Zeytin Ağaçları…
Bizim belediye başkanının, topuklu ayakkabıyla antik zeminde, mozaiklerin üstünde açıklamalar yapması solda sıfır kaldı.
Manisa’nın Soma ilçesine bağlı Yırca diye bir kasaba.
Ya tarımla uğraşacaklar ya da Soma’da maden işçisi olarak yerin dibinde çalışacaklar.
Ekmek kolay kazanılmıyor.
Yeraltında yaşanan maden işçisi katliamında çarşafa dolanan “alakalı” bakanlar, yer üstünde, Yırca’da kesilen zeytin ağaçları için, dolanmaya çarşaf arıyorlardır mutlaka.
Hele de tarım bakanı, hayvancılık bakanı, orman bakanı, köy işleri bakanı, çalışma bakanı, sosyal güvenlik bakanı gibi sayılarını çoğalttığım bakanlar, özel bir şirket tarafından kesilen, Yırcalıların özel tapusu içinde bulunan binlerce zeytin ağacı ile “alakalı” ne diyeceklerini düşünüyorlardır.
Yeraltında çarşafa dolandılar ya!
Yer üstünde kesilen zeytin ağaçları için çarşafa dolanmak istemiyorlardır.
Tütünü bitirdiler.
Pancarı bitirdiler.
Zeytin Eğe’lilerin geçim kaynağıdır.
Dikildikten 20-25 yıl sonra ürün vermeye başlar.
Yıl boyunca emek verirler, yılsonunda Allah ne verdiyse ürünlerini alırlar.
Üstelik bir yıl ürün alınır, bir sonraki yıl ürün vermez.
Gaziantep, Kilis, Nizip, İslahiye zeytin ağaçları çok duyarlıdır.
Meyvesi sırıkla, sopayla toplanan zeytin ağacı küser.
Bu ağaçların ürünü soframıza siyah ve yeşil zeytin olarak gelir.
Mutfağımıza da tereyağı gibi kaliteli zeytinyağı girer.
***
Cennet ülkede, dört mevsim eksik olmayan güneşi enerjiye çevirmek aklımıza gelmez.
Dağlarımızda, tepelerimizde, ovalarımızda esen rüzgârı enerjiye dönüştürmeye akıl yormayız.
HES’ler yapmak için dereleri kuruturuz.
Termik santral yapmak için yurttaşın özel mülkü içinde bulunan zeytin ağaçlarını keseriz, ormanları bitiririz.
Oturduğu kafede sigara içenleri azarlamaktan, bunları düşünmeye sıra gelmiyor olsa gerek.
“Bu işi de mi cumhurun başı düşünecek?” diye soracak olursanız; “evet, her şeyi bilen, her şeye aklı eren, karar verici tek adam olarak bunu da düşünsün” derim.
Aslında kesilen binlerce zeytin ağacından sonra düşünecek pek bir şey de kalmadı ya!…
Yoksa düşünüyorlar mı?…