“Ben Severim Okuyanı-Yazanı” Köyümüzün Eğitim Durumu ve Köyün Yaşama Biçimine Etkileri
Mehmet KILIÇOĞLU
Aklım erdiği andan itibaren (1955-1980) köyümüzde yüksek düzeyde bir eğitim vardı. Köyümüzde ilkokul 1946’da açılmış. Ancak 1935’lerde nahiyeye okumaya gidenler olmuş. 1948’lerde bir Köy Enstitüsü mezunu üç de eğitmen varmış köyde. Mustafa Uçkan, DÜZİÇİ KÖY ENSTİTÜSÜ’NÜ bitirmiş. Eğitmenler, Ali Veysel, Ahmet Türk ve de Cemil Kartal. Daha sonraları Cemil Öğretmen başarıyla iki dönem köyün muhtarı olmuştur. Köy çok gelişmiştir o dönem. Daha sonraları orta okul öğretmeni ve mühendis, uzman çavuş, hemşire olan çok insan vardı. Köyün kız erkek bütün insanları ilk okulu bitirmiş oluyordu.
Enver Çakmak, (Horik), Ahmet Zembilci, Ökkeş Öztürk, Halil Karaduman, Turgut Korkmaz, Zeki Çetin, Nuri Zembilci, Mehmet Eflatun, Akif Gençoğlu, Mehmet Kılıçoğlu, Ezel Doğan vd. öğretmen idi. Mehmet Öztürk, Hikmet Doğan, Mehmet Doğan mühendis, Mustafa Eflatun, Fuat Karaduman… Bu insanlardan sonra köyden kente göçen ailelerin çocuklarından da çok okuyan olmuştur.
… Köyümüzün böyle bir okur-yazar düzeyde olması, aile hayatına da iyi yönden etki etmiştir. Köyün ekonomik düzeyi yükselmiş. Aileler arası ilişkiler hep iyi yönden gelişmiştir. Bizim köyde, 1955-80 arası adam öldürmeli kavgalar olmamıştır. Bir olay olmuş, sonrasında aileler barışmış, sorun çözülmüş.
… Köyümüz, çevre köylerin hepsinden daha iyi bir yaşama biçimine ulaşmıştı. Köyde on beş yirmi traktör, üç beş kamyon vardı. Her gün köyden Kilis’e bir otobüs yolcu taşırdı. (Söğütlü köyü) Komşu üç beş köyde bizim köyün arabası ile yolculuk yapardı. Hemen her evde radyo vardı. Haberler (acans) mutlaka dinlenirdi.
… Komşu üç beş köy bizim köyden daha küçüktü ancak kavgalar, adam öldürmeler hemen hemen her yıl olurdu bu köylerde. Bizim köyün insanı bu çevre köylerin insanlarından çekinirdi. Çoğuyla, tarla, bağ komşusuydu. Hep bu köyler, bizim bağa, tarlaya zarar verirdi. Ama bizim köylüler kavgadan uzak dururdu.
… Şimdi düşünüyorum da bizim köyün insanları aldığı eğitim sonucu, bağında, tarlasında çalışıp ailesini mutlu etmeyi öncelikle düşünmüş. Gösteriş, kaba güç peşinde koşmayı seçmemiş. Bu doğru davranışı kazanmalarında da her evde bir iki okuyan insanın olması çok etkili olmuş diye düşünüyorum.
… Bizim köy o zamanlar (1955-1980) yüz otuz haneye ulaşmıştı. Çevre köyler ise yirmi otuz haneydi. Şimdi ise zaten köy de kalmadı, okuyan-yazan da kalmadı. Köylerde kalan beş on aile de tarikatların etkisinde yaşayıp gidiyor.