Dolar 34,7784
Euro 36,7823
Altın 2.946,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 14°C
Çok Bulutlu
Kilis
14°C
Çok Bulutlu
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C
Sal 16°C

Kültür Hazinesi: Beyazıt Sahaflar Çarşısı

Kültür Hazinesi: Beyazıt Sahaflar Çarşısı
A+
A-
15.11.2014
535
ABONE OL

“İSTANBUL’DA BEYAZIT SAHAFLAR ÇARŞISI, KAPALIÇARŞI’NIN TARİHİ GEÇMİŞİYLE BİRLİKTE SADECE BİNLERCE DEĞERLİ KİTABI DEĞİL, 556 YILLIK TARİHİ DE İÇİNDE BARINDIRMAKTADIR.”
Beyazıt semtine her yolum düştüğünde, Sahaflar Çarşısı’na uğrar, kitap almasam bile sahaflardan almış olduğum bilgiler beni doyasıya mutlu eder.
“KALEM, KILIÇTAN KESKİNDİR” diye atalarımız boşuna söylememiştir. Çünkü bir ulusun ilerlemesi ve ayakta kalmasındaki etkenin, kitapların, dolayısıyla sahaflığın büyük önemi vardır. Osmanlı Devleti’ne bir göz attığımız zaman, onun 600 yıldan uzun bir süre ayakta kalmasının sadece fetihlerle mümkün olmadığı, kuşkusuz sahaflığın ilk merkezlerinden biri olduğunu görmekteyiz.
Dünyada sahaflık ilk kez 700’lü yıllarda Endülüs’te Emeviler tarafından başlatılmış. İkinci merkez Bağdat, üçüncü merkez ise Osmanlı Devleti olmuş. Osmanlı’da sahaflık, ilk başkentler olan Bursa ve Edirne’nin ardından İstanbul’a taşınmıştır.
Osmanlı İmparatorluğunun yükseliş aşamasına geçişi, sahaflığın da yükselişine sahne oldu. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed’in bilim ve sanata yakın ilgisi, sahaflığın gelişmesini sağladı. Fatih Camii müştemilatı içersinde dağınık bir şekilde yer almaya başladı. Ayasofya’da ve Eyüp Sultan’da da sahaflar çarşısı kuruldu. İşte bu dağınık yapılanma, Kapalıçarşı’nın inşasıyla düzene girdi ve 1458 yılında Kapalıçarşı’nın en iyi yeri sahaflara ayrıldı.
Eski İstanbul yaşantısında Sahaflar Çarşısı, kültür merkezi olduğu kadar, bilgi alışverişlerinin de yapıldığı ortamlardı. Kitap meraklılarının, yazarların, bilim adamlarının sık sık uğradıkları, sohbet ettikleri, edebi ve ilmi yerlerdi. Sahafların etrafında hattatlar, kâğıtçılar, mürekkepçiler toplanırdı.
Almış olduğum bilgilere göre, Osmanlılarda sahaflık genelde babadan oğula geçtiği ya da usta-çırak yöntemiyle geliştirildiğini öğrendim. Aslında başlı başına uzmanlık gerektiren bir iştir sahaflık. Günümüz kitapçıları veya kitapevleri, kitap hakkında derin bilgi sahibi olmasa da bu işi yürütebilir. Oysa sahaflıkta, kitap satmaktan çok öte bir iş olduğunun altını çizmemiz gerekir. Bir sahafın kitaba değer biçebilen, meraklısına yol gösteren, cesaretine heves aşılayan, kitabın özetini yapan, orada yoksa nerede bulunabilineceğini söyleyebilen, hangi kitapla kimin ilgilendiğini bilen birinin ilgilenmesini gerektirir. Sahaflar bu yönüyle de bir nevi bibliyograftır.
İşte kültürün yaşatılıp yarınlara aktarılmasını sağlayan en güçlü unsur, yazıdır. Kitaplar da yazıların dünyasıdır. Birçok yaşanmışlıkları, deneyimleri, bilgiyi içeren kitaplar, kendi dünyasına sığmaz, korunmak ister, bir arada olmak ister. Bunları koruyanlar ise, SAHAFLAR’dır. Yani bir nevi kültür ustalarıdır. Unutmayalım ki, “BİR TOPLUMU AYAKTA TUTAN KÜLTÜRDÜR.”
Hoşça kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.