Mumbar

Gülseren FEDAKÂR YALAZA
Kurban Bayramıydı. Kilis’te, kayınvalidemlerin bostanındayız. Eltim (Gülsen), görümcem bayramda herkes bir arada…
Bayram sabahı namazdan sonra kurbanlar kesildi. Eltimle beraber havuzun başında koyunun karnını (sucuk hamra) yıkıyoruz. İki koyun kesmişiz yıka yıka bitmiyor. Mumbar yıkamak çok kolay değildir, Kilis ve çevresinde yaşayanlar bilirler. Bayağı bir yıkadık, kırkbayır var 2 tane, mumbarın bir parçası. Mübarek, adı gibi 40 kat abartısız. Her katını açarak temizlemek gerekiyor.
Bir ara eltimle göz göze geldik, ikimizde toprağı eşip kırkbayırları gömmeyi düşündük ve yaptık. Toprağı eşip 2 tane kırkbayırı gömdük. Kayınçom Mustafa bizi izlermiş sessizce. Bu gelinler ne yapıyor diye yanımıza geldi, “Sizi yakaladım şimdi gider kaynananıza söylerim” dedi. Güldü, söylemedi tabi.
İşimiz bitti, mumbarlar dolaba bırakıldı. 2-3 gün sonra pişecek. Bu 2-3 gün zarfında ara ara elektrikler kesildi. Bizim emek zahmet yıkadığımız mumbarlar bozuldu. Hepsi çöpe!… Bizim kırkbayırlar fark edilmeden. Eltimle keşke hepsini gömseydik diye gülüyoruz…