İçimizdeki Boşluk Düşüncesi

Metin MERCİMEK
“NEFRET ETTİKLERİNİZ BİLE GİTTİĞİNDE İÇİNİZDE BİR BOŞLUK BIRAKIRLAR.” (Patrick NESS)
Hayat akışımız da çevremize bir göz attığımız zaman, çeşitli görünümler içinde boş kalan her şey, nedense bizlere anlamsız gelmektedir. Örneğin, boş kasa, boş ev, boş cep, boş insan, boş duvar, boş arazi gibi nice boşluklar, hem hayata bağlanmamızı engellemekte hem de geleceğimizi sarsmaktadır. Tüm bunların yanı sıra, içi dolu olup da hiç bir işe yaramayan nesnelere de boş gözle bakılmaktadır
Bir de içimizde oluşan boşluklar var ki, bu boşluklar bizleri eninde sonunda bir mutsuzluğa götürmektedir. Şöyle ki, Allah insanların bu dünyadaki sınavını zorlaştırmak ve gelişimini hızlandırmak için büyük bir servet, şöhret ve güç verebilir. Ancak bizler bunlara dayanarak bencilliğimizi büyütür, haksızlıklara kucak açarsak yaralarımız daha derinleşir, hayatımızın anlamsızlığı daha belirginleşir ve içimizde bir boşluk oluşur. Çünkü dünyasal değerlere dalarak, insan doğasına aykırı biçimde yapmış olduğumuz her iş bizleri etkiler. Bu arada suçluluk duygusuna, korkulara ve evhamlara kapılırız. Derken kaybetmek korkusu bizi hasisleştirir, ileri geçme hırsı kıskançlaştırır. Kavga ve mücadeleler ise kinimizi arttırır. Böylece içimizde bir çöküntü, harabiyet ve büyük boşluklar oluşturur.
Diğer taraftan kazanma hırsın verdiği tepkiyle günün yarısını kumar masalarında geçiren kumarbazlar, eksikliklerini, kusurlarını unutup sızabilmek için durmaksızın içki tüketen alkolikler, bazı parçalanmış ailelerin yarattığı büyük acı ile sevgi açlığını tinerle kapatmaya çalışan çocuklar, yine bir türlü doymak bilmeyen zavallılar, kendi kendileriyle baş başa kalmaktan korktukları için, içlerinde doğan boşlukları bağımlılıklara sığınarak doldurmaya çalışırlar.
O nedenle, hayatı yalnızca dünya yaşamı olarak gördüğümüz, tüm kararlarımızı dünyaya göre verdiğimiz ve kendimizi dünyasal yaşama göre biçimlediğimiz zaman, boşluklara düşmeme olanağımız yoktur.
Peki, içimizdekibu boşlukları nasıl dolduracağız? Gerek çevremizde, gerek kendi yakınlarımızda birçok kişilerin ruhlarında bir boşluk olduğunu hissederiz. Bu boşluğu maddiyatla, ilaçlarla ya da göstermelik hareketlerle doldurmaya çalışırsak, hiç bir zaman ilerleme kaydedemeyiz. Yani ruhsal bir zenginliğe ulaşmadan, sağlıklı iç bir barış oluşturmadan, sorumluluklarımızı bilmeden ve Allah’a ulaşmak için onun yoluna girmeden içimizdeki boşlukları kapatamayız.
Unutmayalım ki, insanlar yalnızca dünyaya ve dünyasal şeylere odaklanırlarsa, Allah’ın varlığından ve verdiği ruhsal zenginliklerden uzaklaşmış olurlar. O zamanda içindeki boşluklar da büyümüş olur.
Hoşça kalın.