Yalakalık Ne Zaman Sona Ermiş ki?
Sabahattin YARAR
Yaşantım boyunca en nefret ettiğim davranış şekillerinin başında gelir yalakalık. Daha çok işe yaramaz, beş para etmez, tembel, bedavadan yaşamayı ilke edinmiş, boyun eğmeyi, bel kıvırmayı sanatsal bir ustalıkla yapan kişilerin geçim kaynağıdır yalakalık. Her devrin insanı, her otoritenin kulu kölesidir bu kişiler. Kişiler diyorum da, bunlarda kişilik belirtisi bile olmadığını, yüzsüzlük ve düşkünlüğün esas nitelikleri olduğunu da biliyorum…
Yalakalık mesleğinin elemanlarını böylece kısa bir şekilde açıkladıktan sonra, esas konumuza dönelim. Yalakalık ve yaranmışlık satanların en önemli müşterileri, her şeye karşın, övülmekten, okşanmaktan, pohpohlanmaktan hoşlananlardır. Alkışlarla olanı olduğu gibi, evet efendimlerle, çok haklısınız efendimlerle, eğilmelerle, bükülmelerle olanları da vardır. Yapılan her işin, söylenen her sözün doğruluğuna inanan, ben bilirim tutkusundaki kişilerin en zayıf taraflarından biri, şaşşaklanmak, övülmek, takdir edilmek, öpülüp başa koyulmaktır. Bir mevki, bir iş, bir avanta kapmanın en kolay yönü, yalakalığın incelikleri ile olasıdır.
Liyakat ve hakkaniyet ölçülerini bitaraf edebilen, kalitesiz, yeteneksiz, kişilerin becerisizliklerini, eşsiz yalakalık davranışları ile öteledikleri her zaman görülen olaylardandır. Bir açılış töreninin, bir kutlamanın vıcık vıcık yağ kokan giriş bölümlerini izlemek, bu mesleğin (!) inceliklerini zaten ortaya koyar. O anda bulunan tüm üst bürokrat ve yetkililerin tek tek isimlerinin sayılması nerede ise konuşmanın yarısını oluşturur. “Sayın valim ve saygıdeğer misafirler” demek yeterli iken, nüfuz (nüfus değil) sayımı yapmak nedendir acaba? En yetkili ve diğerleri demek yeterli olmuyor mu?
Konuyu gündemime almama MONTESQUIUE’nun bir değişini okumam neden oldu. Yalakalığın sadece, günlük işlerle değil de, ülke yönetimini ilgilendirmesi yönünden de önemi belirtilmektedir. “BİR ÜLKEDE YALAKALIĞIN GETİRİSİ, DÜRÜSTLÜĞÜN GETİRİSİNDEN DAHA FAZLA İSE, O ÜLKE BATAR” demektedir Montesquiue… Osmanlı’nın son dönemleri ile çöküş depreminin en önemli nedenlerinden birisi de budur.
18 yıl önce iktidarın değişmesi ile bu tiplerin giyiniş, davranış, konuşma ve yaşantılarındaki büyük değişim gözler önündedir. Şimdi iktidar değişse, bu defa da yeni yönetimin yalakalarının ortaya çıkacağı kesindir. Meslek sahibi(!) her ortamda ayaktadır ve avlayacak adam bulabilir.
Önemli olanı; dürüst, çalışkan, adil, vatansever kimselerin, yöneticilerin, bukalemun gibi renk değiştiren bu gibi kişilere değer vermemesidir. Özellikle ülke yönetiminde bu gibilerinin varlığını sona erdirmek gerekir. Milletvekili olunca, sakal bırakan, badem bıyıklı olan, eşi kapanan çoklarının, bir daha seçilemediklerindeki değişen modern davranış ve yaşantılarının örnekleri ortada durmaktadır.
Yalakalık; aciz, bilgisiz, bedavacı, yeteneksiz, dolandırıcı, insan ve vatan sevgisinden yoksun kalitesiz birisinin mesleğidir. İş bulamıyor, yaltaklanacak kucak bulamıyorsa, o ülkede adalet ve dürüstlük var demektir. Bu tehlikeli asalakların yaşamasına olanak vermemek, ancak doğruluk, dürüstlük ve adalet ile elde edilebilir.
Yeniden buluşalım…