Depresyonla Savaş
“DEPRESYONDA OLAN BİR KİŞİ, YAŞAMA SEVİNCİ YAVAŞ YAVAŞ YOK OLUR. GÜNLÜK İŞLERİNDEN, İNSAN İLİŞKİLERİNDEN ZEVK ALAMAZ. AYRICA İŞTAH AZALIR YA DA ARTAR, ANCAK YEDİKLERİNİN TADINI ALAMAZ, YOĞUN SIKINTI VE HALSİZLİK YAŞAR.”
Depresyon; zihinsel, duygusal, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren bir durumdur. Depresyondaki kişi duygusal açıdan mutsuz, karamsar ve umutsuzdur. Kişi kendini hüzünlü ve yalnız hisseder. Hatta kendisine ve çevresine ilgi azalır. Yoğun suçluluk duyguları ara ara kendini gösterir. Herkese yük olduğunu düşünüp gereksiz yere sorumluluklarını yerine getirmediğini tasarlar.
Kişiler farklı sebeplerden dolayı depresyona girebilirler. Bunlar iş kaybı, bir yakınının kaybı, aile sorunları, maddi nedenler olabilir. Bu durumda kişi tam bir şaşkınlık içindedir. Bazen sorunun kaynağı hastalıklarda da (yüksek tansiyon, şeker gibi) olabilmektedir.
Tüm bu sorunlar ne olursa olsun, kişinin depresyondan kurtulması için tedavi olmasını gerektirir. En uygun depresyon tedavisi ilaç tedavisi ve psikoterapinin birlikte yürüttüğü tedavidir.
Psikoterapi tedavisi, ilaç tedavisine ek olarak uygulanan bir tedavi şeklidir. Psikoterapi ile kişinin olumsuz düşünce ve davranış biçimlerinin değiştirilmesi ve hastalıkla mücadele etmesi için daha aktif olması amaçlanmaktadır.
Ayrıca araştırmalara göre, insanlar genellikle depresyondayken daha fazla kahve içme, öğün atlama, abur cubur gıdalara yönelme, su içmeyi ihmal etme, alkol veya tatlı tüketimini arttırma gibi hatalı yeme davranışları göstermektedir. Dolayısıyla alınması gereken birçok besin öğesinde yetersizlik ile karşılanır. Aynı şekilde depresyon ile karşılaşmayı sağlayan, o çok bilindik psikolojik etkenler yokken bireylerde beslenme yetersizliği ile depresif bozukluğa benzer tablolar ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda yorgun olduğunu belirten birçok kişide vitamin ve mineral eksikliklerinin saptandığı görülmektedir.
Bu nedenle hem depresyona yakalanmamızı önleyen, hem depresyonu yenmeyi kolaylaştıran besinlerden söz etmek istiyorum:
SU: Günde en az 8-10 bardak su içildiği taktirde, toksinlerin atıldığını görürüz.
SOMON, TON BALIĞI, SARDALYE: Bu tür soğuk su balıkları içerdikleri zengin omega 3 yağ asitleri sayesinde depresyonu önlerler. Aynı zamanda omega 3, beyinde serotonin (uyku düzeni, iştah gibi) seviyesini yükseltir.
MUZ, AVAKADO, YULAF: Bu besinler içerdikleri triptofan aminoasidi ve potasyum minerali sayesinde azalan serotonin salgılanmasını arttırır. Ayrıca muzun içersindeki B6 vitamini bu olumlu etkiyi de desteklemektedir.
İşte, öngörülen bu omega 3 ve diğer vitamin eksiklikleri ile yoğun alkol tüketimi, depresif tablolara neden olabilmektedir. Bu durumda yeterli ve dengeli beslenmeli, özellikle vitamin ve minerallere çokça yer verilmeli. Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Özellikle açık havada yürüyüş, yüzme gibi fiziksel aktiviteler kişinin kan dolaşımını hızlandırır; damar tıkanıklığını önler, beyin fonksiyonlarını arttırır, ruh sağlığına olumlu etkide bulunur. Tıpkı “HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK” gibi…
Hoşça kalın.