Yardımlaşmaya Önem Vermeliyiz
M. Yahya EFE
Sevgili okurlarım, işsizliğin, yoksulluğun kol gezdiği günümüzde, toplum olarak yardımlaşmaya önem vermiyoruz. Toplumdaki bu büyük noksanlık ise, kültürümüzün bir insanlık ayıbıdır.
Yoksullukla mücadelede yardımlaşmanın önemi oldukça büyüktür. Yardımlaşma ise, insanoğlunun hayati zorluklarından ve ihtiyaçlarından doğmuştur. Yardımlaşmanın eş anlamları; bağış, hayır, hasenat, inayet, iyilik, şefaat ve sevaptır.
Oysa toplumları ayakta tutan, geliştiren ve yücelten en önemli unsur, insanların birbirleriyle olan yardımlaşma ve dayanışma tutkularıdır.
Toplumlarda, fertlerin teker teker birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışması oldukça zor olduğundan, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda yardımlaşmayı sağlamak için, yurdumuzun birçok il ve ilçelerinde, çeşitli “Yardımlaşma Vakıfları” veya “Yardımlaşma Dernekleri” kurulmuştur.
İnsanları sevgi ve saygı bağları ile birleştiren, yardımlaşma ve dayanışma duygularını geliştiren, hayır kurumları olan bu yardım derneklerine üye ve destek olmak, yoksul insanları düşünmek, vicdanımızın sesini duyarak onlara yardım etmek, sevaplarımızı arttırmak için bir fırsattır.
Çünkü yardımlaşma, Allah’ın rızasını kazanmak için, muhtaçlara yardım elini uzatarak Allah yolunda yapılan fedakârlığın bir sembolüdür. İnsanların birbirine yardım etmesi, birlik ve beraberliğimizin, sosyal yardımlaşma ve dayanışma duygumuzun, sevgi ve saygı bütünlüğümüzün yenilenmesidir.
Yoksullukla mücadele için, yardımlaşma duygusunun yaşanması gerekir. Yardımlaşma duygusunun yaşanabilmesi ise; sosyal bütünleşme ve ekonomik kalkınmamıza, manevi duygularımızın çoğalmasına, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma fikrinin gelişmesine vesile olur.
Dostluk ve kardeşlik duygularını tazeleyen, insanları sevgi ve saygı bağları ile bütünleştiren, hasretleri gideren, insanların bir araya gelmesini sağlayan yardımlaşmanın, yoksullukla mücadelede ve sosyal hayatımızda çok önemli bir yeri vardır.
Bugün, yardımlaşma ve dayanışma duygusunu yaşayabilen ve manevi şuuruna eren, çok hayırsever insan var. Zaten yardımlaşmayı amacına ulaştıran, onun manevi şuuruna eren hayırseverlerin varlığıdır.
“Veren el, alandan üstündür derler
Sen de vermesini biliver gönül.
Bak düşmüş acından ağlıyor çocuk
Hadi gözyaşını siliver gönül.”
Sevinirken sevindirmek, giyerken giydirmek, doyarken doyurmak ve gücümüzün yettiğince yardıma ihtiyacı olan muhtaçlara yardım elini uzatmak ne güzel bir haslettir.
Toplum olarak yardımlaşma duygusunu yaşayabilmeliyiz.
Bugün işsizliğin kol gezdiği günümüzde, mal ve mülk sahibi zenginlerimiz, yardımlaşmaya önem verip, yardım derneklerine destek olarak, işsize ve yoksula yardım elini uzatmalıdır. İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli…
Noksani’nin bir dörtlüğü ile noktalıyorum yazımı.
“Hak’kın toprağına mülküm var, deme
Dam ile harmanda hakkım var, deme
Güçlü kuvvetliyim arkam var, deme
İnsanı sırt üstü yere seren var.”