Çocuklarımızın Arkadaşlarına Karşı Tutumumuz
Metin MERCİMEK
“ÇOCUĞUMUZUN ARKADAŞI, BAŞKA YÖNTEMLERLE, BAŞKA BİR ORTAMDA VE BAŞKALARI TARAFINDAN GELİŞTİRİLMİŞ OLMASI NEDENİYLE, BİZİM AİLEMİZ İÇİN KABUL EDİLEMEZ OLABİLİR. ”
Bizler anne-baba olarak kendimizi ne kadar bilinçli yetiştirmiş olursak olalım, evimizde çocuğumuzun arkadaşlarından birini ağırlarken, eninde sonunda kendimizi çaresiz hissettiğimiz anlar olacaktır. Kendi çocuğumuza söylediklerimizi, çocuğumuzun arkadaşına söyleyemeyecek, hem de kendi çocuğumuza davrandığımız gibi davranayamıyacağız. Belki de kendimizi ister istemez, diğer ana-babaları eleştirirken, sorgularken, hatta suçlarken bulacağız. En iyisi hiç polemiğe girmemek ve evimizde ağırladığımız bu minik misafire söylemememiz gerekeni baştan bilmek gerekiyor. Aksi takdirde anne-babası almaya geldiğinde ve hemen kapı eşiğinde bile konuştuklarımız dile getirilebilir. Çünkü çocuklar şikâyetçi varlıklardır. Öte yandan bizleri, evimizi ve çocuk yetiştirme şeklimizi ilgilendiren tüm kurallar sadece bizleri ilgilendirir.
Bakınız bu konuda bir uzman neler söylemiş bir görelim: “Farklı ailelerin farklı kuralları ve yasakları vardır. Çocuğunuzun arkadaşı bu kurallardan birini çiğniyor ya da sizin ailenizin yasaklarından birini deliyorsa onu kibarca uyarın. ‘BANA MEYVE VERSENE!’ diyen çocuğa, ‘BİZİM EVDE BİR ŞEY İSTENİRKEN ‘LÜTFEN’ DENİR’ deyin. Çocuğunuzu itip kalkıyorsa, ‘BU EVDE KİMSE BİRBİRİNİ İTTİRMEZ, KİMSE KİMSEYE EL ŞAKASI YAPMAZ’ diye uyarın. Ses tonunuzun ciddi olmasına ve yüzünüzde tebessüm bulunmasına da dikkat edin. Hiç bir şekilde misafirimiz olan çocuğu azarlamayın, ona bağırmayın, hele cezalandırmaya asla kalkmayın. Bu gibi durumlarda işi çocuklara bırakmanın en iyi yol olduğu bilinmektedir. Bırakın, evin kurallarını çocuğunuz öğretsin. Çünkü çocuklar kendi yaşıtlarıyla daha kolay iletişim kurarlar.”
Ayrıca, evimize gelen çocuk misafirle asla konuşmamamız gereken konulardan biri de çocuğumuzun özel hayatıdır. Hemen aklımıza, “ÇOCUĞUN ÖZEL HAYATI OLUR MU?” diye bir soru gelebilir. Çocuklarımızın, bizlerin bilmesini istemedikleri pek çok sırları vardır. Örneğin, iyi geçinemediği öğretmenler, hiç sevmediği sınıf arkadaşları, okulda dövdüğü veya dayak yediği arkadaşları, hatta aşık olduğu sınıf arkadaşı gibi… Çocuğumuzun arkadaşına bunun gibi özel konularla ilgili sorular sormak öncelikle misafirimizi iki arada bir derecede bırakır. Tedirgin olur ve kendisini köşeye sıkışmış hisseder. Aklımızdaki belki çocuğumuzla ilgili gizemli bir konuyu açığa kavuşturmaktır ama bu küçük misafire zarar verir. Eğer çocuğumuzla ilgili öğrenmek istediğimiz bir konu varsa arkadaşlarını daha sık davet etmeyi, yeri geldiğinde çocukların servis şoförlüğünü üstlenmeyi, çocukları toplayıp sinemaya, eğlence merkezine götürmeyi denememiz gerekir. Nasılsa kendi aralarında konuşurlarken pek çok şeye kulak misafiri oluruz ve kendi çocuğumuz da yakın çevresindeki çocuklarla ilgili pek çok şeyi öğrenmiş bulunuruz. Asıl öğrenmek istediğimiz ise şudur. Öğrendiklerimizi asla çocuğumuzun yüzüne vurmamalı ve öğrendiğimiz ama hoşumuza gitmeyen konularla ilgili olarak çocuğumuzu, arkadaşlarını ve arkadaşlarının ailelerini uyarmaya kalkmayalım. Sadece kendimizle uygun olan önlemleri almaya çalışalım. Bu durumda duyduklarımız çocukların sırlarıdır, biz bilmiyoruz, duymuyoruz ve görmüyoruz. Tabi ki hayati öneme haiz sırlar hariç olmak kaydıyla…
Unutmamalıyız ki, çocuğumuzun arkadaşları bize uğradığında, çocuğumuzun arkadaşlarıyla konuşmamız gereken şeyler vardır. Ancak başka bir ailenin başka yöntemlerle, başka bir ortamda ve başkaları tarafından yetiştirilmiş bir fert, bizim ailemizin normali, onun ailesi için kabul edilemez olabilir.
Hoşça kalın.