53 Yılın Götürdükleri, Mutlulukları…
Bizim gençlik yıllarımızın insan ömrü hesaplamaları 50 ile 65 yaş arası olarak hesaplanır, bu sınırların geçilmesi ile daha derli toplu bir yaşam biçimi seçilirdi. Yaşam koşulları, insanların yokluk ve sefaletle mücadeleleri, ekmeğin taştan çıkarılması, ömür törpüsü gibi yontardı yaşam sürecini…
En önemli unsurlardan birini sağlık sorunları oluşturur, olanaksızlıklar, tıbbi yokluklar, çevre temizliği, hijyen denilen şeyin varlığının bulunmaması yaşam sürecini etkileyen en önemli etkenleri oluştururdu. Bugünün koşullarında 70 yaşlara uzanan insan yaşamının, gelişmişliğin, beslenme ve sağlık sorunlarının epeyce giderilmiş olmasının bir sonucu olduğunu yadsımak artık olanaksızdır.
Yayın yaşamının 53. yılına giren KENT her ne kadar bir canlı değilse de, canlı bir yaşamın öyküleri ile dolu uzun bir süreci yaşamıştır. Rahmetli Nuri Günal ve Şinasi Çolakoğlu ile başlayan yaşam süreci, el değiştirmeler, ortaklıklar, alımlar, satımlarla süre gelmiş, ama Kent aksamadan çıkmaya, yaşamaya devam etmiştir.
Nasıl devam etmiştir? Sorusunun sorulacağı yer işte burasıdır. İlk gençlik yıllarını Kent’in mürettiphane ve yazı işleri masasında geçiren, gazetecilik ve yazarlık bağımlısı bir sevdalı, bu karışıklığa usulünce el koymuştur. Yoksa Kent belki de yaşam hayatını o dönemde kapatacaktı ve tarih olacaktı. İşte o sevdalı ve vazgeçme alışkanlığı olmayan AHMET BARUTÇU bu süreci KENT çıkarına doğru yönetmiş, yazarları, şairleri, emekçileri, okurları ve Kilis halkı ile bütünleşerek, hizmet sürecini 53. yıllara taşımıştır. Siyasi çalışmalara bile katılan, bu yönde de kentine hizmet sunan “Kent’in Kentlisi” yayıncılık mesleğinin tüm zorluklarını göğüslemiştir. İşyeri saldırıya uğramıştır, kendisine sataşmalar olmuştur. Sağlığını kaybetmiş, ağır ve uzun bir süreçte, yeniden dimdik görevine dönmüştür. Bu süreçte, Kent emekçilerinin özverili ve sorumluluk taşıyan davranışlarını görmüş, onlarla gurur duymuşuzdur.
Daha bilemediğimiz nice olayların varlığını, KENT’le yaşayan Ahmet BARUTÇU’nun dile getirmesi gerekir diye düşünüyorum. Çok yoğun bir çalışmayı gerektiren gazete yayıncılığından zaman ayırabilirse, KENT’İN ÖYKÜSÜNÜ YAZSIN önerisinde bulunuyorum. Kitaplarına zaman bulduğuna göre, bunu da yapabilir sanırım. Böylece; bu kadar uzun yaşayabilen yerel bir gazetenin yaşama sırrını öğrenmiş oluruz…
Kent’in yayın yaşamı ile halkımıza sağladığı yararları bir bir saymak, gurbette yaşayanların söylemlerini dile getirmek bu sütunların alamayacağı kadar geniş bir yazı serisini gerektirir. Bu işi AHMET BARUTÇU’ya havale ettik. Ancak Kent ile yaşayan Nejat TAŞKIN ağabeyin duygusal yazısında söz ettiği, doğal olarak anımsayamadığı o kadar çok isim var ki, yazmak sayfalar alır sanırım. Ben de yazarsam unuttuklarım olacaktır. Ancak şu gerçeği dile getirmek yeterlidir sanırım.
KENT; yayın yaşamına başladığı andan bu yana, yazma sevdasında olanlara kucak açmış, yüzlerce şiir, fıkra, makale yazarları düşünce ve duygularını onun sayfaları arasına döküştürmüşlerdir. İlk kez, öğretmeni, öğrencisi, işçisi, memuru, bürokratı yazdıklarını Kent’in sayfalarında görmekten mutlu olmuşlardır. Yazarlar, şairler kazandırmış, kitap yayıncılığı ile Kilis Kültür Yaşamına büyük katkılar sağlamıştır. Sağlamaya da devam etmektedir. Bu en büyük mutluluk ve hizmettir Kilis’e…
53 yılın, çok şeyler alıp götürdüğü Ahmet BARUTÇU’ya, sağlık dolu, başarılı daha nice yıllar dilemek istiyorum. Ömürler uzadı inşallah, Kent’te yaşayacak, yeni yıllarını kutlayacağız temennisi ile…
Yeniden buluşalım…