Yaşar Kemal ve Güncel Düşünceler
Sabahattin YARAR
Ülkemizin yetiştirdiği en büyük yazarlardan, kültür ve edebiyat adamı, gazeteci, siyasetçi ve halkçı Yaşar KEMAL’i geçtiğimiz günlerde kaybettik. “Güzel atlarına bindi ve gitti” kendi deyimiyle. Tanrı’dan rahmet ve bağışlanma diliyorum O’nun için…
YAŞAR KEMAL; uluslararası üne kavuşmuş, ülkesinin ismini dünya edebiyat çevrelerinde konuşulur hale getirmiş, ardı ardına verdiği eserlerle bitmez tükenmez bir enerjinin kaynağı olmuştur. Gençlik yıllarının çok zor koşullar altında, yoksulluk ve büyük uğraşlarla geçtiğini, ırgatlık, bekçilik, traktör sürücülüğü yaptığını kendisi yaşam öyküsünde dile getirmiştir.
Büyük yazar ve edebiyat adamımız Yaşar KEMAL, Türkiye düşkünü, din, dil, ırk ayrımını yanına yaklaştırmayan, insan sevgisi ile dopdolu bir kişiliye sahiptir. Anadolu’nun halk hikâyelerini, törelerini, doğasını, insanlarını eserlerinde o kadar güzel işlemiş ki, o kadar akıcı bir Türkçe ile yazmış ki, takdirle anmamak olası değildir. Onlarca eserinin hiç birisi; ele alınınca bırakılacak, bir köşeye konulacak kitaplar sınıfına girmezler.
Aldığı sayısız ödüller, dünya dillerine çevrilen eserleri, tutarlı yaşamı büyük ve unutulmaz bir YAŞAR KEMAL yaratmıştır. Ülkenin gurur kaynağı olmuştur…
1955’lerde yazılan ve Türk yazın yaşamında fırtına gibi esen İNCE MEMED romanı, benim, ikinci el satın aldığım ve okuduğum ilk kitabım olmuştu. Bazı kitapları (Jules Vernes, E. M. Karakurt, Kerime Nadir vs.) kütüphanede okumuştum. Ama İNCE MEMED benim lise çağlarımdaki ilk kitabımdı. Aslında evimizin kitabı idi. Rahmetli babam da İnce Memed hikâyesini duymuş, Roman almama ses çıkarmamıştı. Akşam yemeklerinden sonra bir odaya toplanan aile bireylerine 10-15 sayfasını okumak koşulu ile. İNCE MEMED’i bu şekilde okumuştum ilk defasında.
Bir Adana ziyaretimde, Büyük Şehir Belediyesi yanında düzenlenmiş Kültür Parkını gezmiştim. Orada birçok etkinliğin yanında, bir masa ve etrafında sandalyelerde oturan üç kişinin, sohbet eder bir görünümde, heykelleri vardı. Yanlarına oturdum ve resimledim bu anıyı.(Bu resim Kent’te Anılarınız köşesinde yayınlandı) Dünyaca ünlü ressam Abidin DİNO, dünyaca ünlü yazar Yaşar KEMAL ve onlardan geri kalmaz Nebil ÖZGENTÜRK. (Bu üçlünün aynı zamanda iyi dost olduklarını da öğrendim.)
Adana ve Adanalı kentinin bu değerli insanlarını, bu amacı güden bir parkta, heykellerini yaptırarak ölümsüzleştirmiş. Değer bilir bir davranış gösterilmiştir… Aynı zamanda, birçok önemli cadde veya sokaklara da isimlerinin verildiğini, fotoğrafımı çeken genç bayandan öğrendim.
İşte nereden nereye geldik?
Kentine, ülkesine, insanlarına büyük yararları dokunan, sesini duyuran, hemşerilerinin gurur kaynağı olan insanlarımızın ölümsüzleştirilmesi gereği vardır. Park, cadde, sokak ve eğitim ile sağlık kuruluşlarına isimleri verilenlerin, Adana’da olduğu gibi, bir parkta veya müze görünümlü bir kapalı alanda heykelleri ile sonsuza kadar anılmalarının sağlanması iyi olmaz mı acaba?
Önermesi bizden. Büyük yazarımız Yaşar KEMAL’İ anarken aklımıza düştü de…
Yeniden buluşalım…