Bıçakla Yatıp Kalkıyoruz
M. Yahya EFE
Sevgili okurlarım, dünyada en büyük yoksulluk sevgisizliktir. En büyük varlık ise, sevgidir. Sevgi bütün insanlığı ve evreni sevmektir.
Sevgi olayında, başka insanların düşüncelerine, inançlarına gelenek ve göreneklerine, yaşam biçimlerine saygılı olunması gereklidir.
Sevgi ve ilgi göstermek, yerinde ve zamanında kullanıldığı takdirde, insanlar üzerinde en fazla etki yapan manevi mükâfat türüdür.
Oysa son günlerde insanların düşüncelerine, inançlarına, gelenek göreneklerine ve yaşam biçimlerine saygılı olmayı yitirdik neredeyse.
Bunun sonucu olarak da can ve mal güvenliğimizin kalmadığı bu günlerde, Teksas’ı geçtik adeta. Bıçakla yatıp, bıçakla kalkıyoruz.
Bütün bunlar, kuralsızlığı seçen bir toplum olduğumuzun göstergesi değil mi?
Bıçak, bizlerin hayatında son derece önemli bir yer tutan yardımcı bir alettir. İnsanlık tarihinde, taş ve sopadan sonra kullanılan ilk modern araç bıçaktır.
Madenlerin insan hayatına girmesi ile gelişmesine başlayan bıçak, bugün son derece ilerleme göstermiş ve neredeyse her amaca uygun çeşitli boyut ve şekillerde hizmetimize sunulmuştur.
Bugün bir avcının belinde, bir kampçıda, bir izcide, çeşitli kullanım amaçlarına göre mutfaklarımızda kullanılmaktadır. Fakat insanları yaralamak ve öldürmek için değil.
Silahlı kuvvetler (asker ve polis) haricinde bıçağı silah olarak düşünmek bile, basit bir kültürün sonucudur.
Bıçağın farklı bir anlayışla kullanılması, kişilerin zayıflığını ve bilgisizliğini göstermesi açısından da, toplumumuz adına üzücü ve düşündürücüdür.
Son günlerde Türkiye genelinde okullarda bıçak taşıyan öğrenci sayısı her geçen gün artarken, liselerde bıçak terörü sürerken, okullardaki şiddet haberlerinin sonu gelmiyor. Yani bıçaklı eğitim devam ediyor.
Bana göre, okullarımızın durumu pek iç açıcı değil. Okullardaki şiddet olayları her geçen gün artış göstermektedir. Okullarımızın bu durumu, oldukça üzücü ve düşündürücüdür.
Okullarda, zararlı madde kullanan geçlerimizin sayısı her geçen gün artmaktadır. Endişe verici olan bu durum, ülkemizde ilköğretim okullarına kadar inmiş durumda. Son günlerde buna bir de bıçak terörü eklendi. Okullardaki şiddet, son zamanlarda bıçakla yaralama olaylarıyla gündemde.
Bu ülkenin geleceğini teslim edeceğim gençlerimizin durumuna bakın! Böyle mi yetişmeli bu gençler? Bıçaklı eğitimle mi? Bu nasıl eğitim?
Seyyar satıcılar okul önlerinde tezgâh açarak bıçak satıyorlar. Okullardaki şiddet olaylarının artması üzerine, emniyet müdürlükleri, okulların önlerindeki kontrollerini sıklaştırdı.
Okul önlerinde bıçak satan seyyar satıcılar yakalanıyor, fakat ifadeleri alındıktan sonra da serbest bırakılıyorlar. Böylece, suç cezasız kalıyor.
Bıçak terörünün ve okullardaki şiddet olaylarının önlenmesi için, okul çevreleri özel bölge ilan edilmeli ve bu bölgelerde işlenen suçlara, iki üç kat daha ağır cezalara verilmelidir.
Ayrıca televizyonlardaki şiddet içeren diziler yasaklanmalı ve anne babalar bu dizileri çocuklarına izletmemelidirler.
Biz çocukken izlediğimiz filmlerin sonunda, şiddet içeren kötü karakterli insanlar cezalandırılırdı.
Oysa şimdi, başkalarına zarar veren, şiddet içeren insanlar, dizinin sonunda güçlü olarak gösteriliyor. İşte bu da, gençleri özendiriyor ve bıçaklı eğitime neden oluyor.
Bütün bunlar, kuralsızlığı seçen bir toplum olduğumuzun göstergesi değil mi?
Türkiye’nin nereye sürüklenmekte olduğunu görmek istemeyenler, akıllarını başlarına toplamalıdırlar. Bıçakla yatıp kalkıyoruz.