Yetkililere Arz Ederim
Yusuf BOZKAYA
İşkence şekil değiştirdi. Tırnak sökülmüyor, elektrik, falaka cop da yok. Şimdilerde. Yığıyorlar binlerce aç ve açıkta insanı karşınıza, bakın, üzülün, dertlerine derman olamamanın hüznünü çekin diye.
TIR’ları, kamyonları yolunuza, mahallenize, sokağınıza aralıksız yığıyorlar ki nefes alacak haliniz kalmıyor. 1. Sınıf tarım arazileri. Güzelim tarlalar, zeytin ağaçları üç gün içinde sökülüyor. Bağ, fıstık ne varsa hop tır parkları.
TIR parkı çalıştıranlar para kazanıyor mu bilmem. Ama Öncüpınar yolunda onlarca TIR parkı yapılmış. Sanki TIR kuyruklarına engel olacakmış gibi. Yarın Suriye’ye açılan diğer kapılar da faaliyete geçerse zeytin ve fıstık ağaçlarını bağlarımızı tarlalarımızı yok ettiğimizle kalacağız.
Şimdilerde şehrin her tarafı TIR kaynıyor. Hiç çevre yolunu, Öncüpınar’a giden yolu gördünüz mü bilmem. Hele bir gidin. Gittiğinize pişman olacaksınız. Gidiş aralıksız tek sıra tır kuyruğu. Razıydık şimdi geliş çift sıra olmuş.
Kardeşim. Bu eziyet ne için; şoförlere, mal sahiplerine, o yoldan gelip gitmek zorunda olan Kilislilere bu eziyet nedir? Ne zamana kadar devam edecek?
Kilis’e gelen bu tırlar nerede gümrükleniyor. Suriye’ye giden veya gitmeden gümrükte aktarması yapılabilen araç sayısı günlük ne kadar? 2015 yılındayız insaf edin! Kaç araç için işlem yapabilecekseniz o kadarının gelmesine müsaade ediniz. O kadar aracın gümrükleme işlemini yapınız. Sıra numarasıyla gümrükleme yapılması, hangi sıra numarasının hangi tarihte işleminin yapılarak yükünün boşaltılacağının hesabı çok mu zor. Bir şekilde birikimin önüne geçilemez mi?
Tarım Bakanlığı televizyonlara ilan veriyor tarım topraklarını canı gönülden korumak gerekiyormuş. Tarım toprakları babalarımızdan miras değil torunlarımızın emaneti imiş. Kilis’teki şu durumu görüp de bu ilanın samimiyetine inanmak mümkün değil.
Örnek fidanlık 100’lerce dönüm 1. sınıf tarım arazisi. Öz malınız toprağı mahkeme kararına rağmen kapış kapış dağıtıyorsunuz. O toprağın ve diğer tarım arazilerinin üzerine bina yapılacak. Beton bloklara yenileri ilave edilecek.
Bildiğim kadarıyla toprak koruma kurulu diye bir kurulumuz olacaktı. Ne iş yapar bu kurul. Avuç içi kadar tarım toprağımızı çıkarlarımız uğruna heba ediyoruz. Bu günler geçecek. Görevini yapmayanlar, hukuk önünde, olmasa kamu vicdanında, o da olmasa kendi vicdanlarında mahkûm olacaklar. Eminim ki yatakları onlara batacak rahat uyuyamayacaklardır.
Bu ülkeyi, bu şehri bu şehirde yaşayanları düşünen kimse kalmadı mı? Bu aymazlık nereye kadar devam edecek.
Bir gün göreviniz bitecek. O makamlarınız mevkileriniz de yok olacak. Alnınız açık, vicdanınız rahat olsun istiyorsanız; Çıkarı olanlara, makam sahiplerine değil, şehre, şehrin insanlarına, ülkenin geleceğine ve çıkarına hizmet ediniz. Ediniz ki hayırla yâd edilesiniz.