Taklit
Metin MERCİMEK
TAKLİT, SANATÇININ ALGILADIĞI NESNELER, ÖRNEĞİN MÜZİSYENİN NOTALARA, RESSAMIN RENKLERE, ŞAİRİN SÖZCÜKLERE YANSIMASIDIR. YANİ SANATÇI NESNELERİ TAKLİT EDER.” (Büyük Düşünür PLATON)
Hayatımı tatlı bir şekilde tehdit eden en büyük sorunum, zamanla yarış yapmamdır. Yani zamanımın çok kısıtlı olmasıdır. Özellikle aklıma gelen sayısız ilhamlar, bu dar zaman içinde, hem çatışıyor hem de birbirine karışıyor. O anda düşüncelerim alt üst oluyor. Bu kez aklıma gelenleri toplamak ve kaybolan ilhamları yeniden hatırlamak için, TV’de “Belgesel Kanalı”nı açıyorum. Şayet belgesel programı yoksa kemanımı ya da cümbüşümü elime alıp kendi kendime meşk yapıyor ve kendimi tamamen toparlıyorum.
Kurban Bayramı’nın dördüncü günü tatlı telaşlar ve ilhamlar, birbirine karışınca, TV’nin Belgesel Proğramı’nda “Hayvanlar Alemi”ne rastladım. Çeşitli hayvan türlerinin doğum süresince yavrularına süt verme dönemini izledim. Bir zaman sonra anne, içgüdüleriyle yavrusuna çok şeyleri öğretmekte, yavrular ise anne ne yapıyorsa onu taklit etmektedir. Bu konuda en çok ilgimi çeken su samuru anne ve yavrusu oldu. Annenin yeteri kadar kendini ve yavrusunu beslemesi için, deniz dibi yosunların haricinde kabuklu hayvanları da kırıp marifetini göstermesi gerekiyordu. İlk aşamada deniz dibinden bir midye ve taş buldu. Anne, deniz üzerinde sırt üstü yatarak göğsünde kırmaya başladı. Bu beslenme eylemini dikkatlice izleyen yavru su samuru, annesinden gördüğü bu olayı başarıyla taklit etti ve hayata önemli bir adım atmış oldu.
Peki, taklit ne demektir? Türk Dil Kurumu’na göre, dilimizde oldukça kullanılan taklit kelimesi, Arapça dilinden Türkçemize geçmiştir. Yüzyıllar boyu süregelmiş bir örneğe benzemeye ya da benzetmeye çaba göstermek için çalışmaktır. Taklit başka bir açıdan ele aldığımızda ise, birinin davranışını konuşmasını tekrarlamak suretiyle eğlenme anlamına da gelmektedir.
Diğer taraftan taklit, herhangi bir bilgi alanında toplumun her ferdinin eşit derecede kabiliyet, bilgi ve tecrübeye sahip bulunması mümkün olmayan konuları anlama, yaşama ve çevresinde ortaya çıkan meseleler hakkında uzmanlaşıp başkalarına yol göstermesidir.
Hayatımızın akışına bir göz attığımız zaman, taklidin her alanda yer aldığını görürüz. Yaşam gereği hepimiz taklit ederek, yineleyerek öğrenmekteyiz. Çünkü taklit sayesinde, örneğin sesleri, dilleri, herhangi bir yapıyı (mimariyi), yemekleri, giyimi, kuşamı, kültürü yenileyerek bir yaşam biçimi doğmuştur. Daha doğrusu bu yaşam biçimi, toplumların varlık nedeni olmaktan çıkmış, o toplumun kimliği haline gelmiştir. Böylece daha da genişleyerek farklılıklara neden olmuş ve de tarih renklenmiştir.
İşte TV’nin “Belgesel Kanal”ında izlemiş olduğum su samuru anne ile yavrusunun bu muhteşem beslenme olayı bana, öncelikle taklidi, daha sonra da hayatın ta kendisini öğretti.
Hoşça kalın.