7 Aralık’ta Düşmandan Kurtulduk da…
Sabahattin YARAR
7 Aralık 1921’de Kilis’imiz, topraklarını işgal eden son düşman ordusu Fransızların çekilmesi ile özgürlüğüne kavuşmuştu. Birinci Dünya Savaşının olumsuz sonuçlarının gereği, Kilis ve çevresi de, İngiliz ve Fransız işgalcilerinin payına düşmüş, baba malı paylaşılır gibi, aralarında anlaşıp Kilis’i Fransız toprağı yapmışlardı. Bir daha hiç gitmeyecekleri bir toprak parçası sandıkları Kilis’i, sömürgeci emellerinin gerçekleşmiş bir parçası olarak görmüşlerdi.
Yalnız bilmedikleri veya bilmek istemedikleri bir gerçeği unutarak, Afrika, Orta Amerika ve Uzakdoğu ülkelerindeki gibi, Kilis’i ve çevresini asla sömürge bir toprak parçasına dönüştüremeyeceklerini akıllarından bile geçirmemişlerdi. Esaret ve tutsaklığa her zaman ölümüne karşı koyan bir milletin topraklarında bulunduklarını unutmuşlardı. Bu unutkanlığın kendilerine nelere mal olduğunu da 7 Aralık 1921’de çok acı bir şekilde öğrenmişlerdi.
Tüm Anadolu’yu kapsayan Kuvayi Milliye ruhunun şahlanması ile Polat, İslam, Aslan, Sakıp beylerin önderliğinde, Kilislilerin verdiği onurlu ve şerefli kurtuluş savaşı, her kuşun etinin yenilmeyeceği gerçeğini bir kez daha ortaya koymuştu. Halkı, çeteleri(milis kuvvetleri), komutanları ile birlikte haklı bir gururun övünç kaynağı oluşmuş, unutulması olanaksız bir destan yazılmıştır.
93. yıldönümünde, Kurtuluş Günümüzün kutlu olmasını dilerken, yazılan bu destanın isimsiz kahramanlarını, gazilerini saygı ile gözünü kırpmadan ölüme koşan şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Nur içinde yatsınlar…
Savaş sonrasının çizilen sınırları ile çıkmaz bir sokağa dönüşen Kilis’in kaderinin hiç hoş olmayan bir döneme girdiğini yadsımak olası değildir. Cumhuriyet hükümetlerinin, hemşerilerimizin çabaları dışında,(Nedim ÖKMEN gibi) Kilis’i hiç dikkate almadıkları görülmüştür. Üstüne üstlük yaşama mücadelesinde, uzun yıllar kaçakçılıkla suçlanması, ciddi hiçbir yatırımın yapılmaması gibi olumsuzluklar, Kilis’in gelişme ve kalkınma sürecine damga vurmuştur. Tarım ürünleri bile destek görmemiş, Kilisli kendi emeği ve gücü ile yaşam mücadelesini sürdürmüştür. Sadece düşmandan ve işgalden kurtulunmuş ama yoksulluk ve yokluktan bir türlü kurtarılamamıştır Kilis…
Şimdi; yılların verdiği bir açlık ve bekleyiş içindedir Kilis. Ne yapılsa azdır. Yılların boş vermişliği, ilgisizliği birkaç yılda, birkaç yatırımla giderilemez. Daha fazlası, daha güzeli, daha verimlisi, daha çoğu yapılmalıdır. Göç vermeli değil, gidenleri geri döndürmeli, göç almalıdır. Ekonomik gelişmesi, Üniversitemizin katkıları ile sosyal yaşamının güçlenmesi, modern yapılarla çehresinin gelişmesi gereklidir.
Son günlerde örneklerini görmeye başladığımız, hemşeri yatırımlarının çoğalması ile kendi kentlerine vefa göstermeleri zamanının geçmekte olduğunu anımsamalarını istiyoruz. Kalkınma ve gelişme yolunda, Yeni bir Kurtuluş Savaşı vermelidir Kilis diyoruz.
Tanrı Kilis’imize ve ülkemize düşman işgali ve yeni bir kurtuluş savaşı nasip ettirmesin inşallah. Mutlu günlerin beklentisi ile…
Yeniden buluşalım…