Durdurun Bu Trafik Canavarlarını!…
Nejat TAŞKIN
Gün geçmiyor ki kanlı savaş manzaraları gibi trafik kazaları gözümüzün önünde ülkeyi kasıp kavuruyor. Fındık işçilerini Adana’dan Karadeniz’e ve Sakarya’ya taşıyan 15 kişilik minibüsler de otuz kişiyle yola çıkarken, kamyon kasalarında 24 saat uykusuz şoförün direksiyon başında ki rehavetiyle can veren, 24 insanımıza dönüp baktığımızda ülkemizin geldiği noktayı düşünüyorum.
Bu kamyon kasalarında yola çıkanları, 15 kişilik minibüse 30 kişi dolduranları neden trafik polisleri durdurup ta denetlemiyor. Bunu nedenine bakmak gerekmez mi? O her iki adımda ehliyet ve ruhsat soran ilgililer, neden bu konuda hassas davranamazlar. Ben bile zaman zaman rastlıyorum E-5 gibi kalabalık bir yol güzergahında bile, kasasına insanları doldurup seyreden kamyonları ve hele o halk otobüslerinin istifleyerek doldurduğu otobüs manzaralarını düşündükçe her gün gelip gittiğim bu yolda can verenlerin listesini tutsam, Irak savaşındaki kayıplara ulaşırız diye düşünmekteyim.
Ama ne olursa olsun bunların mutlaka çaresi vardır. Sıkı bir disiplin altında görev yapması gereken trafik polislerimizin 24 saat vardiyalı çalışarak, yol denetlemelerinde bulunmaları gerekir. Yalnız belli noktalarda sarhoş ve kimli kontrolü yaparak netice almak biraz zor olsa gerek. Bu konuda hükümetimiz bu işte çalışan personele gerekli ödeneği vermeli ve kanı durdurmalıdır. Bir tarafta PKK can alırken, bir tarafta trafik kazaları alabildiğine insanlarımızı can pazarına dönüştürürken bunun sorumlularını mutlaka bulmak gerekir.
20 liralık yevmiye için çoluk çocuğunu toplayacaksın ve bir kamyon kasasında ta Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e doğru yol alacaksın ve sonrada menziline ulaşmadan can vereceksin.
Bu can pazarına sebep olanları mutlaka cezalandırılması gerekir. Trafik kusurları gün geçtikçe artmakta uyuyan şoförler çoğalmaktadır. Hele 24 saat yol alacak bir kamyonda tek şoförün bulunması ve kasasında insan taşıması ilkel bir manzara düşünemiyorum. Ne yapıp etmeli, bu işe bir çözüm bulunmalıdır. Eğitim doksanlığı başta olduğuna göre trafik eğitimini öyle paralı kurslarla değil ilköğretim seviyesinde okullarda ders olarak başlatılması gerekir. Liseyi bitiren her öğrenci imtihana girmek süratiyle ehliyet alma hakkını tıpkı Türkçe, Fizik ve Matematik dersi gibi sahip olmalıdır. Bu işlemleri yaptığınız sürece bu kazalar daha çok can alacak ve erişilmesi güç bir ortam meydana gelecektir.
Ağlayan insanların manşetleri ülkemizin geri kalmışlığını bir ifadesidir. Bu konuda yetkililer mevcut kanunlara yeni kanunlar eklemek suretiyle, yola çıkılmadır. Yoksa bu facianın sonunu alamayız ve göz yaşlarını silmekle de işleri düzeltemeyiz. Onun için hançerimizi yırtarcasına bağırıyoruz;durdurun bu trafik canavarını, diyoruz bunun vebalinden hiçbirimiz kurtulamayız!…
NOT: Bu yazıyı yıllar evvel yazmıştım ama ne yazık ki İstanbul’da değişen hiçbir şey yok. Aynı trafik daha aksaklı, ne metro, ne Marmaray ve ne de tramvay kurtaramadı.