Covit-19’un Topluma Kazandırdığı Olumsuzluklar
Metin MERCİMEK
“BİR TARAFTAN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI, BİR TARAFTAN SAĞLIK KORKUSU, DİĞER TARAFTAN STRES VE DEPRESYON HALİYLE MÜCADELE VERDİĞİMİZ COVİT-19’LU ZOR GÜNLER.”
2019 Aralık ayından bu yana tüm dünyayı kasıp kavuran Covit-19 illeti, aşıların yapılmasına rağmen, hâlâ etkisini devam ettirmektedir. Vaka sayılarında biraz olsun eksilme görüldüğü açıklanırken, aynı zamanda sosyal mesafenin korunması, elden geldiğince kapalı mekânlardan kaçınılması, maskelerin takılı olması ve temizlik işlemleri ise hala devam etmektedir. Sosyal bir hayatı yaşamaya alışkın olan insanoğlu, evde kalma sürecinde değişik sarsılmalar gösterdi. Evlerimizde bugüne kadar alışa geldiğimiz üzere ayrı iki çatıda yaşadığımız ev-iş hayatını, bu kez aynı çatı altında koordine etmek için de büyük bir mücadele verildi.
Tüm dünyayı beklemediği bir anda vuran Covit-19, hepimize bir sağlık krizi yaşattı. Hiç hazırlıklı olmadığımız bu kriz sürecinde gerek ekonomimiz, gerek sosyal hayatımız, gerek sağlıkla ilgili hayatımız, her yönümüzü etkiledi ve bir nevi darbe oldu. Hiç beklenmediğimiz ve hazırlıklı olmadığımız bu krizi sadece ülke olarak değil, dünya olarak mücadeleye devam edilmektedir.
Bilindiği üzere Korona Virüs’ün ülke ekonomisine verdiği zararı hepimiz yakından biliyoruz. Özellikle verdiği büyük zararın yanı sıra, toplumun yediden yetmişe her şeyi ucuza alma gücü tamamen yok olmuştur. Ayrıca teknolojinin getirdiği tembelleşme ve üretimden uzaklaşma sonrası, tüm ürünler bir artış göstermiş, normal fiyat endeksinin çok üzerinde bir seviyeye çıkmıştır.
Covit-19’un doğaya da etki ettiği tahmin edilmektedir. Belki de doğa, bu süre içinde kendini ispat etmeye başlamış, hatta yenilenmiştir. Doğa, İnsanoğlundan her bakımdan daha güçlü olduğunu her türlü olaylarla zaman içinde ispat etmiştir. Bu durum göz önünde tutularak, doğanın uzun zamandır dinlenmeye ve sevgiye ihtiyacı olduğu da unutulmamalıdır. Çünkü insanlar, ağaçları kesiyor, ormanları yakıyor ve tabiata karşı geliyor. Oysa tüm enerjilerin bir denge içinde olması gerekiyor. O nedenle tabiat, herhalde insanlığa bir ders vermektedir.
Diğer taraftan, Korona Virüs tüm bu olumsuzluklardan başka kaygı verici ile birlikte stres ve depresyon hali de yaratmıştır. Tabi bunların birçok sebepleri vardır. Öncelikle evlere kapanıp kalmalar neticesinde, sevdikleriyle görüşmeler azalmış ve bu arada hareketsiz kalmalar da buna neden olmuştur. Çünkü evden dışarı çıkarak, kimimiz işimize gidiyoruz, kimimiz kurslara katılıyoruz, kimimiz alışveriş yapıyoruz, kimimiz başkalarına yardım ediyor ve birçok şeyi onlarla paylaşıyoruz. Tüm bunlar bizleri stres ve depresyondan uzak tutmaktadır.
Bu günden sonraki yaşamımızda, Korona Virüs devam etmiş olsa da, daha tedbirli davranıp ona göre adım atacağız. Geçmiş günlerde yapmakta olduğumuz maske, sosyal mesafe ve hijyen konusunda daha titiz davranarak bu illet hastalığın tamamen geçmesini bekleyeceğiz. Özellikle kendimizi yenileyerek stres ve depresyondan elden geldiğince uzak duracağız.
Hoşça kalın.