DİZELERİNİZ…
BERBER HORO
Bazarın başında
dar bir sokağın içinde
küçücük bir düğen
Berber Horo’nun.
Kocaman kapısı var
tahtadan,
içindeki kürsüsü de tahtadan
hem de arkalı
bir de böyük aynası var ki aratmaz
bağlı bahçalıyı,
işte
bütün konforu bu
berber Horo’nun.
Tam karşısında
gene küçücük bir düğen
gennin kimi
yaşlı bir dede oturmuş
tezgahının başına
usta bir sanatçı edasıyla
dokur kilimlerini ilmek ilmek.
Ne kadar hoşuma giderdi
rengârenk,
iplerin
ahenk içinde gelişini izlemek.
Akşam
eve geldi mi
iki üç parça odun kömürünü
çatar birbirine
berber Horo
körükten vurur havayı
kıvılcımlar saçarak kayar
tembekinin ataşını.
Fokur fokur
sesler eşliğinde
öyle de forslu içer ki genni
zannedersin
misk-i amber suyu.
Özene bezene hazırladığı
nargilesini aldı mı eline
“gelin uşaklar heket zamanı”
der
ve başlar anlatmaya.
“Heket heket hongül koç
ikisi sıçan biri boz
bindik bozun üstüne
gettik Halep yoluna,
Halep yolu daşlıca
armağanı datlıca,
yolda bir geçi gördüm
vurdum kıçını kırdım,
geçi getti hekime
hekim dedi fesime
ben dedim püskülüme.”
Heketin
girişi beyle güzel
kimbilir
gendi ne güzel
gendi ne güzel.
Işıklar içinde uyu
Horo dedem
Gülseren FEDAKÂR YALAZA
***
ÜZERLİK GETİR
Ciğerimsin dert görme
Zellüh’e kara sürme
Boyun bosun yerinde
Herkese gönül verme
Heddüç Zellüh yan yana
Ağam nasıl dayana
Seninki boydan kısa
Yesin içsin mayana
Evleri ak sekili
Zellüh bitli kekilli
Heddüç’ü sorarsanız
Yürek sevda çakılı
Havışları döşeme
Zellüh bakar paşama
Benden segè hèyir yok
Hâyal kurup yaşama
Bedestenden geçersin
Damdan otlar biçersin
Şu Kilis’in içinde
Zellüh’ümü seçersin.
Havışları bahçalı
Bacağı çirpi çalı
Kapı kapı dolaşır
Gönlü yama bohçalı
Benim sende gözüm var
İnci kimi sözüm var
Eğer anan vermezse
Seni yakan közüm var.
Karadaş’tan geçersin
Arakıyı içersin
Kızlar işmar edince
Bilmem nere kaçarsın
Damdan dama ip gerdim
Üstüne asbap serdim
Bu kadar mehsim olma
Lellüz’e güller derdim
Evlerinde bir kuş var
Ayağında gümüş var
Böke heç kız beyenmor
Helbet bunda bir iş var.
Nahır yerinde teke
Çoban kéhrini çeke
Uşak densizlik etme
Sonra derler beceke
Dama kurduk süllümü
Süllümdeki güllü’mü
Şakıyıp da duruyor
Muhabbetten dilli mi
Damda söyyük kırıldı
Zellüh bana darıldı
Ağam cidet yar sevmiş
Heddüç kime sarıldı
Lozze dalda dal yerde
Gönül kalmıyor darda
Felek bize ne etti
Kalakaldık hep zorda
Azarada buzara
Kızlar getti bazara
Yarime göz edenin
İki gözü bozara
Ağam seni sevorum
Düşlerimde özlorum
Kilis hèneyi bitmez
Gözlerinden öporum.
Ömer Faruk KANDEMİR