Dolar 32,2619
Euro 35,1166
Altın 2.466,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 26°C
Az Bulutlu
Kilis
26°C
Az Bulutlu
Cum 29°C
Cts 30°C
Paz 29°C
Pts 30°C

Milli Bayramların Önemi

Milli Bayramların Önemi
A+
A-
29.04.2024
22
ABONE OL

Uğur KEPEKÇİ

Bir ulusun egemenliğinin kudreti ve bağımsızlığının ispatı; kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin, bayrağının, kültürünün, parasının değeri kadardır. 

Bu sebeple milli bayramlar bir ulusun egemenliğinin dünyaya tekrar tekrar ilanının da fırsatıdır. Her milli bayramın ayrı bir özelliği de ulusumuz üzerindeki hesabı olan işgalci hainlere, iç ve dış düşmanlara “aklınızı başınıza alın bu millet asla esareti kabul etmez” mesajı niteliğindedir. 

Geçmişte bazı aymazlar okullarda okunan andımıza, milli bayram kutlamalarına karşı çıkmış, hatta bazı resmi kurumlardan “TC” tabelalarını ve andımızı kaldırmıştır. Bu zihniyete, milli duruştan ve kudretten neden rahatsızlık duyduğunu sormak lazımdır. 

17.04.2024 de Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız hakkında yazdığımız bir makalede “Haydar Hoca ezber bozandı” diye başlık kullanmıştık. Gerçekten de Haydar Baş Hocamız, toplumsal birçok probleme kalıcı çözüm önerileri getirmiştir. 

Birileri milli değerlerimizle oynarken O, hemen devreye girmiş; “Milli bayramlarını kutlayamayanlar dini bayramlarını da kutlayamaz” tespitiyle yeni bir tespit, yeni bir yol göstermiştir. 

Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bu sözü çok önemli bir gerçeğin altını çiziyordu aslında. Milli duruştan rahatsızlık duyanlar ya da bu görüş sahibi olanların değirmenine su taşıyan sözde milliyetçiler, sözde dindarlar, önemli bir tespitten gafil oldular. 

Sözü fazla uzatmadan hemen Gazze ve Filistin gerçeğine dönelim. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yaşayan halkımız, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nı en coşkulu bir şekilde kutladılar. Ama ne bir Gazzeli ne bir Filistinli bu bayramın coşkusunu yaşayamadı. Çünkü toprakları işgal altındaydı. Her gün ölüyorlardı. Ne bir devletleri ne de kutlayacak milli bayramları yoktu. 

Milli bayramını kutlayan özgür devletlerin halkları, dini bayramlarını da aynı özgürlükle kutlama şansına sahipler. Milli bayramlarını kutlayamayan devletler ve milletler esaret altında ve dini bayramlarını kutlamaktan mahrum bir hayat yaşamak zorunda kalırlar. 

Milli ve dini bütünlüğün ne anlama geldiğini anlamaktan uzak olan siyasi iradelerin iktidarı, halkın birliğine değil ayrılığına sebebiyet verdiklerini görüyor ve yaşıyoruz. 

Bu konuda da Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın önemli bir tespiti vardır. “Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüz, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür”

Değerli dostlar! Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın İcmal Dergisinden aldığımız şu tespiti konuya açıklık getirmektedir: 

“Her milleti millet yapan temel değerler vardır. Bunun tersi de doğrudur: Bu değerler zaafa uğratılıp tahrip edildikçe o millet yok olmaya mahkûm olur. Her millet için asıl olan ve korunması gereken iki önemli değer: Dinî ve millî bütünlüktür.

Bunlardan din o milletin harcı gibidir. Millî bütünlük ise; o milletin zahirî teşkilatı ve bekasının gereğidir. Devlet ise milletin teşkilatlanmış halidir. Yani milletin organize olmuş halidir. Bu sebeple milletin korunması devleti, devletin korunması da milleti teminat altına alır. Devlet ile millet ise ancak millî bütünlükle korunur.

Peki, acaba millî bütünlük nasıl korunur? Şüphesiz millî bütünlüğün korunması mili ve manevi değerlerin korunması ve yaşatılmasıyla mümkündür.

Çok tekrar edilen, gündem olan ve fakat bir türlü muhtevası tahlil edilmeyen bir manadır “millî ve manevi değerler” kavramı… Bu kavramların açılması aynı zamanda millî bütünlüğün unsurlarını da ortaya koyacaktır.

Asla unutulmamalıdır ki; millî değerler, manevi değerler ayrı ayrı ifade edilse de ruh ve beden gibi iç içedir ve birbirlerinin mütemmimidir. Bu yaklaşım tarzı isabetli, diğer yaklaşımlar ise isabetsizdir ve de olumlu sonuç vermez.

Esasen sadece ‘millî değerler’ tabiri kullanılsa bile maksadı izaha yeterlidir. Zira, bir milletin millî değerleri tarihi misyon, ideal ve gelenekleri, psikolojik ve sosyolojik gerçekleriyle bir bütün oluşturur. Hele tarihi şan ve şerefle dolu Türk milleti için millî değerler kavramı bir tarihi ve onun zahiri ve batıni bütün cihetlerini, mana ve mahiyetini ifade etmektedir.”

Milli bayramları bu mantıkla kutlamak aynı zamanda Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın dediği gibi kendi geleceğimizin de teminatı olacaktır. 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.