Kilis Milli Mücedele Müzesi
Bilindiği üzere, Kilis İli, Polateli İlçesi, Polatbey (Cercik) köyünde bulunan tarihi taş bina, Kilis’in Kurtuluş Mücadelesi sırasında Kuvayi Milliye Karargâhı olarak kullanılmıştır. Önemli toplantıların gerçekleştiği, kararların alındığı, Fransız işgal kuvvetlerine karşı planların hazırlandığı, tarihi olaylara tanıklık etmiş, Kilisliler için büyük manevi değeri olan bu bina bugün harap haldedir.
Bu tarihi binanın, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6/d maddesinde yer alan hükümler gereğince koruma altına alınması, restore edilerek “Kilis Milli Mücadele Müzesi” olarak kullanıma açılması, ayrıca önündeki çeşmenin de ihya edilerek buraya bir anıt dikilmesi, Kilisliler ve Kilis’e hizmet için görev başında bulunan bürokrat ve siyaset insanlarının vefa borcudur.
Bu tarihi konuyu kısaca özetleyecek olursak;
Mondros Mütarekesinden sonra yüzbaşı rütbesinde genç bir subayken Milli Mücadele’ye katılan Yüzbaşı Kamil Polat, Ocak 1920 tarihinde Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey’lerin talimatıyla oluşturulan bir süvari birliğiyle ve Uzunyayla – Göksun yöresinden topladığı Kafkaslı gönüllülerle Maraş cephesine yardıma gönderilmiş, Maraş Kuvayi Milliye’sinin önderi Arslan Bey ve Antep Kuvayi Milliye Komutanı Şefik Özdemir Bey’le işbirliği yaparak işgalci Fransız güçlerine karşı savaşmıştır. 12 Şubat 1920 günü Yzb. Kamil Polat, önce Kilis Kürt Dağı bölgesine, buradan Kilis Cercik köyüne gelerek, Kilis Kuvayi Milliye Havali Komutanlığı Karargâhını ilk kez burada kurmuş ve İşgal kuvvetlerine karşı Kilislilerden oluşturduğu milis kuvvetleri burada toplamıştır. Daha sonra İşgal altındaki Kilis kent merkezinden askerlik şubesi, mahkeme kayıtları ve kentin diğer evrakları kaçırılarak Cercik’e getirilmiş, bürokratik işlemler buradan yürütülmeye başlanmıştır. Böylece Ankara Hükümeti, Cercik’te oluşturulan karargâhta temsil edilmiştir.
Yzb. Kamil Polat’ın, Maraş, Antep Kuvayi Milliye Kumandanlarına, Azez ve Kilis Kaymakamlarına, Kilis eşrafına v.b yazdığı mesajlarda Kilis Kuvayi Milliye karargahını Cercik’te kurduğunu, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Başkanlığı Yayınları ve konu ile ilgili yayınlanmış bütün tarih kitapları yazmaktadır. “Cercik Hükümeti” olarak mühür ve posta pulu örnekleri mevcuttur.
Kilisliler, “Polat” kod adlı Yüzbaşı Kamil’e, “Polat Paşa“ demişlerdir.
Kurtuluştan sonra, Kilis Belediye Meclisi, 13 Ocak 1921 tarihinde, aşağıdaki kararı almıştır;
“Fransız işgaline karşı, Kilis müdafaasının temel taşını koyan ve bunu sonuna kadar takip ve ikmal eden zatialiyi vatanperverlerinin meclisinin 13/1/1339 tarih ve 1537 numaralı kararıyla Kilis’in fahri hemşeriliğine kabul edildiği maaliihtiram beyan olunur efendim.
Gaziantep İl Genel Meclis’inin 05 Kasım 1927 tarihli kararında ise;
Yzb. Kamil Polat’a hürmeten Kilis’e bağlı Mumbuç bucağının adı “Polateli”, Cercik köyünün adı da “Polatbey“ olarak değiştirilmiştir.”
Yine Kilis Belediyesi 19 Haziran 1967 tarihinde şu kararı almıştır;
“Polat Paşa’ya Fahri Hemşerilik Beratı, Belediye Meclisimiz, Kilis ve Havalisi Kumandanlığınız zamanında Kuvay-i Milliye’nin meşalesini yakmış olmaklığınız, dolayısıyla gösterdiğiniz kahramanca hizmetler için zatialilerinize fahri hemşerilik verilmesi için getirmiş olduğumuz teklifi ittifak ve takdirle karşılamıştır.
En karanlık günlerde yok olmuş, her şeyini kaybetmiş bir vatanın kurtuluşunda geçen hizmetleriniz tarihe tescil edilmiştir. Bunun karşılığını ödeyebilmek imkânsızdır.
Bizlere bir devlet kazandıran Kurtuluş Savaşının başlangıcı olan mahalli direnmeler, şahlanmanın ilk meşalesi ve kamçısı olmuştur. Bu fedakârlığınıza karşılık, Kilis Belediye Meclisi Fahri Hemşerilik payesini bu beratla sunarken en iyi bir görevi ifa ettiğine inanmaktadır. Kilislileri temsil eden Belediye Meclisi bu vesile ile selam, sevgi ve saygılarını sunar.”
Söz konusu Kilis İli, Polateli İlçesi, Polatbey (Cercik) köyündeki tarihi bina, Gücer ailesine aittir. Gücer ailesi kadirşinaslık göstererek, hiçbir bedel talep etmeden tarihi binayı ilgili kuruma bağışlayacaklarını ifade etmişlerdir.
Türkiye’de ve bölgemizde çok kritik gelişmelerin yaşandığı bugünlerde bu tür milli ve manevi değerlere çok ihtiyacımız olduğu da bir gerçektir.