Yardımlaşma Kervanına Siz de Katılın

M. Yahya EFE
Sevgili okurlarım, 12-18 Aralık 2014 tarihleri arasında kutlanacak olan 22. Yoksullarla Dayanışma haftası, bu yıl Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Dr. Sare Davutoğlu’nun himayelerinde kutlanacak.
YOYAV’ın koordinatörlüğünde düzenlenen bu yardımlaşma kervanına, 44 sivil toplum kuruluşu katılıyor.
Bu kuruluşların içerisinde; Kilis Valiliği, Kilis Belediye Başkanlığı, Anayurt Gazetesi, Efece Haber İnternet Gazetesi, Kilis Yardımlaşma Derneği ve Kilis Kültür Derneği de var.
Hayatı paylaşan insanlar, aynı düzeyde değillerdir. Zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini, erkeği, kadını doğar, büyür, birlikte yaşar ve ölürler. İşte bu beraberlik hayatın kaynağını oluşturuyor.
Ancak bu farklı insanlar, yaşadıkları süre içinde birbirlerine ihtiyaç duyarlar, yardımlaşmak zorundadırlar…
Dostluk ve kardeşlik duygularını tazeleyen, insanları sevgi ve saygı bağları ile bütünleştiren, hasretleri gideren, insanların bir araya gelmesini sağlayan yardımlaşma ve dayanışmanın, yoksullukla mücadelede ve sosyal hayatımızda çok önemli bir yeri vardır.
Yoksulluk, insanlığın ve toplumumuzun huzurunu tehdit eden en temel sorunların başında gelmektedir. Bu nedenle yoksullukla mücadele de yardımlaşmanın önemi oldukça büyüktür.
İnsanların birbirine yardım etmesi eylemi olan yardımlaşmaya, son yıllarda toplum olarak, gereken önemi vermiyoruz. Toplumdaki bu büyük noksanlık ise, kültürümüzün bir insanlık ayıbıdır.
Gün gelir zenginler bile fakirlere ihtiyaç duyar. Hiç bir zengin benim kimseye ihtiyacım yoktur diyemez. O insan servetini çalıştırdığı insanların gücü ile kazanır. Zira kimi çalıştırıyorsa ona muhtaç demektir.
Bugün ülkemizde karnını doyuramayan, başını sokacak bir ev bulamayan, can güvenliği olmayan yahut eğitim ve sağlık hizmeti alamayan insanların sayısı hepimizin düşündüğünden çok daha fazladır.
Toplum olarak yardımlaşma duygusunu yaşayabilmeliyiz.
Sevinirken sevindirmek, giyerken giydirmek, doyarken doyurmak ve gücümüzün yettiğince yardıma ihtiyacı olan muhtaçlara yardım elini uzatmak, bir insanlık görevidir.
İşte bu duygu ve düşüncelerle; bir yoksulun yüzünü güldürmek, bir garibi sevindirmek, bir fakiri giydirmek ne güzel bir duygu. Bir öğrenciye burs vermek, bir güçsüzü gözetmek, bir yaşlıya kanat germek, ne güzel bir yardım severlik. Bir yorgunu dinlendirmek, bir açı doyurmak, bir zayıfı kayırmak, sizi mutlu etmez mi? Mutlaka mutlu eder…
İnsanların birbirlerine muhtaç olmaları, aralarındaki yardımlaşmaları zorunluluğunu ortaya çıkarır. Bu nedenle yardımlaşma, toplum halinde yaşamanın ve birbirlerine sevgi ile bağlanmanın bir sonucudur.
Yoksullukla mücadele için, yardımlaşma duygusunun yaşanması gerekir. Yardımlaşma duygusunun yaşanabilmesi ise; sosyal bütünleşme ve ekonomik kalkınmamıza, manevi duygularımızın çoğalmasına, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma fikrinin gelişmesine vesile olur.
Bugün, yardımlaşma ve dayanışma duygusunu yaşayabilen ve manevi şuuruna eren, çok insan var. Zaten yardımlaşmayı amacına ulaştıran, onun manevi şuuruna erenlerin varlığıdır.
Toplum olarak yardımlaşma duygusunu yaşayabilmeliyiz. Bugün işsizliğin kol gezdiği ülkemizde, mal ve mülk sahibi zenginlerimiz, yardım kurumlarına destek olarak, işsize ve yoksula yardım elini uzatmalıdır.
İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli…
“Hak’kın toprağına mülküm var, deme
Dam ile harmanda hakkım var, deme
Güçlü kuvvetliyim arkam var, deme
İnsanı sırt üstü yere seren var.”
Onun için, yardımlaşma kervanına siz de katılın…