Dolar
Euro
Altın
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis °C
Kilis
°C
°C
°C
°C
°C

Yaşıyorken-5

Yaşıyorken-5
A+
A-
23.04.2024
152
ABONE OL

Zerrin BOZKAYA

Mayıs ayı gelmişti.Buraya geldiğimden beri hiç bir iletişim aracı görmemiştim. Radyo yoktu. Televizyon yoktu.

Burada dış dünyaya kapalı dingin ve huzurlu bir yaşantı vardı arada bir ki, bu da çok uzun aralıklarla oluyor rahipler bir yerlere gidiyorlar döndüklerinde toplanıyorlardı. Bir yerden haber mi getiriyorlardı yoksa başka bir şey mi bizim ilgimiz yoktu.Sadece bize gelen mektupları getirip veriyorlardı.

Bir kaç günden beri rüyamda, Anne mi, baba mı İsviçre’de yaşayan abla mı ve onun kızı Beylan’ı görüyordum, her sabah “hayırdır inşallah “diye uyanıyor, bildiğim bütün duaları okuyor, uzakta da olsalar Yaradan’ıma ailemi korusun, onlar da benim gibi huzur bulsunlar diye dua ediyordum.

O sabah içimde bir sıkıntıyla uyandım, pencereden bakınca bahçede köylülerin çalışmaya başladıklarını gördüm, hemen üzerimi değiştirerek bahçeye koştum.

Çalışmaya başlayınca yüreğimi sıkan ne olduğunu bilmediğim sıkıntılardan kurtulabilirim. Serin sabah rüzgarı yüzümü okşuyor nefesim adeta genişliyor, ama içimdeki sıkıntı devam ediyordu.

Çalışmaya koyulmuştum.

Adeta köylülerle yarışır gibi hızla hareket ediyor her işe önce ben koşuyordum.

Derken bir kargaşa oldu, hem köylüler hem manastırdakiler yola bakmaya bir kısmıda karşılamaya gittiler. Uzaktan bir araba görününce hepsi merak etmişlerdi.

Çünkü oraya pek sık araba gelmezdi.

Gelen araba manastırın önüne kadar gelip durmuştu.

Hepsinin sevip saydığı dayımdı gelen.

İçeri girip oturduk.

“Dayıcığım ben sizi aramadan gelmeyin demedim mi?”

“Haklısın kızım biz zaten sen aramadan gelmeyecektik. Durdu derin derin nefes aldı,” seni götürmeye mecbur kaldığım için geldim.”

Korkmuştum, ne olmuştu ki? Sormaya cesaret edemedim.

Dayımın yüzüne bakıyor ne söyleyeceğini merak endişe ve korkuyla bekliyordum. Sesi titremeye yutkunmaya başladı.

“Bu nasıl söylenir bilmiyorum Brillant” “Beni korkutma dayı lütfen çabuk söyle ne oldu”

Bir anda aklımdan bin düşünce birden geçiyor hepsini geri aklımdan silmeye çalışıyordum.

“Ablanın kızı Beylan” dedi sustu

“Ne oldu Beylan’a dayı daha yeni evlendi karı koca birbirlerinin gözünün içine bakıyorlardı hepimiz gıpta ediyorduk şimdi ne oldu?” Dayım zorla konuşmaya çalışarak;

“kocası ile tartışmışlar kocası Beylan’ı silahla vurmuş”, “ölmüş mü?” “Maalesef” birden ne olduğumu anlayamadım kulaklarım uğuldamaya başım dönmeye gözlerim kararmaya başladı. Kalbim sanki durmuştu o kadar sakin olan ben, nasıl tepki vereceğimi şaşırmış ne bağırabiliyor ne ağlayabiliyor ne de sakince oturabiliyordum, ayağa kalkmış kendi etrafımda elim ağzımda dönenip duruyordum. Neden sonra kendime gelip “sebep neymiş dayı? ” diyebildim.

“Bilmiyoruz kızım adamı tutuklamışlar, konuşmuyormuş ne için vurduğunu bir türlü söyletememişler. Avukatlarımız hâlâ sorgulamasının devam ettiğini söylediler. Bizi kahreden hâlâ ne olduğunu öğrenememiş olmak!

Ablan annen baban perişanlar senin yanlarında olmana çok ihtiyaçları var bir an önce toparlan da gidelim.”

Sabah uyandığımda yüreğimdeki çalışarak unutabileceğimi umduğum sıkıntı, her an artarak katmerlenen bir acıya dönüşmüştü.

YAŞIYORKEN kimbilir daha neler görecektik.

Buraya gelirken buraya getirilme sebebim, aldatılmışlığın terkedilmişliğin yaralarını sarmak içindi.

Burası bana iyi gelmiş acılarımdan bunalımlarımdan arınmış hem bedenen hem ruhen iyileşmiş, burada sağlıklı yaşamak adına çok şey öğrenmiş dünyaya yeniden gelmiş gibi olmuştum.

Hayalim bir gün Azerbaycan’a çok mutlu ve huzurlu olarak dönmekti!

Böyle döneceğimi asla

hayal etmemiştim.

Kaderin yolumuza nerede ne zaman ne çıkaracağını asla bilememek çok acı…

Kader denen yol ayrımı,sen istediğin tercihi yap illa ki seni istediği istikamete çeviriyor, gideceğin yolu kendi çiziyor. Nasibinde ne varsa sana onu yaşatıyor. Her ne kadar seçim bizim olsa da olacakları değiştirmeye gücümüz yetmiyor ve artık şuna inanıyorum ki kadere karşı durmak asla mümkün değil, alnına yazılanlar mutlaka gelip bir şekilde seni buluyor! Yolunda acılar varsa acıyı, mutluluk varsa mutluluğu, illaki sana yaşatıyor.

Burada, ömrümün çok mutlu on altı ayını geçirdim, mutluydum huzuru ruh dinginliğini burada yaşadım.

Şimdi geldiğim zamanki sıkıntıları, dahası, büyük bir acıyı yüklenerek geri dönüyorum.

(Devam edecek)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.