Dolar 32,4251
Euro 34,8197
Altın 2.394,12
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 24°C
Hafif Yağmurlu
Kilis
24°C
Hafif Yağmurlu
Per 23°C
Cum 21°C
Cts 19°C
Paz 19°C

Nasıl Bir Eylüle Uyanmak? Nerde Benim Çocukluk Eylüllerim?!

Nasıl Bir Eylüle Uyanmak? Nerde Benim Çocukluk Eylüllerim?!
A+
A-
27.09.2021
333
ABONE OL

Mehmet KILIÇOĞLU

Benim çocukluğumda eylüller daha farklıydı. Bu günlerde köyümüzde bider ekimi yapılırdı. Bider, arpa, buğday ve tahıl tohumlarının toprağa ekimidir. Bir yağmur yağmışsa,toprak tava gelmiştir.

Babamız her sabah erkenden,daha güneş doğmadan,atını ve öküzleri alır,bir saatlik yol sonunda tarlalarımıza ulaşırdı.Aslanlı,tarlalarımızın olduğu bölge… Çiftini koşar,bideri eliyle evlek evlek toprağa serper.Ardından, öküzleriyle tarlayı sürer.Bu bider ekme işi öğleye dek sürerdi.Altmış-yetmiş kilo tohumu ekerdi.

Ben ve büyük kardeşlerimizden evde olan birimiz,babama azık götürürdük.

Anamın,erkenden kalkıp yaptığı ekmekleri ve diğer yiyecekleri azık çıkınına yerleştirirdik.Ben boz eşeğihazırlardım.Yola çıkardım.Bir saatlik yolda,kimi zaman korkarak kimi zaman,türkü söyleyerek,azığı babama götürürdüm.Yol çok işlek olduğundan, fazla bir sorun olmazdı.Çünkü köylümüz hep birbirine dosttu.Düşmanlık,kavga dövüş olmazdı.Yani küçük çocuklar da rahatça bağa-tarlaya yalnız başına gidebilirdi.Tarlaya ulaşınca babam sevinirdi.Azık gelmişti.Çifti durdurur ve çıkını açar yemeğini yerdi.Öğleye dek ben tarlamızda çevrede boş olarak gezerdim.Öğle sonu ise öküzleri otlatıp akşam köye getirirdim.

Tarlamızda,iki-üç ağaç alıç vardı.Bu mevsimde üzerinde kalan alıçlar sapsarı,mum gibi olurdu.Bu alıçları toplardım,öyle doğal bir tadı,kokusu vardı ki Yunus’un alıçları gibiydi.Tarlamızın başındaki domates bahçemizde az kızarmışdomatesler,fazla büyümemiş biberler bizim çok tatlı öğle yemeğimiz olurdu.Su kıyılarında hafif beyaz,kırmızı karışımı topraklarda çütçü çiçekleri çıkardı.Çiçekleri pembe,kökleri beyazımsı,ne kadar güzel görünürlerdi.Bu çiçeklerin açması ve su gölcüklerinin kırağı tutması güzün geldiğini haber verirdi.

Babam,öğlen çifti bırakıp atıyla köye dönerdi.Ben ve benim gibi üç beş arkadaş,öküzlerimizi güderek köye doğru gelirdik.Üzüm bağları,karpuz tarlaları bozulmuş olurdu.Bağlarda yaprak aralarında kalan küçük üzüm salkımları ve şıttıflar bal gibi olurdu.Otlar arasında kalmış karpuzlar,kıpkırmızı ciğer gibiydi.Bizler,bunları toplar yerdik. Üzüm bağlarının,kavak ve elma armut ağaçlarının yaprakları hafif sarıdan koyuya dönerdi.

Çevremizde doğal resim tabloları gibi görünürdü.Köyümüze yaklaştıkça,gün aşağılara inerdi.Sürü halinde arı kuşları,gurk gurk sesleriyle üstümüzden geçer,cevizlere,kavaklara gecelemeye giderdi.Hep güzel görünümler,GÜZÜN GELDİĞİNİ MUŞTULARDI.

Haa bir de okulumuz açılmış olurdu.Köyümüzde okula gitmeyen kimse olmazdı. İşte benim eylüllerim böyleydi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.