Yıllar Sonra…

Sevgili okurlarım, 1934 yılında Atatürk’ün direktifleri ile Türkiye’nin ilk Kız Öğretmen Okulu kurulmuş, geçirdiği aşamalar sonucu 1961 yılından itibaren Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu olarak, Anadolu’nun her tarafında görev alan binlerce öğretmen yetiştirmiştir.
Okulun 1966-67 mezunları 47. mezuniyet kutlamalarını; Müsemma Ağbaş ve Tuna Demir’in organizesi ile Bodrum/Yalıkavak’ta bir araya gelerek gerçekleştirdiler.
Yılların verdiği yorgun yüzler, sevecen bakışlar ve dostça uzanan eller, birbirlerinin isimleri hatırlamakta güçlük çekseler dahi, hasretle birbirleriyle kucaklaştıkları andaki mutluluklarını görecektiniz.
Yıllar sonra okul arkadaşlarıyla birlikte olmanın mutluluğunu yaşayanlardan birisi de Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Öğretmeni eşim Çelen Efe idi.
Onun kaleminden, yıllar sonra ki duygularını sizlerle paylaşmak istiyorum.
***
Yıllar Sonra…
“47 yıl… Evet, tam 47 yıl.
Biz Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Mezunları bundan 47 yıl önce mezun olduk okulumuzdan.
4 yılımız beraber geçmişti. Hem de ne beraberlik. Yatakhanede beraber, yemekte beraber, derste beraber, hatta eğlencede beraberdik.
Her şeyimizi paylaştık birbirimizle. Sevgimizi, umutlarımızı ve sımsıcak anılarımızı…
Sonra dağıldık. Anadolu’nun dört bir köşesine… Bize verilen görevleri yerine getirmek üzere.
Başardık da…
Seneler, seneler geçti üzerinden.
Ne kadar mı?
Tam 47 sene. Bazıları gördü birbirini, bazıları hiç göremedi.
Sonra bir Bodrum gezisi…
47 yıl sonra, yılların verdiği yorgun yüzler, derinleşmiş çizgiler. Fakat hep aynı sevecen bakışlar, dostça uzanan eller. Herkes birbiriyle öyle bir kucaklaşıyor ki.
Ama eksik bir şey var. İsimleri hatırlamak o kadar kolay değil!
Organize o kadar güzel ki, hazırlanmış yaka kartlarımızı takıyoruz göğüslerimize.
O da halloldu. Seneler hiç boşa geçmemiş. Anlatıyoruz birbirimize; çocuklarımızı, torunlarımızı…
İkinci gün tekne gezisi…
Hangi koylara gittiğimizin ne önemi var. Beraberiz ya, gençliğimizdeki gibi…
İster denize gir, ister çal, oyna, istersen sohbete devam.
Ama bir şey var. Hepimiz oturup kalkarken biraz zorlanıyor muyuz ne?
Üçüncü gün; bir grup Kos Adası’na gidiyoruz, bir gurup otelde. Nasıl da geçiyor zaman. Bir de bakıyoruz akşam olmuş.
Dördüncü gün; geziler, geziler, geziler… Kale, Zeki Müren Evi ve Müzesi vs. Herkes fotoğraf çekiyor. Akşam gala var. Pastamızı kesiyoruz.
47 yıl bu, dile kolay!…
Veda zamanı geldi. Tekrar görüşmek dilekleriyle ayrılıyoruz.”
***
Sevgili okurlarım, herkesin hayatında çok önemli anıları ve arkadaşlıkları vardır. Anılarla yaşamak zordur amma, güzel anılarla yaşamak mutlu eder insanı.
Yıllar sonra, Kız Teknikli öğretmenlerin anıları tazeleyerek mutlu oldukları gibi…
Anılarla yaşamak zor olsa da, onu çok sevdik aslında.