Tarih ve Bilim Yuvası “Didim”
Metin MERCİMEK
“DÜNYA ÜZERİNDE DİKKAT ÇEKEN EN TARİHİ YERLERDEN BİRİ DİDİM’DİR. GEREK DENİZİ, GEREK PLAJI, GEREK DOĞASI VE GEREKSE ANTİK KALINTILARI İLE TURİZME BİR RENK KATMIŞTIR.”
Yıllarca merak edip ama bir türlü incelememe fırsat olamayan Didim ve çevresindeki Antik kentleri, nihayet ziyaret etmek kısmet oldu. Gerçekten de dünya üzerinde dikkat çeken en tarihi yerlerden biridir Didim. Hala kalıntıları ve de kapalı bir yarımada olarak bilinen bu tarihi şehrin içinde APOLLON TAPINAĞI, 25 km. mesafede MİLETOS ve 50 km. mesafede PRİENE gibi tarih ve bilim yuvaları bulunmaktadır. Ayrıca merkeze 50 km mesafede BAFA GÖLÜ yer almaktadır. Bafa Gölü mağaralarında 10 bin yıllık mağara resimleri vardır. Yine gölün içinde yer alan HERAKLEİA Antik şehri de buradadır.
Tabi bu birbirinden güzel tarihi kalıntıların en görkemlisi MİLETOS’tur. Benim de en çok ilgimi çeken yöre de burasıdır. Aldığım duyumlara göre, Didim’e gelen yerli ve yabancı turistlerin, otelde yerlerini ayırdıktan sonra ilk uğrak yeri Miletos olduğunu öğrendim. Bu nedenle ben de ilk önce Miletos’u ziyaret etmeyi düşündüm.
Antik Miletos şehrinin bulunma efsanesine göre, şehrin ilk yaşayanları Girit üzerinden gelmiştir. Burada ilk yazılı arkeolojik kaynaklar, Genç Bronz Dönemi’ne ait olup, bunlarda Hitit kaynaklıdır. Ayrıca şehrin surlarının da diğer Hitit surlu şehirler planına göre inşa edildiğini göstermekte. Tüm bu belgeler Miletos şehrinin bir Hitit şehri olduğunu doğrulamaktadır. Yine Boğazköy arşivlerinde Miletos hakkında tarihleri tam olarak saptanamayan çivi yazısı ve vesikalar bulunmuştur. Bu vesikalarda Miletos ismi, MİLWATA olarak yazılmıştır.
Her ne kadar efsane, bir anlatım olmasına rağmen, çok ilgimi çeken şu konuyu belirtmeden geçemeyeceğim. Yunan tarihsel karanlık çağlarında Herakles oğullarının geri dönüşü den sonra, efsane yazarlara göre Yunanistan’dan Anadolu’ya yeni kolonociler gelip buraya yerleşmişler ve bunlar Yunanca konuşan İyonya halkını oluşturmuşlar. Miletos şehri efsanesine göre, Atina’lı Kodros’un oğlu Neiesus, kolonociler başında Miletos’a gelmiş ve Miletoslu erkeklerin hepsini öldürerek Miletos’u bir koloni olarak yeniden kurmuştur. Ama Miletoslu kadınlar bundan hiç hoşlanmamış ve yeni kocaları ile bir masaya oturmamaya karar vermişlerdir.
Bu konudaki araştırmalarımda, Miletos’lu erkeklerin hepsini öldüren Neiesus, kendi soyundan olan yeni bir şehrin olmasını istemiş ve bu katliamı yapmıştır. O zamanlar bağımsız şehir olan Miletos, Neiesus soyundan geldiklerini iddia eden krallar tarafından idare edilmiş, M. S. 800 yıllarından sonra şehri idare eden aristokrat soylular olmuştur.
Ayrıca Miletos, önemli bir liman şehri olduğu kadar, azizlerin de ziyaret ettiği ve kutsal sayıldığı yerlerden biridir. Hıristiyanlığın ana kitabı İncil’in Ahdi Atik kitaplarında Miletos’un ismi bir kaç yerde geçmektedir.
İşte sayılamayacak ölçüde tarih ve ilim fışkıran Didim ve çevresinin bir başka güzelliğinde yeniden buluşmak dileğiyle…
Hoşça kalın.