Her Kültürde Bereket Simgesi: Nar
Metin MERCİMEK
“KUTSAL KİTAPLARDA YER ALAN, HEMEN HEMEN TÜM KÜLTÜRLERDE BEREKETİN TİMSALİ OLAN, KUTLAMA RİTÜELLERİNİN AYRILMAZ PARÇASI OLAN NAR, ŞİFA VERİCİ ÖZELLİĞİ BAKIMINDAN DA GIDALARIMIZIN ÖNDE GELENİDİR.”
Hepimiz nar denince, aklımıza hemen dillerden düşmeyen “ÇARŞIDAN ALDIM BİR TANE, EVE GELDİM BİN TANE” bilmecesi gelir. Başında bir tacı olan yuvarlak, sert kabuklu hem pembemsi, hem zümrüt rengini andıran nar, bazen tatlı, bazen ekşi, bazen de mayhoş lezzet veren bir tadıyla evimize huzur ve bereket sağlar.
Akdeniz ve Ortadoğu’nun bereketli topraklarının bereket simgelerinden biri olan narın önce tarihi geçmişine bir göz atalım:
Tarımı yapılarak evcilleştirilen nar, M.Ö. 4000-3000 yıllarından bu yana düzenli olarak yetiştirilmiştir. Hint Krallarından Mısır Firavunlarına, Anadolu medeniyetlerinden Çin hanedanlığına kadar Eski Dünya’da çok sevilen bir meyve olmuş. Eski Mısırlılar için nar, refah ve tutku, doğurganlık, evlilikte çok çocuk ve mutluluk sembolüydü. Eski Mısırlılar için nar o kadar önemliymiş ki, ölümden sonraki hayatta yeniden tadılabilsin diye firavunların mezar odalarına koydukları arasında nar da vardı. Antik Yunan’da nar, günümüzde Antalya ili sınırlarında yer alan Side Antik şehrinin simgesi idi,hatta bu şehrin parasının üzerinde nar sembolü de mevcuttu. Narı çok seven her fırsatta kullanan uygarlıkların başını belki Persler çekmiş olabilir ama nar severler Persler ile sınırlı olmayıp, Finikelilerin, Kartacalıların, Asurluların güzel narlar yetiştirdikleri kaynaklarda açıkça belirtilmektedir. Diğer taraftan nar sözcüğü, Türkçeye Farsçadan geçmiş. Kutsal kitaplar olan Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an-ı Kerim’de adı geçmekte olup, özellikle nar, Kur’an-ı Kerim’de cennet meyvelerinden biri olduğu bildirilmektedir.
Narın meyve olarak tüketilmesinin yanı sıra, suyunun çeşitli şekillerde değerlendirilmesi nedeniyle de antikçağdan beri mutfaklarımızda yer almaktadır. Özellikle Kilis’te “NAR PEKMEZİ” mutfaklarımızı süslemekte olup, yemek ve salatalarda önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca şerbet, şurup yapılarak bir tatlı ve içecek olarak da kullanılmaktadır.
2015 yılına yaklaştığımız şu günlerde, narın yeni yıl içinde bir bereket timsali olduğuna da değinmeden geçemeyeceğim. Anadolu’daki gelenek şu şekilde kendini gösterir. Yeni yılın başlamasıyla haneye bolluk, bereket, mutluluk getirmesi, o haneye giren bir tanenin bir tane olarak çoğalması dilekleriyle yılbaşında nar patlatılır. Ne kadar çok saçılırsa taneler etrafa o kadar bereketli olacaktır o yıl. Hala bir gelenek olarak, evin beti bereketi niyetine, eve girerken yere bir nar atılır, hem de bütün gücüyle kullanılır ki, parçalanıp iyice dağılsın diye. Bu işlem yapıldıktan sonra, ortam hızla süpürülüp temizlenir. Bir veya iki gün sonra evin içersinde tek bir nar tanesi bulunursa, bereketin devam edeceğini gösterir.
İşte bir şifa kaynağı olan NAR, yeryüzünde birçok kültürlerin bereket timsali olmuş ve Kur’an-ı Kerim’de cennet meyvelerinden biri olarak belirtildiği gibi, (Rahman Suresi, 68. ayet) Allah’ın yarattığı güzel şeylerden biri olarak da farklı ayetlerde zikredilmiştir.
Hoşça kalın…