Dolar
Euro
Altın
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis °C
Kilis
°C
°C
°C
°C
°C

Yaşamın İki Seçeneği: Mutlu ve Mutsuz Olmak

Yaşamın İki Seçeneği: Mutlu ve Mutsuz Olmak
A+
A-
24.08.2015
462
ABONE OL

Metin MERCİMEK

 

“KENDİMİ HER ZAMAN MUTLU HİSSEDERİM. NEDENİNİ BİLİYOR MUSUNUZ? ÇÜNKU KİMSEDEN BİR ŞEY UMMAM. BEKLENTİLER DAİMA YARALAR.”

(William SHAKSPEARE)

 

Bugün sizlere YAŞAMIN İKİ SEÇENEĞİ olan “MUTLU VE MUTSUZ OLMAK” duygusundan söz edeceğim.

Her insan yaşamını sürdürürken iki seçeneği de beraberinde sürdürür. Biri mutlu olmak, diğeri ise mutsuzluktur. Aklımıza hemen şöyle bir soru gelebilir: İnsan mutsuz olmayı ister mi? Ne yazık ki, onu bir yatırım olarak görür. Bu seçim daha çok bebeklikte bir alışkanlık haline gelir. Çünkü ağlamayan bebeğe mama vermezler. Özellikle hasta olunca, ağlayınca ilgi daha da artar. Çocuk ne zaman mutsuz, üzgün, kederli olsa ailenin gündemine girer, hemen önemli hale gelir. Diğer taraftan mutlu olan çocuklarla kimse ilgilenmez.

Aslında mutsuzluk doğaya aykırıdır. Ama bizler mutluluktan hep kaçarız. Her gün egomuzu biraz daha şişirir, isteklerimizi biraz daha arttırır, dünya nimetlerini barış, dostluk, kardeşlik içinde paylaşmak varken, kavgaları, savaşları sürdürürüz. Dertleri kendimize bir nevi zevk edinir, mutsuzluğu alışkanlık ve yaşam biçimi haline getiririz.

Şunu hemen belirtmek isterim ki, mutlu olan hiç bir insan savaşmak istemez. Daha doğrusu rahatını, huzurunu bozma riskine katlanmaz. Hem de kimsenin malına, hukukuna, toprağına el uzatmaz. Çünkü mutlu insan kendi içinde barışa ulaşmıştır. Ayrıca mutlu insan çevresiyle iyi ilişkiler içindedir. İyi ilişkiler ise hiç bir zaman kavga yaratmaz.

Diğer taraftan, mutlu insan zengin bir iç dünyaya sahip olması nedeniyle, renkli, coşkulu ve sevinçli yaşar. Yapılan araştırmalarda, bu insanların yüce değerlere sahip oldukları ve hayırseverlik, merhamet, paylaşmak gibi değerleri de önem verdikleri gözlemlenmiştir. Örneğin, mutlu olan insanlar parayı bilir, önemser ve değer verir. Ama bilir ki para bir araçtır, hiçbir zaman araç haline getirmez. Onu harcarken, nereye harcayacağını iyi hesaplar ki, mutluluk duygusunu elden bırakmak istemez.

Bir de mutlu ve mutsuz insanın toplumdaki yerine değinmek istiyorum. Ne yazık ki, toplum mutlu ve coşkulu insanı hazmedemiyor. Yadırgıyor, kıskanıyor, eleştiriyor. Hatta onu eski haline döndürmek istiyor. Eğer bir insan mutsuzsa, var olan coşkusunu kaybetmişse, hemen toplumla bir uyum sağlamaktadır. İşte o zaman toplum onu yadırgamıyor, bilhassa kendi içine alıyor. Hatta bazı uzmanlara göre, mutlu insan, neşesini gösterip şarkılar söylüyorsa, dans ediyorsa, o kişiye toplum, şüpheyle bakmakta ve deli mi, gibi sözlerin atıldığı belirtilmektedir.

Dünyada herkesin coşkulu ve mutlu olduğunu düşünelim. Bu hepimiz için büyük bir değişim olurdu. Belki dünyayı değiştirmeye gücümüz yetmez ama kendimizi değiştirebiliriz.

İşte William SHAKSPEARE’in belirttiği gibi kimseden bir şey beklemeden yolumuzu çizersek, daha mutlu olacağımızı düşünüyorum.

Hoşça kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.