Yayla Kültürü
Metin MERCİMEK
“YAYLALAR, DOĞANIN İNSANA ARMAĞAN ETTİĞİ, İNSANINSA HOYRAT DAVRANMASINA RAĞMEN HENÜZ TÜKETEMEDİĞİ GÜZELLİKLERİNDEN BİRİDİR.”
Anadolu’muzun yaylalarına bir göz attığımız zaman, hepsinin birbirinden güzel ve serin bir iklime sahip olduğunu ve ayrıca bizleri yeteri kadar bilgilendirdiğini görürüz. Bunlardan rahat ve ulaşılması en kolay olan Tabzon-Çukara’da bulunan Haldizen Yaylası, Bolu-Mudurnu yöresinde bulunan Abant Yaylaları, Artvin-Şavşat’ta bulunan Sahara Yaylası, Rize-Çamlıhemşin’de bulunan Polıt Yaylası ve Ordu-Mesudiye’de Çukuralan Yaylası’ndan söz edeceğim.
HALDİZEN YAYLASI: Karadeniz kıyılarına gezi yapanlar çok iyi bilirler. Karataş-Soğanlı dağlarının yamaçlarındaki yaylaya varabilmek için Karadeniz’in büyüleyici renkleri, derelerin şırıltısı ve derin bir vadinin unutulmaz manzaraları eşliğinde asfalt bir yoldan geçmek gerekiyor. Üç mahalleden oluşan Haldizen Yaylası, doğal güzellikleriyle tüm insanları kendine çekmekte, hatta büyülemektedir.
SAHARA YAYLASI: Artvin-Ardahan karayolu kenarında bir düzlüğe yayılan Sahara Yaylası, otantik dokusu bozulmamış yaylalarımızdan biridir. Doğaya uyumlu ahşap evleri, zorlu kış koşullarına dayanıklı çinko kaplı damları ile dikkati çekmektedir. Sahara Dağı eteklerindeki yayla, yoğun ladin, sarıçam ve köknar orman örtüsüyle kuşatılmıştır. Yaylalardaki eski patika yollarda doğa yürüyüşlerine elverişli olup, masalarla donatılmış olan mesire alanlarında dinlenilebilinir. Hatta çadır bile kurulabilinir. Ayrıca burada ülkemizin en güzel doğal göllerinden biri olan Şavşat Karagöl’ü etrafında gezi yerleri de mevcuttur.
POLUT YAYLASI: Çamlıhemşin ilçe merkezine 18 km. mesafede 2 bin 32 metre yüksekliğimdeki bu yaylada aile işletmesi 4 pansiyon bulunmakta. Yörenin özgün mimarisinden örnekler sunan yayladan açık havalarda Karadeniz’i ve Kaçkar Dağları’nın karlı doruk noktalarını seyretme imkanı vardır.
ÇUKURALAN YAYLASI: Çukuralan Yaylası, kendine has doğası ve oksijen deposu havasıyla huzur arayanlar için önemli bir adrestir. Çevresini kuşatan yemyeşil alanlar, ormanlar ve şirin göletiyle Alp Dağlarını anımsatan bir yayladır. Ordu yürüyüş rotaları projesinin merkezinde yer almakta olan Çukuralan Yaylası’nın diğer bir özelliği ise, gölet kenarında kamp kurma veya ahşap evlerden birinde konaklayarak yürüyüş patikalarında çevreyi keşfetme imkânı vardır.
ABANT YAYLALARI: İstanbul’da ikamet edenlerin en çok gezi yaptıkları yaylalardan biridir Abant Yaylaları. Sayıları yaklaşık 400’e yaklaşan yaylalarıyla Bolu, Doğu Karadeniz’i aratmayacak coğrafi çeşitliliğe sahip bir yöremizdir. Hepimizin dilinden düşmeyen Abant Gölü Tabiat Parkı çevresindeki Örencik, Pelitözü, Çetmi, Bulanık, Samat gibi yaylalardaki ahşap evler, geleneksel yayla anlayışını günümüze taşımaktadır.
Abant Gölü’nün kuzeydoğu ve güneybatı tarafındaki yaylalar ilk bakışta geçmiş zamana ait bir tablodan çıkıp gelmişçesine gerçeküstü bir mekân algısına sebep olurlar. Hiç bir çivi kullanılmadan tahtaların birbirine geçme tekniğiyle inşa edilen ahşap evler, orman dokusu ortasındaki geniş düzlüklerde kuruludur. Etrafı tamamen çam, kayın, köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan bu yeşil düzlükler, ilkbaharla birlikte doğal çiçek bahçesine dönüşür.
Görüldüğü üzere, yaylalar sadece serinlemek ve dinlenmek için değil, doğayla ilgili yeni bir tecrübe ve yeni bilgi edinmek için bizlere armağan edilmiş olan bir kültür alanıdır.
Hoşça kalın.