola çıkarak başka yorumlar ortaya koyar ve aklımız ise iyice karışır. Halbuki iç sesimiz alttan alttan kendini duyurmaya çalışıyordur o sırada…
İşte böyle bir anda geçmiş tecrübelerimizden ya da başkalarının yaşadıklarından yola çıkarak korkular, kaygılar, endişeler, tereddütler üretmek yerine her şeyin anahtarı olan sevgiyi seçelim. Kendimiz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için kaygılanmak yerine akışta olmayı ve özgürlüğü benimseyelim.
Ayrıca tüm bu korkular, kaygılar, endişeler ve tereddütler içinde bir de, şükretmeyi unutmayalım. Çünkü insan hayatında çok önem arz eden unsurlardan biri de şükretmektir. Her koşulda şükretmeyi başarabildiğimizde, sanki ilahi bir mekanizmanın işlemeye başladığını hissederiz. En zor alanlarda bile başımıza gelenleri olduğu gibi kabul edip, her şer’de bir hayır olduğunu düşünüp şükredebilirsek, mükâfatını alacağımıza inanıyorum. Aynı zamanda iç sesimizi en iyi şekilde ve tam olarak uygulamak için şükretmek duygusuna da gerekli önemi göstermeliyiz.
Sevgi ve saygı konusunda büyüklerimiz bizlere hep şunu söylerlerdi: “HERKESİ SEVDİĞİNİZ ZAMAN, SİZDE O SEVGİ ÇEMBERİNİN İÇİNDE OLURSUNUZ.” Böyle diyerek ne güzel yorumlamışlardır.
Unutmayalım ki, yeryüzündeki her türlü sıkıntının tek ve temel çözümü sevgidir. Bunun içinde önce kendimizi sevmemiz gerekecek. Kendimizi tamamen sevdiğimizde bu sevgi yüreğimizden dışarıya ve etrafımızdaki her şeye hem de herkese doğruca yansıyacaktır.
Hoşça kalın.