Dolar 34,7784
Euro 36,7823
Altın 2.946,32
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 16°C
Parçalı Bulutlu
Kilis
16°C
Parçalı Bulutlu
Paz 16°C
Pts 18°C
Sal 16°C
Çar 16°C

Sırrı Çözülemeyen Cezaevinden Kaçış Öyküsü

Sırrı Çözülemeyen Cezaevinden Kaçış Öyküsü
A+
A-
28.11.2024
146
ABONE OL

İbrahim ALİSİNANOĞLU

Kasım ayının ortalarıdır. Takvim yaprakları 13 Kasım 1937 Pazar gününü göstermektedir. Gece çıkan fırtına, yağış ve soğuk hava herkesi evine hapseder. Eblahan çarşısından Kozanlı’ya giderken Tepebaşı’nın doğu cephesinde tüm heybeti ile yer alan cezaevi olarak kullanılan SAİNT MARY KİLİSESİNDE sayım yapılmış, herkes koğuşuna çekilmiştir.

Ancak O gece, “cezaevinden beş idam mahkûmu mahpus, 13-14 Son teşrin (Kasım) 1937 pazar gecesi şiddetli fırtına sırasında hapishane duvarını delmek suretiyle kaçarlar.” (1)

İdam mahkûmlarından “Bostancı Osman, Arzaplı Hasan, Lohanlı Mehmet Ali, Zambırlı Abdullah cümle kapısının solunda münferit bir odada, Halepli Abdo ise bu Odanın garbında hapishane dershanesinin içinde kapalı bir mağarada tek olarak bulunuyorlardı. Osman ve arkadaşları dershane ile kendi odaları arasındaki bir metre kalınlığındaki duvarı delerek dershaneye geçmişler. Burada Abdo’nun odasını açarak, onu da beraber aldıktan sonra dershaneden yukarı doğru çıkan merdivenin sağındaki duvarı delmişler, buradan Ermenilerce silah gizlenmiş bir mağaraya geçmişler, mağaradan da sokak duvarını delip “kaçmışlardır.

“Hadise gece saat ikide öğrenilir ve derhal firarilerin yakalanması için takibat başlatır.” (1)

Olay sabahı “Cumhuriyet (savcılığı)Müddet Umumisinin Başkanlığında bir heyet tarafından yapılan tetkikatta firarilerin odalarında; yataklarında yatıyorlarmış gibi şekiller verdikleri, ayaklarındaki zincirleri bir eğe ile kestikleri anlaşılmış ve Ermenilerin gizli silah deposu olan mağarada ise muhtelif cins; 45 silah, iki sandık ve perakende cephane, İki tenvir tabancası, tüfek bombası hunileri, otomatik şarjörleri, Fransız bombası kapsülleri” bulunur. (1)

“Firarilerin silah alıp atmadıkları, bu gizli mağarayı nereden öğrendikleri” anlaşılamaz. Ancak Rivayet odur ki bu gizli geçidi mahkûmlardan birinin yakını Halep’te oturan bir Ermeni’den öğrenmiş, bilgi içeriye sızdırılmış, havanın yağmurlu, fırtınalı olmasından da faydalanılarak gece kaçış gerçekleştirilmiştir.

Firar olayı duyulduğunda şehirde önemli bir yankı uyandırır. Kaçışla ilgili pek çok dedikodu şehirde ağızdan ağıza konuşulurken, “Vilayet ve savcılık tahkikatı gizi yürütülmeye” karar verir.

Yapılan çalışmalar neticesinde Hükümet Firarilerin Halep’e kaçtığı istihbaratını alır. O tarihlerde Halep Fransızların yönetimi altındadır.

Israrlı takip ve Fransızlar nezdinde yapılan girişimler neticesinde kaçaklardan Halepli “Abdo’nun Suriye’ye kaçtığı hükümetimizce haber alınmış ve yapılan siyasi teşebbüs üzerine iadei mücrimin mukavelenamesi muceibince Suriye hükümeti tarafından Azaz’da yakalanarak hükümetimize” teslim edilir. (2)

“Karısına göz koyduğu arkadaşı Mehmet’i, çırağı ile birlikte Revanda kalesi kuyusuna atan ve Mehmet’in yanındaki parayı iple yukarı çektikten sonra üstüne taş yuvarlayarak Mehmet’in yaralanmasına ve çırağın ölümüne sebep olan Halepli Abdo hakkındaki idam hükmü, “iki ay evvel öncesine çekilir” asılmak suretiyle 10 Haziran 1938, çarşamba günü saat ikide Pazar yerinde infaz edilir” “Hükmün infazı sırasında mağdur Mehmet de orada hazır bulunur.” (3)

Yine bu idam mahkûmlarından firari “Lohanlı Mehmet Ali de hükümetimizin teşebbüsü üzerine Halepli Abdo’dan dört gün evvel, yine Azaz’da Fransızlar tarafından yakalanarak hükümetimize teslim edilir.” (3)

“Daha evvelce bir katil suçundan mahkûm olduğu, beş sene dört ay ağır hapis cezasını bitirerek hapishaneden çıkmış olan Mehmet Ali “5 Mayıs 937 tarihinde vazife ile Çiraz köyüne gitmiş olan Kilis’in Feriçek Karakolu erlerinden Simavlı jandarma Hakkı orada omzunda mavzer bulunan Lohanlı Mehmet Ali’yi yakalamış ve kendisini önüne katarak karakola götürmek istemiştir. Yolda Şılgin köyü civarında Korkmaz deresinde jandarmanın bir an için dalgın yürümesinden istifade eden katil ansızın dönmüş, jandarmadan gizlemiş olduğu bıçağıyla zavallı jandarmayı yirmi iki yerinden yaralamak suretiyle öldürmüştür. Katil jandarmanın öldüğüne kanaat getirdikten sonra hem kendi silahını, hem de jandarmanın silahını alarak firar etmiş ise de yapılan tahkikat neticesinde yakalanmış, Gaziantep Ağır Ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonunda idama mahkûm edilir.” (4)

Firarilerden Zambırlı Abdullah’ın Suriye’de Hama şehrine yerleştiği, orada evlendiği, çocuğunun olmadığı,1950’li yıllarda da orada öldüğü söyleniyor.

Bostancı Osman ve Arzaplı Hasan izlerini kaybettirirler. Akıbetleri hakkında bir bilgiye ulaşılamaz.

Bu kaçış olayı uzun yıllar Gaziantep’te konuşulur. Ancak firarilere içeriden kimlerin yardım ettiği? Cezaevindeki gizli oda ve geçit bilgisini kimlerin verdiği? Kaçarken yanlarına hangi silahı ve kaç adedini aldıkları? Firariler silahlar yanında acaba Antep harbi ile ilgili bir takım gizli belgeleri veya altın veya kıymetli eşyaları da beraberlerinde götürüp götürmedikleri, aldılarsa kime ulaştırdıkları asla bilinmedi, bir muamma olarak kaldı.

1- (Gaziantep Gazetesi 19 İkinciteşrin (Kasım) 1937)

2- (Gaziantep Gazetesi 22 Nisan 1938)

3- (Gaziantep Gazetesi 10 Haziran 1938)

4- (Gaziantep Gazetesi 5 Ağustos 1938)

Fotoğraf: İ.Alisinanoğlu arşivinden.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.