Nasıl Bir Eylüle Uyanmak? Nerde Benim Çocukluk Eylüllerim?!
Mehmet KILIÇOĞLU
Babamız her sabah erkenden,daha güneş doğmadan,atını ve öküzleri alır,bir saatlik yol sonunda tarlalarımıza ulaşırdı.Aslanlı,tarlalarımızın olduğu bölge… Çiftini koşar,bideri eliyle evlek evlek toprağa serper.Ardından, öküzleriyle tarlayı sürer.Bu bider ekme işi öğleye dek sürerdi.Altmış-yetmiş kilo tohumu ekerdi.
Ben ve büyük kardeşlerimizden evde olan birimiz,babama azık götürürdük.
Anamın,erkenden kalkıp yaptığı ekmekleri ve diğer yiyecekleri azık çıkınına yerleştirirdik.Ben boz eşeğihazırlardım.Yola çıkardım.Bir saatlik yolda,kimi zaman korkarak kimi zaman,türkü söyleyerek,azığı babama götürürdüm.Yol çok işlek olduğundan, fazla bir sorun olmazdı.Çünkü köylümüz hep birbirine dosttu.Düşmanlık,kavga dövüş olmazdı.Yani küçük çocuklar da rahatça bağa-tarlaya yalnız başına gidebilirdi.Tarlaya ulaşınca babam sevinirdi.Azık gelmişti.Çifti durdurur ve çıkını açar yemeğini yerdi.Öğleye dek ben tarlamızda çevrede boş olarak gezerdim.Öğle sonu ise öküzleri otlatıp akşam köye getirirdim.
Tarlamızda,iki-üç ağaç alıç vardı.Bu mevsimde üzerinde kalan alıçlar sapsarı,mum gibi olurdu.Bu alıçları toplardım,öyle doğal bir tadı,kokusu vardı ki Yunus’un alıçları gibiydi.Tarlamızın başındaki domates bahçemizde az kızarmışdomatesler,fazla büyümemiş biberler bizim çok tatlı öğle yemeğimiz olurdu.Su kıyılarında hafif beyaz,kırmızı karışımı topraklarda çütçü çiçekleri çıkardı.Çiçekleri pembe,kökleri beyazımsı,ne kadar güzel görünürlerdi.Bu çiçeklerin açması ve su gölcüklerinin kırağı tutması güzün geldiğini haber verirdi.
Babam,öğlen çifti bırakıp atıyla köye dönerdi.Ben ve benim gibi üç beş arkadaş,öküzlerimizi güderek köye doğru gelirdik.Üzüm bağları,karpuz tarlaları bozulmuş olurdu.Bağlarda yaprak aralarında kalan küçük üzüm salkımları ve şıttıflar bal gibi olurdu.Otlar arasında kalmış karpuzlar,kıpkırmızı ciğer gibiydi.Bizler,bunları toplar yerdik. Üzüm bağlarının,kavak ve elma armut ağaçlarının yaprakları hafif sarıdan koyuya dönerdi.
Çevremizde doğal resim tabloları gibi görünürdü.Köyümüze yaklaştıkça,gün aşağılara inerdi.Sürü halinde arı kuşları,gurk gurk sesleriyle üstümüzden geçer,cevizlere,kavaklara gecelemeye giderdi.Hep güzel görünümler,GÜZÜN GELDİĞİNİ MUŞTULARDI.
Haa bir de okulumuz açılmış olurdu.Köyümüzde okula gitmeyen kimse olmazdı. İşte benim eylüllerim böyleydi.