Yazık Çocuklarımıza Yazık

Gülseren FEDAKÂR YALAZA
Çocuğumuzun sosyal veya asosyal olmasında en büyük sorumluluk, biz annelere düşüyor aslında.
Anlatmak istediğim konuyu sizlere iki farklı anne örneği vererek özetlemek istiyorum:
1. Anne;
25’li yaşlarında çocuğu ise 5/6….
Annenin elinde telefon, sigara ve çay… Sadece elinde olsa iyi dünyası olmuş bunlar onun. Çocuk mu ne yapıyor? Odasında TV karşısında bir elinde kumanda diğer elinde telefon… İşte size aynı çatı altında ayrı ayrı dünyalar.
Arada bir çocuğun odasından gelen sese; “n’oluyor, beni oraya getirme bak!” gibi söylemler…
Böylelikle de kendini anne sananlar.
Yazık çocuklarımıza yazık!…
2. Anne;
25’li yaşlarında yine, iki de çocuk sahibi.
Balkona koymuş şişme havuzu doldurmuş içine suyu. Çocuklar bir mutlu bir mutlu, sesleri kuş sesleri gibi cıvıl cıvıl. Suyun içinde oynamalar, zıplamalar el çırpmalar…
Bu iki anne örneğinden yola çıkarak:
– Çocuklarımızı içine kapatan da açan da bizleriz.
– Özgüven aşılayan da güvensiz bırakan da bizleriz.
– Sevgiyle büyüyerek mutlu olmalarını sağlayan da onlara mutsuz bir ortam sağlayan da bizleriz.
Son olarak:
Çocuklarımızın ilerleyen yaşlardaki kaderleri bizim elimizde diyorum ben!